Habib Güler*
Yazar Ahmet Hüseyin’in Sitav Yayınevi’nden dört kitabı birden çıktı. Her kitap kendi mecrasında başka başka konular işlese de, tüm kitaplarını birlikte tanımlarsak, Kürt edebiyatında yeni bir nefes dersek, sanırım abartılı olmaz. Hele kitaplar içinde “Axîna Dilistan” eseri, Kürt şiirinde yeni bir divan niteliğinde. Doğrusu ben amatör bir şiir okuyucusu olarak, yazarın eserlerini okuduğumda, bende Ahmedê Xani’nin, Baba Tahîrê Uryan’ın otantizmini uyandırdı. Aynı zamanda Cigerxwin’in yakın Kürt tarihinin acılarını, mısralarında duyumsadım.
“Axîna Dilistan” eserinde yazar, Kürt tarihini mısralarında işlerken, aynı zamanda felsefik bir bakış açısıyla, dil ve edebiyatını da kusursuz işlemiş. “Axîna Dilistan” Kürt şiirinde tam da bir baş eser.
“Zayina di Amûra Sertûj” adlı eserinde Besê (Seyit Rıza’nın eşi) ananın dilinden Dersim’de, 1937’deki katliamda kadınların (toplumun) yaşadığı acılara bir kez daha yazarın kendi otantik diliyle tanık oluyoruz.
“Canheval” ile “Dilê çar dilî” eserleri ise, eserlerin adlarından da anlaşılacağı gibi, dört parçaya bölünmüş ülkenin yürek acısını ve yakinen tanıdığı canhevallerinin yürek sızısını duyar insan. Yazarın “Axîna Dilistan” ile “Zayina di Amûra Sertûj” eserleri şiir kitaplarıdır.
“Canheval” ile “Dilê çar dilî” eserleri ise deneme türündedir. Kürt edebiyatı takipçilerinin, yazarın kendine has otantik diliyle tanışmasını tavsiye ediyorum. Ahmet Hüseyin’in diline, yüreğine sağlık diyorum. Yeni Kurdî eserlerini, biz okuyucular olarak dört gözle bekliyor olacağız.
* Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevi