Gazi Mahallesi’nde alevi yurttaşlara yönelik katliamda yaşamını yitirenler, 24’üncü yılında yapılan yürüyüş ile anıldı
İstanbul’da Alevi yurttaşların yoğunluklu olarak yaşadığı Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995 günü 5 kıraathane ve bir pastanenin taranmasıyla başlayan olaylarda yaşamını yitiren 22 kişi anıldı. Sultangazi ilçesinde bulunan Alevi örgütleri tarafından düzenlenen anma için yüzlerce kişi Gazi Mahallesi Cemevi önünde bir araya gelerek Gazi eski karakoluna yürüdü. “Gazi, Ümraniye katliamını unutmadık unutmayacağız” pankartı ve üzerinde yaşamını yitirenlerin fotoğrafları bulunan dövizler taşındığı yürüyüşe yüzlerce kişinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı.
Yürüyüşe mahalle esnafı da katılırken çevrede bulunan okullardaki öğrenciler de slogan ve alkışlarla eyleme destek oldu. Olayların başladığı yere ulaşan kitle yaşamını yitirenler anısına saygı duruşu yaptı.
‘Katiller nasıl ortadan kayboldu?’
Burada aileler adına açıklama yapan Erkan Şimşek, 24 yıl önce bagajında şoför Mesut Efe’nin cesediyle birlikte ilerleyen ticari taksiden açılan ateş sonucu Dostlar, Cihan, Yavuz Kardeşler, Doğu kahvehaneleriyle Sarıcıoğlu Pastanesi’nin kurşun yağmuruna tutulduğunu hatırlattı. Saldırının Alevisi, Sünni’siyle tüm halka yapıldığını belirten Şimşek, “Bu katiller nasıl ortadan kayboldu? Gazi halkı bunu biliyordu. Bu nedenle öfkesi sel oldu ve Gazi karakoluna akmaya başladı” dedi.
Katillerin yakalanmasını isteyen halka bu kez de güvenlik güçlerinin ateş açtığını dile getiren Şimşek, “Gazi halkının zalime ve zulme direnişi, sokağa çıkma yasağına, katliamlara, devletin polisinin sergilediği vahşet görüntülerine, 18 şehit, yüzlerce yaralıya rağmen 3 gün boyunca sürmüştür. Birçok ilde ve Avrupa ülkelerinde Gazi halkına destek yürüyüşleri yapılmış, Ümraniye’de Gazi halkına destek vermek, katliamı protesto etmek isteyen kitleye, bir okulda pusuya yatmış katiller tarafından ateş edilerek 4 canımız katledilmiştir” ifadesinde bulundu.
‘Cezasız bırakıldılar’
Şimşek yargı sürecine ilişkin şunları söyledi: “Sadece katil polislerden Adem Albayrak’a 4 kişiyi öldürmekten 3,5 yıl, Mehmet Gündoğdu ‘ya 2 kişi öldürmekten 1 yıl 8 ay ceza verildi. Yani, günlerce süren olaylardan sadece 2 polis sorumlu tutuluyordu. Gazi’de yaşanan bu katliamdan; dönemin başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü İstihbarat Daire Başkanı Hanife Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Nejdet Menzir ve bunların tetikçileri sorumludurlar ve cezalandırılmalılar.”
‘Bizlere düşen onurlu bir gelecek için direnmektir’
Ülkenin yoğun bir tecrit altında olduğunu vurgulayan Şimşek, “KHK’lerle emekçiler işlerinden edildi, Kayyum zihniyetiyle halkların iradesi yok sayıldı. Çocuk İstismarı yüzde 90’lara vardı. İnanç diktası ve asimilasyon cenderesinde tüm okullarda zorunlu din dersleri, her okula mescit yaklaşımı Alevilere ve inanç kimliklerine zülüm uygulanmakta. Basın, cemevi ve kurum yöneticileri hukuksuzca tecrit edilmekte. Hukukçular içerde ve açlık grevinde. Cezaevlerinde açlık grevleri yayılmış durumda. Leyla Güven 125 gündür tecride karşı açlık grevinde ve geri dönülemez riskli eşikte. Kürt halkına ‘Defol git’ diyen kendi dışında herkesi yurt içinde ve yurt dışında terörist gören bir garabet ile karşı karşıyayız. Bir ‘Cinnet İttifakı’na dönüşen beka sorunu şizofrenisi halklara karşı yeni katliamların kapısını aralıyor. Ve bizlere düşen onurlu bir gelecek için direnmektir” ifadelerini kullandı.
Anma ardından Gazi Cemevi’nde lokma dağıtıldı.