Dünya üzerinde arı popülasyonunda ciddi bir düşüş yaşanıyor. Sanayileşme, kentleşme ve tarım ilaçları ile adeta arılara soykırım yaşatılırken, buna insanların basit çıkarları da eklendiğinde, bir arı düşmanlığı dünyayı sarmalıyor
Bursa’nın İznik ilçesi Elbeyli Mahallesi’nde bir tarlanın içinde yükselen, yaklaşık 700 yıllık servi ağacı, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından yakılıp, dalları kesilmiş halde bulundu. Gövdesinde ve dalında kesikler ile yanıkların olduğu görülen servi ağacının, üzerindeki arı yuvaları nedeniyle yakıldığı, tahrip edildiği iddia edildi. Duruma tepki gösteren yurttaşlar, ağacın yuva yapan arıları kovmak amacıyla kesildiğini ifade ettiler. Devasa büyüklükteki servinin gövdesinde hızar makinesi ile derin kesikler açıldığı ve her iki ağacın gövdesinde derin yanıklar olduğu görüldü. Servi ağacı 6 yıl önce tescillenerek anıt ağaç ilan edilen 6 metre genişliğinde ve 20 metre uzunluğundaki bir ağaçtı. Elbeyli Köyü Muhtarı Hasan Ünal, “Bu serviler 700 senelik. Gövdelerinde ateş yakılmış. Müze Müdürlüğü buradaki ağaçların varlığından haberdar, ancak ilgilenen yok” dedi. Ağaçlara ve arılara yapılan düşmanlık aslında kendi yaşamlarına kast etmekten başkaca bir şey değil. Arılar ve ağaçlar özgür olmazsa, yaşamı sürdürmek olanaksız hale gelecek.
Arılar tükenirse biz de tükeniriz Tükettiğimiz her 3 öğünden biri arılar sayesinde mümkün olabiliyor. Bal arıları o kadar önemli ki eğer ölürlerse binlerce ekin de beraberinde ölür. Bu da ilerleyen yıllarda milyonlarca insanın açlık çekmesiyle sonuçlanır. Bal arısının olmadığı bir ekosistemde, tükettiğimiz yiyecekler yok olur veya üretimde devasa bir düşüş yaşanır. Elma, soğan, kabak gibi yiyeceklerin yanı sıra besicilikte kullanılan bitkiler, süt ve et gibi yiyecekler için de bal arısının varlığı çok önemlidir. Einstein, “Eğer arılar ölürse sonraki yıllarda insanlar da ölür” vurgusu laf olsun diye söylenmiş değil. Uzun yıllardır arılar ortadan kaybolmaya başladı, yani ölüyorlar. Milyonlarca kovan geçtiğimiz yıllarda işlevsiz hale geldi. Dünya çapındaki arıcılar yıllık yüzde 30- yüzde 90 kayıp yaşadıklarını belirtti.
Tarım ilaçları
Tarımsal üretimlerde zararlılara karşı kullanılan neonicotinoid’ler arı ölümlerine en çok neden olan ilaç. Bu kimyasal ilaç 90’larda DDT’ye bir alternatif olarak üretildiği biliniyor. Amerika’da 2013’te Neonicotinoid’ler, kanola ve mısır bitkileri için kullanıldı. Ayrıca bitki ve meyvelerin büyük bir çoğunluğunda, elma, kiraz, şeftali, portakal, dutgiller, yeşil yapraklılar, domates ve patates, mısır gevreği içerikleri, pirinç, fındık, üzüm ve dahasında kullanıldı. Bu kullanımların artmasıyla birlikte arılarda kitlesel yok oluşlar artarak devam etti. Arılar, polenleme yaptıkları sırada bitkilere sıkılan zehirli suyla temas ediyor. Ve bu zehiri aynı zamanda kovanlara taşıyorlar. Burada biriken zehir yavaşça tüm koloniyi öldürüyor. Toksinler, arılara birçok şekilde korkunç zarar veriyor. Yeterli doz ile kasılma, felç ve ölüme yol açabiliyorlar. Az bir miktarı bile ölümcül olmaya yetiyor. Bilişsel anlamda arılara zarar veriyor ve belki de en önemlisi arılara yol bulmayı unutturuyorlar, böylece arılar uzaklaşıp kaybolarak kovandan uzakta ölebiliyorlar.
Bal arılarının düşmanı çok fazla
1998’de 5 milyon olan kovan sayısı bugün 2.5 milyonun altına düşmüş durumda. 2006’dan bu yana ‘Colony Collapse Disorder’ yani ‘Koloni Çöküşü Düzensizliği’ denilen olay birçok ülkeyi etkiledi. Sebebinin ne olduğunu bilim insanları halen tam olarak bilemese de tek bildikleri bu durumun çok ciddi olduğu. 10’larca yıldır bazı tehlikeli düşmanların arı istilasını gördük. Arıların bir başka düşmanı da Varroa Desctructor. Bu canlılar, arı kovanlarında çoğalıp arıların en büyük düşmanı haline geliyor. Arılar için birçok tehlikeler var. Örenğin virüsler ve mantarlar gibi. Normal şartlar altında bu durum kontrol edilebilir ancak bunlar korkunç miktarlardaki arı kaybını açıklamaya yetmiyor. Geçtiğimiz yıllarda arıların ölümüne yol açan böcek ilaçları tanıtıldı.
Kentleşme ve arı
Yabani arılar, hem tarımsal üretkenliği hem de dünyadaki çiçekli bitki çeşitliliğini destekleyen vazgeçilmez tozlayıcılar olduğu biliniyor. Ancak arılar, birçok faktörden kaynaklanan nedenlerle sayılarında ciddi düşüşler yaşamaktadır. Michigan Üniversitesi’ndeki yeni bir araştırma çalışmasında, bu faktörlerden birinin ‘kentleşme’ olduğu belirtildi. Michigan’ın güneyindeki sahalarda çalışma yürüten araştırmacı ekip, özellikle orta ve büyük gövdeli topraklarda yuvalayan dişi arıların azalmasının başlıca nedeni kentleşme olduğu belirtildi. Kentleşme arttıkça arıların cinsiyet oranının erkek egemen hale geldiği tespit edildi. Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Bölümünde doktora sonrası araştırmacı olan, araştırmanın yazarlarından Paul Glaum, “Bu bulguların arı popülasyonun da erkek ve dişi arılar farklı tozlaşma davranışlarına sahiptir. Aynı türden dişi ve erkek arılar, genellikle farklı bitki türlerini tozlaştırır. Dişi arılardaki düşüşün bitkilerin bir kısmı tehlike altında” olduğunu ifade etti. Habitat kaybı, parazitler ve hastalıklar, böcek ilacı kullanımı ve iklim değişikliği bu sürecin başlıca nedenleri.
EKOLOJİ SERVİSİ