Farklı iş kollarında faaliyet yürüten fabrikalardan tersanelere, sanayi havzalarının kurulu bulunduğu Tuzla, sadece İstanbul değil, Türkiye ekonomisine yüksek katkı sağlayan önemli sanayi kuruluşlarını barındıran merkezlerden biri. 170 bin civarında seçmenin 24 Haziran’da yapılacak seçimlerde sandık başına gideceği ilçede halkın nabzını ölçmek için ilçenin yolunu tuttuk. İlçede ilk karşılaşılan şey fabrika bacalarından gökyüzüne yükselen dumanlar ve etrafa yayılan keskin koku. Yine kimi bozuk yolardan gelip geçen araçların arkalarında bıraktığı toz bulutları yüzünden çevrede açık bir pencere görmek bile mümkün değil. İlçe sakinleri, önceki seçimlerde yüzde 50’ye yakın oranlarda oy almasına rağmen AKP’ye dönük büyük bir öfke içerisinde. İçerisinde bulundukları durumdan bıkan yurttaşların kurtuluş ümidi ise muhalefet partilerinde. Toz bulutu içerisinde ilk olarak son günlerde sıklıkla üzerinde konuşulan bir mahalle kıraathanesine giriyoruz. Hafta içi ve çalışma saati olmasına rağmen içerisi tıklım tıklım. Masada oyun oynanan birkaç kişinin hemen yanına ilişiyoruz. Oturur oturmaz oyunlarına ara verenlere gazeteci olduğumuzu belirtmemiz üzerine, dillerinden dökülen ilk söz işsizlik oluyor.
‘İktidardan bıktık’
Kahveden çıkıp, sokaklarda ilerlediğimizde karşımıza çıkan HDP’nin seçim bürosuna yöneliyoruz. Burada tanıdık bir isim ile karşılaşıyoruz. O isim, Pendik’te bir erkek tarafından katledilen Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken. Sohbet ettiğimiz Palandöken, ülkede adaletin olmadığını belirtip, ardından sözü ekonomiye getiriyor. AKP’nin yaptığı tek şeyin yol ve köprü olduğunu, bunların da vergisini fazlasıyla halktan çıkardığını ifade eden Palandöken, “Ben de işsizim ve iş arıyorum ama bulamıyorum. Tuzla halkının birçoğu da işsizdir. Tuzla’da insanlar iktidardan bıkmış. Eskiden oy verenlerin çoğu vermeyeceklerini ifade ediyorlar” dedi. HDP’nin seçim bürosundan çıkıp, mahalle arasında ilerlemeye devam ediyoruz. Karşılaştığımız Hasan Demirel, 2007’den önce tekstil işiyle uğraşırken krizden dolayı iflas edip kıraathane açtığını söyleyen bir yurttaş. Erdoğan yüzünden çok şey kaybettiklerini söyleyen Demirel, “Bundan iki sene önce bizim çayımız 1 liraydı. Ben koli çayı 15 liraya alıyordum. Şu anda çayım hâlâ 1 lira ama ben çayı 27 liraya alıyorum. Ve bu çayı 1 liraya satmama rağmen, zorluk çekiyorum” diye belirtiyor.
HDP barajı aşmalı
Ondan ayrılıp CHP bayraklarının asılı olduğu sokaktan geçtiğimizde CHP Tuzla İlçe Örgütü yöneticisi olan Altan Engindeniz’e denk geliyoruz. Seçimlerin önemine değindikten sonra konuyu HDP’nin üzerindeki baskılara getiren Engindeniz, “Bugün HDP, Türkiye’nin önemli bir partisidir ve barajı aşmalıdır. HDP’nin barajı aşması bu ülkenin insan haklarına ve özgürlüğüne büyük katkısı olacaktır” diyor. Sonrasında 63 yaşındaki Ağa Erman’ın daveti üzerine evine misafir oluyoruz. Bugüne kadar hep CHP’ye oy verdiğini söyleyen Erman, ancak şimdiye kadar oyunun karşılığını bulamadığından şikâyetçi. Bu seçimlerde kullanacağını oyunun rengi ise HDP.
Bu kez HDP diyecek
Eşi Meryem Erman ise, en çok mutfaktan dert yanıyor. Ev emekçisi olan Erman, “Ya pazara çıkmıyoruz ya da çıktığımızda aldıklarımız 2 gün bize zor yetiyor” diyor. Tuzla’ya dair beklentilerinin ne olduğunu sorduğumuzda ise, en çok dert yandıkları konu yakınlarındaki mezbahadan yayılan koku. Erman, “Mezbahane çok kötü kokular etrafa yayıyor. Kokuların yanında bir de pislikler, pisliklerin getirdiği küçük hayvanlar, böcekler var. Bunların temizlenmesini, çözüm bulmasını istiyoruz ama sesimizi duyan yok” yanıtını verdi. Meryem Erman da bu seçimlerde bu kez oyunu HDP’ye vereceğini ifade etti.
Bilal Seçkin-Servet Karaduman/İstanbul