Safiye Alağaş
Tam 162 yıl öncesine dayanıyor kökeni 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün. Kadınlar, kız kardeşlerinin anısına sahip çıkmanın kendi hayatlarını eşit ve özgürce yaşamanın gereği olduğunu bilerek 8 Mart’ı kadınların birlik, mücadele ve dayanışma günü ilan etti. Ve tam 109 yıldır tüm dünyada kadınlar 8 Mart’ı dayanışma ve mücadele günü olarak kutluyor. O gün bu gündür 8 Mart, kadınların yaşamlarına sahip çıkma, kendilerine reva görülen karanlığı yırtma günü oluyor. Nerede bir kadın varsa, nerede yaşamı değiştirmek, geleceği umutla örmek isteyen kadınlar yan yana geldiyse orası 8 Mart alanına dönüştü-dönüşüyor.
Eşit haklar talebi
1850’li yıllar, ABD’nin tamamında tüm işçi hareketlerinin yükseldiği yıllardır. Sanayi işçileri olağanüstü zor koşullar altında çalışmaktaydı. Bu zorlu koşullarda New York’ta 40 bin tekstil işçisi direnişe geçiyor. Başlıca talepleri; 16 saatlik iş gününün 10 saate indirilmesi, insanlık dışı çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerin yükseltilmesi, kadın işçilerin eşit haklara sahip olmasıydı. İşçiler yoksul semtlerden başlayarak, zenginlerin oturduğu mahallelere doğru yürüyüşe geçer. İşçiler bu mahallelerden geçerken polis saldırır. Bu saldırı sonucu direniş kırılır. Grevin ardından tekstil ve tütün sanayiinde birbiri ardı sıra başka grevler patlak verir.
1857 ve büyük direniş
8 Mart 1857’de New York’ta yer alan bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başladı. Kadın işçilerin örgütlediği bu grev o güne kadar yapılmış en büyük kadın eylemlerinden biriydi. Ancak kadınların örgütlediği eylemi durdurmak isteyen polis, kadın işçilere saldırarak patronların desteğiyle binlerce işçiyi fabrikaya kilitledi. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 148’i yanarak yaşamını yitirdi. Bu işçilerin 129’u kadın olurken, 48 ise sendika üyesiydi. ABD basını olaya neredeyse hiç yer vermezken, işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı. Yirminci yüzyılın başında, giyim endüstrisi New York’un en çok işçi istihdam eden sektörüydü. 1908 ekonomik krizinden sonra ücretler epey düşmüş, kullanılan iğne-iplik, elektrik ve oturulan sandalyelerin ücreti işçilerden kesilmeye başlamıştı.
65 saate varan haftalık çalışma süreleri bazen 75 saate çıkıyordu, haftalık ortalama ücret ise 5 Dolar’dı. Triangle fabrikasının sahipleri Harris ve Blanck, sendika karşıtı tutumlarıyla tanınıyordu. 1909 sonbaharında 150 sendikalının işine son verilmişti. 22 Kasım 1909’da, İLGWU’ya bağlı Local 25 Sendikası, genel grev çağrısı yapar. 25 Kasım 1909’da yaklaşık 40 bin işçiyi istihdam eden, New York ve civarı, Philadelphia ve Baltimore’dan 600 gömlek fabrikasında çalışan, yüzde 80’i kadın, 20 bin gömlek işçisi greve çıkar. Temel talepleri, alt işveren (o dönemdeki taşeronluk) uygulamasına son verilmesi; 52 saatlik çalışma haftası; günlük ücretsiz fazla mesainin 2 saati aşmaması; ücretlerde yapılan malzeme ve elektrik bedeli kesintilerine son verilmesiydi. ABD tarihi belgelerinde “en büyük kadın grevi” olarak adlandırılan grev, Şubat 1910’da sona erer. Çoğu talepleri kabul edilir. Sadece Triangle Gömlek Firması sözleşmeyi imzalamayı reddeder.
Sosyalist Kadın Konferansı
17 Ağustos 1907 Stuttgart’ta yapılan Birinci Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı’nda kadın sorunu üzerine uzun tartışmalar yürütüldü. Konferans kararı gereği Uluslararası Sosyalist Kadın Sekretaryası oluşturuldu ve başına görevi 1017 yılına kadar sürdürecek olan Clara Zetkin geçti. Konferans kararlarının tümü kadının iktisadi ve toplumsal hayatta tam eşitliğini esas aldı. “Kadınlara ayrımsız oy hakkı” da alınan kararlar arasındaydı. 26-27 Ağustos 1910 yılında Kopenhag’da, uluslararası kadın konferansının ikincisi gerçekleştirildi. Sendika, sosyalist parti ve çalışan kadın kulüplerini temsilen 17 ülkeden 100 kadın delegenin katıldığı konferansta, kadınlara yönelik tarihi önemde olan talepler yer aldı. Dikkat çekici talepler arasında ise, kadın işçilere günde 8 saatlik çalışma süresi, hamile kadın işçilere doğumdan önce 8 haftalık doğum izni, emziren kadınlara süt izni, 12 yaşından küçük çocukların çalıştırılmasının yasaklanması, işsiz kadınlara sosyal güvenlik ve kadınlara oy hakkı da bulunmaktaydı.
İlk kutlama: 1 milyon kadın
Aynı Kopenhag Konferansı’nda, her yıl bir günün kadınların ekonomik ve politik haklarıyla ilgili uluslararası bir dayanışma ve mücadele günü olarak kutlanması için Clara Zetkin tarafından sunulan öneri benimsendi ve karar altına alındı. Alınan bu karar sonucu olarak sadece Almanya, Avusturya, Danimarka ve İsviçre’de 1911 yılının 19 Mart’ında Uluslararası Kadın Günü olarak 1 milyondan fazla kadının katılımıyla kitlesel kutlamalar yapıldı. Kadınlar 8 Mart alanlarında Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü 19 Mart 1911 tarihinde düzenlendi. İlk kez anılan Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etti. Sonraki yıl Fransa, Hollanda ve İsveç de kadınların mücadele gününü kutlamaya başladı. Yapılan gösterilerde kadınların gündeminde her an patlak vermesi muhtemel olan dünya savaşı vardı.
3. Uluslararası Kadınlar Konferansı
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da düzenlenen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda karar altına alındı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde 8 Mart anmaları yasaklandı. 60’lı yılların sonunda ABD’de de anılmaya başlandı ve daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Miletler (BM) tam 66 yıl sonra 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etti. 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etti.