Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye ekonomisinde yaşanan daralmanın etkilerini analiz etti. Finansal esnekliğin sınırlandığı, tüketici güveninin azaldığı bir sürecin yaşandığını belirterek, Şirketlerin, maliyet artışlarını müşteriye yansıtmada zorlanacakları uyarısında bulundu. Fitch Ratings, 2019’un Türk perakende ve tüketici ürünleri sektörü için zorlu bir yıl olacağını, tüketici güveninin düşmeye devam etmesinin şirketlerin satış hacimleri ve maliyet artışlarını tüketicilere yansıtma kabiliyetleri üzerinde baskı yaratacağını bildirdi. Artan finansman maliyetlerinin, finansmana ulaşım zorluklarının ve yükselen döviz cinsinden borçların perakende ve tüketici ürünleri sektöründe finansal esnekliği sınırlayacağını belirten Fitch, bu risklerin hali hazırda kredi notlarına dahil edildiğini vurguladı.
Yaşar ve Migros vurgusu
Fitch, Yaşar Holding ve Migros’un faaliyet ortamında daha fazla kötüleşmeye karşı en kırılgan şirketler olduklarını belirtti. Kredi derecelendirme kuruluşu, bütün bu zorluklara rağmen 2019’un büyüme imkanlarını beraberinde getireceğini, bu şirketlerin geleneksel perakendecilerden pazar payı almak için iyi konumda olduklarını söyledi.
OECD’ye göre küçülme artacak
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Türkiye ekonomisi için büyüme tahminini aşağı yönlü revize etti. OECD, Türkiye’nin 2019 GSYİH beklentisini eksi yüzde 0.4’ten eksi yüzde 1.8’e indirdi. OECD, önceki gün yayınladığı ‘Ara Ekonomik Görünüm Tahminleri Mart 2019’ raporunda, Türkiye için GSYH beklentisini aşağı yönlü revize etti.
Yeniden gözden geçirdi
Türk ekonomisinin 2018 yılında yüzde 2.9 büyüdüğünü tahmin eden OECD, 2019 yılında yüzde 1.8 daralma yaşandıktan sonra, 2020 yılında yüzde 3.2 büyüme olacağı öngörüsünde bulundu. Bir önceki raporda bu yıl için beklenti yüzde 0.4 daralma, gelecek yıl için yüzde 2.9 büyüme şeklindeydi. Dünya’nın aktardığı habere göre, Türkiye için büyüme tahminlerinin zayıf kalmaya devam ettiğine işaret eden OECD, 2018 yılı ortalarından bu yana üretim ve iç talepte keskin bir düşüş yaşandığını kaydetti. OECD, “Zayıf güven, şirketlerin yüksek borç servis yükü, sıkı para politikası ve euro bölgesi piyasalarındaki zayıf talep yurt içi ve dış talep üzerinde baskı yaratıyor” dedi. PARİS
EKONOMİ SERVİSİ