İstanbul Kürt Film Festivali Bîr (Kuyu) filmiyle başladı. 10 Mart’a kadara sürecek olan festivalde toplam 33 film ve belgeselin gösterimi olacak.
Mezopotamya Sinema girişimiyle 10 Mart’a kadar gerçekleştirilecek olan İstanbul Kürt Film Festivali, Harbiye’de bulunan Kenter Tiyatrosu Salonda başladı. Festivale Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yazar Faik Bulut, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve yüzlerce sanatsever katıldı.
Festivalin açılış konuşması Bakır’dan
Festivalin açılış konuşmasını sinemacı İlhan Bakır yaptı. Toplum olarak zor bir süreçten geçildiğinin altını çizen Bakır, “Toplum olarak adeta bir cenderenin içindeyiz. İnsanların yüzündeki gülümseyişlerin silindiği bir süreç. Bir toplum eğer gülümsemesini yitirmişse o toplum artık yaşanmaz hale gelmiştir. Charlie Chaplin ‘kahkahasız geçirilen gün, gün değildir’ der. O yüzden kahkaha veya gülmek devrimci bir eylemdir deriz. Çünkü yüzümüzdeki mimikler toplumun yansımasıdır” dedi.
‘Leyla Güven’i selamlıyoruz’
İktidarların insanların yan yana gelmelerinden korktuğunu belirten Bakır, iki insanın bile yan yana gelmesine müsaade edilmediği böyle bir süreçte yan yana gelerek salonu doldurmanın onur verici olduğunu vurguladı. Bakır, konuşmasının devamında şunları ifade etti: “Tüm bu baskı politikalarına cevap niyetinde direnen Leyla Güven ve onunla beraber açlık grevinde olan herkesi selamlıyoruz. Tekçi zihniyete karşı bizler de Kürt sanatçıları olarak sanatımızla direnerek cevap olacağız.”
Bakır’ın konuşmasından sonra MA müzik grubunun dinletisine geçildi. Müzik dinletisinden sonra Veysi Altay’ın yönetmenliğini yaptığı Bîr (Kuyu) belgeselinin gösterimi yapıldı. Gösterimden sonra belgesele konu olan Doğan ailesi ve diğer kişilerin adına Hüsniye Baykara kısa bir açıklama yaptı. Baykara, Kürt aileleri olarak her zaman acı içinde olduklarını söyleyerek, 119 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven’in açlık grevi eylemini selamladı. Baykara, “Türk medyası içinde kendini muhalefet olarak tanıtan ve halkın sesi olduğunu idea eden Fox TV, nasıl olur da 119 gündür bu eylemi görmez” dedi.
‘Kürdistan da tam içimizdedir’
Son olarak konuşan Eren Keskin ise, şunları ifade etti: “Bu günlerde ülkeyi yönetenler diyor ya Kürdistan yok, Kürdistan’ı isteyenler Kuzey Irak’a gitsinler. İşte Kürdistan’ı bu filmde gördük. Kürdistan da tam içimizdedir. 1915 soykırımdan bu yana muhaliflere yönelik yok etme politikalarını uyguluyor. Dargeçit kayıpları faili meçhul kayıplara çok önemli bir örnektir. Kürdistan’da toplu mezarların yerlerini aslında halk biliyor. Biz bu dosyada o kadar çok uğraştık ki mezarı açmak için, yıllarca kabul etmediler. Sonunda genç bir savcı nasıl olduysa mezarların açılmasına izin verdi. Mezarın açılması çok acıklı bir kazançtır. Gözaltında kaybedilenlerin yakınları kemiklere de ulaşamıyor.”
10 Mart’a kadar sürecek
10 Mart’a kadara sürecek olan festivalde toplam 33 film ve belgeselin gösterimi olacak. Bu eserler arasında Yönetmen Hüseyin Tabak’ın “Çirkin Kral Efsanesi”, Yönetmen Sehîm Ömer Kalîfa’nın “Zagros”, Yönetmen Hüseyin Hasan’ın “Reşeba”, Yönetmen Ender Özkahraman’ın “Zor bir karar”, Yönetmen Veysi Altay’ın “Bîr (Kuyu)” filmlerinin yanı sıra Rojava Film Komünü tarafından çekilen film ve belgeseller olacak. Bütün film ve belgesellerin gösteriminin yapılacağı mekan ise, Beyoğlu’nda bulunan Mezopotamya Sinema Salonu.
Kaynak: MA