Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Kadın ve LGBTİ Komisyonu, 8 Mart’a giderken medyanın erkek egemen ortamında çalışan kadınların iş yaşamında karşılaştığı ayrımcılığı ve şiddeti ortaya koyan anket çalışması yaptı. TGS Genel Merkezinde yapılan basın toplantısında açıklanan anket sonuçları kadınların salt kadın olmalarından kaynaklı medya alanında pek çok ayrımcılığa maruz kaldığını ortaya koydu. 221 kadınla gerçekleştirilen anket sonucu verilerin toplandığı açıklanırken raporun detaylarını Kadın ve LGBTİ Komisyonu adına Gülfem Karataş ve TGS İstanbul Şube Yöneticisi Zeynep Yüncüler aktardı. Kadının şiddet, psikolojik baskı, mobbing, aile şartlar ve ekstra çalışma temposuna maruz kaldığını vurgulanan açıklamada, “Gazeteci kadınlar olarak bir araya gelmemizden, birlikte mücadele etmemizden geçiyor” dedi. TGS Kadın ve LGBTİ Komisyonu tarafından yapılan anket çalışmasının sonuçları şöyle:
Evlilik ve çocuk bakımı Evlenmenin ve çocuk doğurmanın meslek hayatına olumsuz etki ettiğini düşünen kadın gazetecilerin bir çoğu ankette çocuk sonrası ya fazla çalışma ya da işsiz kalma ile karşı karşıya kaldıklarını ankette belirtti. “Evli olmak ve/ya çocuk sahibi olmak iş hayatınızı nasıl olumsuz etkiledi/ etkiliyor?” Sorusuna verilen yanıtlar, kadınların karşılaştığı en büyük sorunlardan birinin esnek çalışma koşulları olduğunu ortaya koyuyor.
Kadınlar, çalışma saatlerinin belirsizliği, iş yoğunluğu ve fazla mesailer nedeniyle iş ve aile yaşamı arasında denge kuramadıklarını, bu durumun kendilerini yıprattığını anlatıyor. Kadınlar, özel hayatlarına yeterince zaman ayıramadıklarında büyük stres yaşıyor, partnerlerinin anlayışsız olması bu stresi daha da artırıyor. Kadınların verdikleri örneklerden bazıları şu şekilde:
- Bu meslek 9-17 arası yapılmıyor sadece. Haber her saat yazılabiliyor, kaynak her saat arayabiliyor. Öyle olunca da özel hayattan çalınıyor, eşten çocuktan.
- Çalışma saatleri belirsiz olduğundan çocuğumun okul çıkışlarına yetişemedim.
- Dışarıdan bir olumsuzluk dayatmasından ziyade, evle iş arasında denge tutturma içgüdüsü insanı yıpratıyor.
- Evli olunca evde sizi bekleyen birinin olması duygusal stres yaratıyor. Eş ne kadar anlayışlı da olsa kadının gece yarıları işten gelmesi veya evde bilgisayar başına oturup çalışması mesele oluyor. Nitekim işten dönünce evde de kadını bekleyen sorumluluklar var maalesef. Bir de çocuk oldu mu, evdeki sorumluluk on kat artıyor.
Yöneticilerden şiddet
Gazeteci kadınlar, çalışma alanlarında sık sık şiddete maruz bırakılıyor. Şiddetin faili kimi zaman yönetici, kimi zaman çalışma arkadaşı, kimi zaman sosyal medya kullanıcısı, kimi zaman polis oluyor. Ankete katılan kadınların neredeyse yarısı (yüzde 47.5), iş hayatında cinsiyeti nedeniyle en az bir kere şiddete maruz kaldığını ifade ediyor. “Şiddeti uygulayanların kim olduğuna dair sorulan soruya gelen yanıtlarda, kadın gazetecilerin en çok yöneticileri tarafından şiddete maruz bırakıldığı görülüyor. Soruyu yanıtlayan 168 kadının 90’ı (yüzde 54) yöneticisinden şiddet gördüğünü belirtirken, 75 kadın (yüzde 45) çalışma arkadaşından şiddet gördüğünü ifade ediyor. Üçüncü sırada ise polis bulunuyor. 54 kadın (yüzde 32) polis tarafından şiddet gördüğünü beyan ediyor. Kadın gazeteciler OHAL’in ilanından sonra bu şiddetin arttığını belirtiyor.
‘Anne olunca işi bıraktım’
Kadınların birçoğu, çocuk doğurduktan sonra meslek hayatına ara vermek durumunda kaldığını ya da mesleği bıraktığını anlatıyor. Devlet ve patronlar tarafından çocuğu olan çalışanlara kreş olanağı sağlanmaması, kadınları mesleğin dışına iten önemli etmenlerden biri.
Çocuklarıma bakmak için ara vermek zorunda kaldım, her seferinde daha düşük maaşla ve yeniden başladım. Benden daha düşük seviyedeki erkekler terfi alırken, ben yıllarca bekledim.
Çocuklarım olunca kreş-bakıcı sorunu yaşadım.
Bir süre uzak kalmamı gerektirdi. o Kökten etkiledi! Çocuğum olduktan sonra işten ayrılmak zorunda kaldım. Gazetedeki uzun mesai saatleri nedeniyle bebeğimle ilgilenmem imkânsız olacaktı. Fiziksel ve ruhsal olarak da dönmeye hazır değildim.
Cinsiyet ayrımcılığı
Ankete katılan kadınların yüzde 63’ü “İş hayatımda cinsiyetim nedeniyle ayrımcılığa uğradım/uğruyorum” diyor. Yine kadınlardan ‘şık ve güzel olması’ bekleniyor. Ankete katılan kadınların yüzde 44’ü “Cinsiyetimden dolayı terfi almam/yükselmem zor” şeklindeki ifadeye ‘katılıyor’. Ankete katılan her 10 gazeteci kadından 7’si, kadın olduğu için terfi almasının/yükselmesinin daha zor olduğu düşüncesine az ya da çok katılıyor. Bir kadın şöyle diyor: “28 yıldır medya dünyasında olan bir kadın olarak yönetici olabildim. Ancak bunun için benimle aynı konumdaki tüm erkeklerden daha fazla çalışmam gerekti. Gözlemim şu; kadınların tutunabilmek için daima daha fazla çalışmak zorunda olduğu.”
HABER MERKEZİ