DSG’ye teslim olan IŞİD’liler nereden ve nasıl geldiklerini anlattı. Sınırdaki serbestliğe dikkat çeken IŞİD’liler, bağlı oldukları cemaatler tarafından yönlendirildiklerini söyledi.
Nazım Daştan/MA
Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) IŞİD’e karşı Dêra Zor’da sürdürdüğü “Cizre Fırtınası” operasyonunda sona gelindi. Hecin Beldesi’ne bağlı Baxoz Köyü’nun dar bir alana sıkışan IŞİD’liler, tek tek DSG’ye teslim oluyor.
Fırat Nehri’nin üzerinde bulunan Baxoz’un bir yakasında Irak sınırı diğer yakasında ise Suriye rejim güçlerinin bulunduğu ve aynı zamanda Irak ile Suriye sınır kapısı olarak bilinen Ebu Kemal ilçesinde yer alıyor. Köye sıkışmış IŞİD’liler aileleriyle birlikte teslim oluyor. Teslim olanlar YPG/YPJ öncülüğündeki DSG tarafından operasyon alanından çıkarılıyor.
İlk iş sağlık taraması
Teslim olanlar arasında Türkiye, Türkmenistan, Türkistan, Endonezya, Rusya, Fransa, Almanya, Finlandiya, Kuzey Afrika, Tunus, Libya ve Fas uyruklular çoğunlukta. Yaralı olan IŞİD üyelerine ilk sağlık müdahalesi DSG güçleri tarafından yapılıyor.
Belirlenen bir alana getirilen IŞİD’liler burada oluşturulan iki güvenlik noktasında tekrar aramadan geçiriliyor. Kadın ve çocuklar YPJ savaşçıları tarafından aranırken, erkekler YPG ve DSG’li savaşçılar tarafından aramadan geçiriliyor.
Tirkiyeli IŞİD’liler
Türkiyeli IŞİD’liler ağırlıkta Ankara, Kırşehir, İstanbul, Konya ve Çankırı illerine kayıtlı.
Son üç günde teslim olanların sayısı 6 bine ulaşırken, aralarında IŞİD’in kalkan olarak kullandığı siviller de bulunuyor.
‘IŞİD bitti’
Hilafetin ilan edildiği 2014’te Suriye’ye gelen çok sayıda IŞİD üyesi, rahatlıkla sınırı kullandıklarını ifade etti. Ankara’dan Hüseyin Kafar (18), anne, baba ve 4 kardeşiyle birlikte katılmış. Türkiye’deyken babasının İslami derneklerle ilişkide olduğunu anlatan Kafar, babası daha önceki çatışmalarda yaşamını yitirmiş. Annesi ve kardeşlerinin kendisinden önce çıktığını aktaran Kafar, “2014’te halifelik ilan edilince babam hepimizi buraya getirdi. 4 yıldır onların arasındayız. Babam daha önce yaşamını yitirdi. IŞİD alan kaybedince çıkmak istedik, ancak bir türlü fırsatımız olmadı. Şimdi de teslim olduk. Ve IŞİD bitti” dedi.
‘Cemaatler yönlendirdi’
Antep sınırından geçerek Suriye’ye ulaştıklarını kaydeden Kafar, hiçbir askeri engelle karşılaşmadıklarını söyledi. Kafar, Suriye’ye geçtikten sonra ilkin El Bab’a gittiklerini, daha sonra sırayla başka şehirlere gittiklerini belirterek, “IŞİD’e katılan birçok Türkiyeli var. Birçoğu teslim oluyor. Benimle birlikte 5 kişi geldi. Türkiye’den gelen neredeyse herkes bir cemaat aracılığıyla geldi. Benim babamın geldiği cemaat de Kamil Nuhoğlu Cemaati’ydi. Şimdi buraya geldik ve Türkiye’ye dönüp, yeni bir yaşam kurmak istiyorum” diye konuştu.
Çankırılı olan İshak Nuroğlu da ailesiyle birlikte katılmış. Nuroğlu da Antep sınırını kullanarak, Suriye’ye geçtiklerini kaydetti. Nuroğlu, babasıyla birlikte teslim oldu. Annesinin daha önce Türkiye’ye geçtiğini belirten Nuroğlu, “Kalabileceğimiz bir ortam kalmadı. Biz de Türkiye’ye geri dönmek istiyoruz. Beni buraya babam getirdi. Onların arasında büyüdüm. Ama şimdi Türkiye’ye gidip, iş kurmak istiyorum. Eskisi gibi bir yaşamım olsun istiyorum” dedi.
Fatih’ten katılmış
Abdullah Aman Mehmet adlı IŞİD üyesi ise 28 yaşında. Daha önce DSG’ye karşı girdiği çatışmalarda sol elinden yaralanmış. İstanbul’un Fatih İlçesi’nden olan Aman Mehmet, IŞİD’e katılma sürecini şöyle anlatıyor: “Ben İstanbul Fatih’te bir kafede çalışıyordum. Sonra işyeri sahibi bana Suriye’de yeni bir yaşamın kurulduğunu ve orada daha iyi yaşayabileceğimi söyledi. Yabancı bir adamdı. Ukaça diyorlardı. Beni Antep’in Karkamış İlçesi’nden Cerablus’a geçirdiler. Bu dediklerim 4 yıl önce yaşandı. Buraya geldikten sonra da bir daha çıkamadım. Şimdi ise Türkiye’ye gitmek istiyorum.”
Fransa’dan gelen IŞİD’liler
DSG’ye teslim olanlar arasında Fransa vatandaşı olanlar da var. Ziyad Sivid de bunlardan biri. Anne ve babası Tunuslu olan 25 yaşındaki Sivid, Fransa vatandaşı. Baxoz’da bir buçuk ay önce DSG ile girdikleri çatışmalarda ağır şekilde yaralandıktan sonra DSG teslim oldu. Sonrasında tedavi edilen Sivid, bugün koltuk değneklerinin yardımıyla yürüyebiliyor.
Sivid’in, DAİŞ’e nasıl katıldığına dair anlatımları oldukça dikkat çekici. Sivid’in anlatımları, Türkiye’nin örgüte katılımlarda nasıl bir geçiş hattına dönüştüğünü ortaya döktü.
Hatay’dan İdlib’e
Fransa’dan Türkiye’ye gelip Hatay’a gittiğini söyleyen Sivid, buradan İdlib’e geçip El Nusra’ya katıldığını dile getirdi. Sivid, “5 yıl önce Antakya’ya (Hatay) geldim. El Nusra’ya katılmak için İdlib’e geçtim. Herhangi bir neden olmadan sonrasında IŞİD’e geçtim. IŞİD’e katılalı 5 yıl oldu” diye belirtti
‘Ebu Zehra adını aldı’
Örgüt içerisinde “Ebu Zehra” adını alan Sivid, Arapça öğrendi. Rakka, Halep, Meyadin ve Dêra Zor gibi alanlarda kalıp, buralarda yaşanan çatışmalarda yer aldığını anlatan Sivid, özellikle Fransız uyruklu olanların örgüt içerisinde bir araya getirilmediğini ifade etti. Sivid, “Biz Muhacirler Grubu’nda (Suriye dışından gelen yabancılar) yer alıyorduk. Diğerleri ile olan ilişkilerimiz farklıydı” dedi.
‘Fransa’dan gelenler arasında emirler de var’
Baxoz’da 500 ila bin arasında IŞİD’linin kaldığını belirten Sivid, büyük bölümü teslim olsalar da, geriye kalan bu örgüt mensupları arasında hala Fransız uyruklu kişilerin olduğunu kaydetti. Sivid, bunlar arasında “Emir” konumunda olan kişilerin olduğunu da ifade etti.
Kendisinin de DSG’nin teslim olduğunu dile getiren Sivid, Fransa’ya geri dönmek istediğini belirtti.