Krize AKP’nin yanlış ekonomik politikalarının sebep olduğunu söyleyen yurttaşlar, ‘Erdoğan fiyatların ucuzlamasını istiyorsa ürünü yetiştiren kişiye yardım etmeli’ çağrısında bulundu
İstanbul, Ankara, Bursa ve Balıkesir başta olmak üzere birçok kentte seçim öncesi tanzim satış noktaları kuran AKP, sebze ve meyve enflasyonu önlenmeye çalışılıyor. Tanzim satış noktalarına rağmen pazardaki sebze ve meyve fiyatlarında hiçbir değişiklik olmadı. Bundan kaynaklı pazar esnafına yükleyen AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, esnafı “terörist” olarak suçladı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik‘e meyve ve sebze fiyatlarındaki artışın kendileriyle bir alakasının olmadığını dile getiren pazar esnafı, Erdoğan’ın sözlerine tepki göstererek, bunun bir seçim propagandası olduğunu söyledi.
‘Ülkemiz yabancı sermayenin işgali altındadır’
İktidarın her seçimde döneminde kendine bir gündem yarattığını ifade eden Beyoğlu İlçesi Tarlabaşı Pazar esnafından Necati Akman, sebze ve meyve fiyatlarındaki pahalılığa dikkat çekerek, Erdoğan’ın bu yönlü söylemlerinin seçim propagandası olduğunu vurguladı. Akman, “Bundan önceki söylemlerine bakarsak şunu gözlemlememiz mümkündür. Gelişmiş bir toplumu ve gelişmemiş bir toplumu düşünelim. Söylemleri hep gelişmemiş toplumda geçerli oluyor. Yani karşılığını buluyor. Mesela bu söylemlerini bir Avrupa ülkesinde söylemesi mümkün değil. Çünkü karşılığını bulmaz, bunu somutlaştıramaz. Ama geri kalmış toplumlarda somutlaşıyor” diye konuştu. Türkiye’deki bütün kurumların Erdoğan iktidarı döneminde özelleştirildiği hatırlatan Akman, “Ülkemiz yıllardan beri yabancı sermayelerin işgali altındadır. Ülkenin başta bankaları olmak üzere hiçbir kurumu artık ülkenin değildir. Ülkenin milli sanayisi, milli ticareti, bankaları hep özelleşmiş. Hepsi dışarı satılmış” dedi.
Sağlıklı bir üretim politikası..
Türkiye şartlarında bir işçiye aylık ortalama bin 500 lira maaş verildiğini kaydeden Akman, “Diyelim ki burada elmanın kilosunu 3 liraya sattık. Pahalıdır. Çünkü aylık bin 500 lira para aldığın için pahalıdır. Ama aylık 4 bin lira para verilse sorun kalmaz. Pahalı diyor. Neye göre pahalı. Pahalı ve ucuzun kriteri yoktur. Tek bir kriter vardır oda para. Yani alım gücü. Her şey alım gücüyle belirleniyor. Bu her ürün için geçerlidir. Bir de üretim ve ücret politikası var. Yani sağlıklı bir üretim politikası uygularsa hiçbir şey kalmaz” diye belirtti.
‘Ekmeğimize göz dikiyorlar’
Esnaflardan Recep Eker de, fiyatlardaki pahalılığın temel nedeni devletin çiftçiye destek vermemesinden kaynaklandığını dile getirdi. “Erdoğan’ın mazotun litresi ne kadar haberi var mı” diye soran Eker, “Yani bu pahalılığın hepsi bizden mi kaynaklanıyor. Yazın domatesi 1 liraya satıyorduk. 5 kuruşa alıp 1 liraya satıyorduk. Halden malı elli kuruşa aldığımız zaman üzerine hamallık parası biniyor. 60 kuruş, 80 kuruş hamallık parası veriyoruz. Pazarcı olarak bize hiç kimse bir şey yapamaz. 35 sene önce de tanzim vardı. Niye kapattılar? Kapattılar çünkü bunu Migros’a verdiler, Tansaş’a verdiler. O Tansaş’ta olanların hepsi bakan oldu. O bakanı biz seçiyoruz. Seçtiğimiz halde bizim ekmeğimize göz dikiyorlar. Tanzim satış yerlerini neden pazarcıya vermiyorlar. En güzel ve en işlek noktaları almışlar. Neden pazarı oraya kurdurtmuyorlar” diye konuştu.
‘Zor durumda olan esnaflar’
“Cumhurbaşkanı Erdoğan fiyatların ucuzlamasını istiyorsa ilk olarak bu ürünü yetiştiren kişiye yardım edecek. Ondan sonra ürünün yetiştiği yerden alıp buraya getirene yardımcı olacak” diyen esnaf Hamza Özekinci da, “Ondan sonra eğer fiyatlar ucuzlamıyorsa pazarcıyı terörist ilan etsinler” dedi. Türkiye’de şuan en zor durumda olan kesimin esnaflar olduğunu savunan Özekinci, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı sürekli ‘esnaflar teröristtir’ diyor. Millet de demek ki esnaflar kendi kafalarına göre fiyat veriyor diyor. Millet sanıyor ki Antalya’dan bu mal parasız yetişip buraya geliyor. Bizler burada iki kuruş kazansak bunu da sigortaya, mazota ve vergilerine ödüyoruz. 10 senedir ben ve iki oğlum bir adım ileri gitmemişiz.”
‘8 liraya aldığımızı 25 liraya alıyoruz’
Geçen sene bir kasa kıvırcığı 8 liraya aldıklarının bilgisini veren Özekinci, bu sene 25 liraya aldıkları kaydetti. Fiyatların artmasının temel nedeni ürünün çıkış yeri olduğunu vurgulayan Özekinci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şuan kıvırcığın alış fiyatı 3 buçuk liradır. KDV 50, 60 kuruştur, hamaliyesi 1 lira, 1, 5 liradır. Her hale girişimizde 6 lira hal girişi alıyorlar. Bunun poşet parası var, günlük 100 lira mazot parası var. Tezgahın işgaliyesi için günlük, 50, 60 lira belediye parası var. Gece saat 00.200’da evden çıkıyorum, akşam 22.00’dan önce de evime gitmiyorum. Doğru dürüst bir yere gittiğimiz yok. Senin elemanın olmadan hiç bir yere gidemezsin. Geçen gün ben ve iki çocuğumla birlikte 30 lirayla eve gittik. Eğer ben buraya koyduğum maldan 50 kuruş 1 lira para kazanamazsam neden bu işi yapayım.”