8 Mart mitinginde, ‘Sömürüye, tek adam rejimine, erkek egemen sisteme, eşitsizliğe karşı inatla varız, var olacağız’ diyen kadınlar, Leyla Güven eylemi için de, ‘Bu onurlu direnişi selamlıyoruz’ dedi
İstanbul 8 Mart Kadın Platformu öncülüğünde Bakırköy Pazar Alanı’nda “Özgürlüğümüz için direnişte; krize, savaşa, şiddete karşı alanlardayız!” sloganıyla bir araya gelen kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitingi gerçekleştirdi. Mitinge HDP Kadın Meclisi, HDK Kadın Meclisi, Kırkyama Kadın Dayanışması, Yeni Demokrat Kadın, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Tevgera Jinen Azad (TJA), İmece Ev Emekçileri Sendikası’nın yanı sıra çok sayıda kadın kurumu ve feminist örgütler katıldı. Tüm renkleri ve pankartlarıyla mitingde yer alan kadınların arasında HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ile sendikalı oldukları için işten çıkarılan Flormar işçisi kadınlar da vardı. Sahneye “Özgürlüğümüz için direnişte; krize, savaşa, şiddete karşı alanlardayız!” pankartının asıldığı mitinge, İstanbul’un çeşitli ilçelerinden gelen binlerce kadın, “Leyla Güven haklıdır, tecrit kalkmalıdır” ve “Özgürlüğe yürüyoruz, tecridi kırıyoruz” pankartları da taşıdı.
‘Leyla Güven’e ses ver’
Her yaştan ve meslekten tüm renkleri ve yöresel kıyafetleriyle miting alanında buluşan kadınlar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı ve tüm cezaevlerine yayılan açlık grevlerine dikkat çekerek “Leyla Güven’in talebi talebimizdir” ve “Leyla’ya ses ver” sloganları attı. Sahnede ise sık sık alkışlar eşliğinde Leyla Güven’e dayanışma mesajları gönderildi.
‘Öfkemiz yükseliyor’
Miting ortak açıklama öncesi yaşamını yitiren kadınlar adına saygı duruşu ile başladı. Yapılan saygı ardından açılış konuşması hem Türkçe hem Kürtçe okundu. Açıklamanın Türkçe’sini İstanbul 8 Mart Kadın Platformu adına Sevgi Öztürk okudu. Öztürk konuşmasında: “Bu yıl da şiddete, sömürüye, ezilmeye, eril zihniyete, cinsiyetçiliğe, tacize, tecavüze, kadın katliamlarına karşı sesimizi bir kez daha yükseltmek için bir araya geldik. Gücümüzü birliğimizden alıyoruz ve bu bilinçle eşitlik ve özgürlük mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi. AKP’nin 17 yıllık iktidarında devletin en sembol kurumlarından, yöneticilerine varana dek kadın düşmanlığının dillerden düşmediğine dikkat çeken Öztürk, “Sistemin en tepesinden topluma zerk edilen cüretkarlık, iyi hal indirimi ve kollamayla birleşince astronomik rakamlarla kadın cinayetleri ve şiddeti vuku buluyor. En son, Merve Demirel’in gözaltına alınması sırasında yaşanan taciz ve ardından yapılan açıklamalar bizleri şaşırtmasa da öfkemizi ve mücadelemizi yükseltiyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin doğduğumuz andan itibaren dayatılmasıyla da LGBTİ+’lar her gün nefret cinayetleri, taciz ve şiddetle karşı karşıya kalıyor, insanca yaşama koşulları çalınıyor” diye belirtti.
‘Görülecek hesabımız var’
OHAL süreciyle artan baskı, KHK’larla muhalif kamu emekçilerinin ihraç edilmesi ve savaş politikalarıyla artan kutuplaştırmaya vurgu yapan Öztürk, “Ülkedeki tüm emekçilerle birlikte kadınları da yaşanması mümkün olmayan bir darboğazın içine sürüklüyor. Bizi yok sayan, öldüren, tacize ve tecavüze mahkûm eden, emeğimizi görünmez kılanlarla görülecek bir hesabımız var. Sadece yaşaması engellenen kadınlar için mücadele etmiyoruz hem kendi hayatlarımızın hem de gelecek milyonların kaderini belirleyecek bu mücadelede asla vazgeçmeyeceğimiz taleplerimizle toplumda, insana dair olan ne varsa her yerde olmaya söz söylemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Sesimizi yükselteceğiz’
“Dünyayı kadınlara cehennem eden erkek egemenliğine, kapitalizme karşı her 8 Mart’ta olduğu gibi yine alanlardayız ve taleplerimiz kabul edene kadar daha da çoğalarak, birleşerek, güçlenerek sesimizi yükselteceğiz” diyen Öztürk, “Aksine insanlığa hiçbir faydası dokunmayan krizler ve savaşlarla dünyayı yaşanmaz hale getiren ezilen ve sömürülenleri tahakküm altında yaşamaya zorlayan bu düzen mücadelemizle değişecek! Sömürüye, tek adama rejimine, erkek egemen sisteme, eşitsizliğe karşı inatla ve ısrarla; Vardık, Varız, Var olacağız!” ifadelerini kullandı. Açlık grevinde 116. günü geride bırakan HDP Milletvekili Leyla Güven’in duruma dikkat çeken Öztürk, “Bu onurlu direnişi selamlıyoruz” dedi. Açıklama ardından Esenyalı Kadın Dayanışması’ndan Adile Doğan bir konuşma yaptı. Doğan konuşmasında: “Bulunduğumuz bütün alanlardan doğru kadınlar gününü yine var ediyoruz. Kadınların yok sayıldığı, kadın cinayetlerinin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Kadın dayanışmasıyla her kötülüğün üstesinden geleceğiz. Yaşasın 8 Mart” dedi. Yapılan konuşmaların ardından miting Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçısı Ruken Yılmaz’ın seslendirdiği şarkılar eşliğinde kadınların halayları ile son buldu.
Güven’den mesaj: Özgür günlerin müjdecisi olacak
Mitingde Leyla Güven’in kadınlara yolladığı 8 Mart mesajı kendi sesinden dinletildi. Güven mesajında kadınlara şöyle seslendi: “Merhaba sevgili kadınlar. Bütün dünya kadınlarının ve sizlerin 8 Mart direniş gününü kutluyorum ve inanıyorum ki her gelen yeni gün, yeni 8 Martların, daha özgür günlerin müjdesi olacak. 8 Martlarda bizler, kadınların yani toplumun taleplerini alanlarda haykıracağız. Her gün direnişi yükselterek kadının toplum içerisindeki haklarını ve hukukunu en üst seviyeye ulaştıracağız. Bundan hiç şüphemiz yok. Bu direnişi cezaevlerinde sürdüren yüzlerce arkadaşımız de böyle diyor. Tarih boyunca demokrasinin, özgürlüklerin artması, kadının hak ettiği yere gelebilmesi için kadınlar birçok eyleme öncülük yapmışlardır. Ben de böyle bir eylemin öncülüğünü yapmaktan onur duyuyorum. Ben birçok kimlik taşıyorum ve çoğunu ben seçmedim. Hayatıma dair bütün kararları kendim almadım. Örneğin feminist olma kararını kendim aldım. Eylem kararını da kendim verdim. Kendi kafamda tasarlayarak her şeyi tek başıma adeta ilmek ilmek ördüm ve bu greve öyle başladım. Hala da ruhen kendimi iyi hissediyorum. Fiziğim zorlasa da beynim bana moral veriyor. Sizlerin bir araya gelmesi çok değerli. Kadın mücadelesi çok anlamlıdır. Kadın ziyaretçiler bana ayrı bir coşku veriyor. O açıdan biz diyoruz ki; bir kadın şiddet görüyorsa bütün kadınlar şiddet görüyordur. Bir araya gelen bütün yüreklere ve canlara sevgilerimi iletiyorum. Başarmaya çok yakınız. Kendimi şanslı hissediyorum değerli arkadaşlarım ve yoldaşlarımdan dolayı. Gelecek 8 Martlarda hep birlikte olacağımızın umudunu taşıyorum. İyi ki varsınız kadınlar ve ben de iyi ki sizin arkadaşınız ve yoldaşınızım. Hoşça kalın.”
Arin’in annesinden mesaj
Mitingde lösemi hastası Öykü Arin’in annesi Eylem Şen’in gönderdiği mesaj da okundu. Kadınlara dayanışma ve duyarlılık çağrısında bulunan Şen mesajında, “Merhaba sevgili kadınlar. Aranızda olamadığım için çok üzgünüm. Sizden kızım için destek bekliyorum . Canım kızım Öykü Arin’e lösemi teşhisi konuldu. Belki de canım kızımın hayatını kurtaracak donör 8 Mart’a gelen kadınlar arasından çıkabilir. Kampanyamıza ve tüm lösemi hastalarına destek olun. Kadınlar mücadele ederse kirpiği yere düşmez. Yaşasın kadın dayanışması” dedi.
Miting alanına coşkulu yürüyüş
Saat 13:00’da başlayacak miting öncesi Marmara Forum önünde buluşan kadınlar, çeşitli sloganlar eşliğinde miting alanına doğru yürüyüşe geçti. Miting alanında sabah saatlerinden itibaren yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı görülürken, kadınlar alana üst aramasından geçirildikten alındı. İstanbul’un çeşitli ilçelerinde bir araya gelen kadınlar araçlı konvoy eşliğinde Bakırköy’e aktı. Zılgıtları ve alkışları bir an olsun durmayan kadınlar, “Dünyanın bütün kadınları birleşin” pankartı ve “Tecavüzü AK’lama yargıla”, “Emeğimiz kimliğimiz bedenimiz bizimdir”, “Leyla’nın talebi talebimizdir” ve “Jin Jiyan Azadî” dövizleri taşıdı. Erbaneler ve şarkılar eşliğinde halaya duran kadınlar renkli görüntülere de sahne oldu.
İstanbul 8 Mart Platformu’nun talepleri ise şu şekilde sıralandı:
Binlerce kadın gibi katledilen, patronu tarafından camdan atılarak intihar süsü verilmek istenen, mahkemesinde; bekaretinden, yaşam tarzına hayatı didiklenerek neredeyse ölümü meşrulaştırılan Şule Çet için adalet istiyoruz. Katledilen bütün kadınlar için adalet istiyoruz.
31 Ocak’tan bugüne açlık grevinde olan trans mahpus Buse’nin hakkı olmasına rağmen cinsiyet uyum operasyonu gerçekleştirilmiyor. Buse yaşasın, hakkı olan ameliyat için Adalet Bakanlığı harekete geçsin.
300 güne yakın süredir soğuğa, baskı ve engellemelere zerre kulak asmadan bütün topluma umut olan mücadeleleriyle direnen, sendikal hakları için olduğu kadar toplumsal varlıkları için de sesini yükselten Flormar işçilerinin bütün taleplerinin kabul edilmesi ve işlerine geri dönmeleri için bulunduğumuz her yerde direnişlerini büyüteceğiz.
31 Mart yaklaşan yerel seçimlerinde kadınların sözünün, talebinin yok sayıldığı yerel yönetim anlayışının karşısında olacağız. Bizi yok sayan tek adam tek parti ittifaklarına karşı eşitlik mücadelemizi sokağa sandığa taşıyacağız.
İstihdamda yok sayılan emeğimizin karşısında eşit işe eşit ücret talebimizi yineliyoruz.
Kadının toplumdaki ezilen kimliğini perçinlemek için nafaka hakkına yapılan saldırılar geri çekilsin. İş bulmada boşanan kadınlara öncelik verilsin
Cinsel istismar vakalarında uygulanan iyi hal indirimi kabul edilemez. Tacizciyle evlenme durumunda cezayı ortadan kaldıran yasa tasarısı süresiz olarak geri çekilsin
Mutfağa ve ev işlerine mahkûm edilen ve bu yolla ezilmesi perçinlenen kadınların özgürleşmesi için ev içi işlerin toplumsallaştırılması, kreşler yemekhaneler ve çamaşırhaneler kurulmasını istiyoruz.
8 Mart tüm dünyada kadınların ortak mücadelesi olarak alanlarda olduğu bir gündür. 8 Mart ücretli izin günü ilan edilsin. Açıklama ardından Esenyalı Kadın Dayanışması’ndan Adile Doğan konuşma yaptı.
İSTANBUL