PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi 114. gününe girdi. Cezaevlerinde 300’ü aşkın tutuklunun sürdürdügü açlık grevi bugün itibari ile tüm cezavelerinde süresiz dönüşümsüz eyleme dönüştürülerek devam ediyor. Cezaevinde açlık grevine başlayan Sedat Akın eylemin 44. gününde Erzincan Cezaevi’nden birakıldı. Akın eylemini Batman’daki evinde sürdürüyor. Akın’ın eylemi 54. gününe girdi. MA’dan Metin Yoksu’ya konuşan Akın, cezaevinde önce açlık grevinde tek olduğunu, ancak daha sonra Patnos L Tipi Cezaevinden Abdullah Kızılkaya’nın sevk edilmesi ile açlık grevine birlikte devam ettiklerini anlattı. Açlık grevine başlama nedeninin açık olduğunu ama halen yeterince basına yansımadığına dikkat çeken Akın, “Şahsım adına bir şey talep etmiyorum. Leyla Güven bir direniş başlattı, biz de cezaevinden kendisine aynı talep ile cevap verdik. Ne mutlu bana ki halkım için mücadele edebiliyorum” dedi. Öcalan üzerinde bir tecrit olduğunu söyleyen Akın, bu yüzden açlık grevine başladıklarını, ilk günkü kararlılıkla eylemi devam ettirdiğini belirtti. Akın şöyle dedi: “Nasıl ki Leyla Güven çıktığında açlık grevini devam ettirdi ise benim de dışarıdan devam ettirmem gerekliydi, ben de onu yaptım. Sadece zindanda açlık grevi olmamalıdır” diye konuştu.
‘Onlarla bitireceğim’
Moralinin son derece yüksek olduğunu vurgulayan Akın, “Zindanda direnen yoldaşlarımıza destek oluyoruz. Dışarıda bu mücadeleyi sürdürmenin ise ayrı bir güzelliği vardır. Benim için dışarıdan onlara destek olmak daha da coşku verici bir durum. Elbette ki onlardan ayrı düşmenin hüznü vardır ama mücadeleyi sürdürerek onların yanında sonuna kadar olacağım. Mücadeleyi onlar ile başlattım, onlar ile bitireceğim” diye konuştu. Başlattıkları eylem ile sadece Öcalan ve Kürt halkı üzerindeki tecridin kalkmayacağına dikkat çeken Akın, “Sadece tecrit kalkmayacak aynı zamanda ezilen tüm halklar için de mücadele ediyoruz. Çağrımız sadece Kürt halkına değil Türk halkı başta olmak üzere ezilen halklaradır. Talebimiz aynı zamanda onların da talepleri olmalıdır. Belirli bir kesimden destekler vardır ama bu yeterli değildir. Mücadelemiz barış çağrısıdır. Öcalan bu halka dil oldu, kalem oldu, göz oldu. Bir sözü ile barış gelecek ve akan kan duracaktır. O yüzden anayasal haklar kullandırılmalı ve tecrit sona erdirilmelidir. Çağrımız barış için bir yaşama tüm halkları davet etme çağrısıdır” dedi.
‘Talep kabul edilmeli’
Eylemini talepleri karşılanıncaya kadar devam ettireceğini vurgulayan Akın, “Ölümler olmadan bir an önce herkes harekete geçmeli ve en önemlisi de talepler kabul edilmelidir” dedi.
Leyla yol gösterdi
Tecridin kaldırılması talebiyle Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan Siraç Keskin, Abdullah Kaya, Agit Yılmaz, Engin Okutucu, Zinar Doğan ve Şeyhmus Can’ın eylemleri 56. gününde. Açlık grevinde olan Şeyhmus Can, ailesi aracılığıyla gönderdiği mesajda İmralı’daki tecrit sisteminin toplumda giderek genişlediğine ve yaygınlaştığına dikkat çekti. Başlatmış oldukları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eyleminde taleplerinin şahsi bir talep olmadığının altını çizen Can, taleplerinin haklı ve meşru olduğunu söyledi. “Abdullah Öcalan bizim için bir davadır’’ diyen Can, bu yüzden direnişlerinde de başarıya ulaşacaklarını söyledi. Girdikleri eylemin insanlık değerleri ve hakları için olduğunu ifade eden Can, bu eylemden zaferle çıkacaklarını söyledi. Halka çağırıda bulanan Can, “Sesinizi bu haklar ve değerler için yükseltin. Bizim talebimiz sizin taleplerinizdir. Biz bu taleplerimizde ısrarlı ve kararlıyız. Bin canımız olsa dahi sizin için vermeye hazırız. Biz bunu bir fedakarlık olarak da görmüyor, boynumuzun borcu olarak görüyoruz. Halkımıza çağrımız şudur; Sessiz kalmayın. Gelin hep beraber bu eylemi zaferle taçlandıralım. Biz Öcalan için ne yapsak da eksik kalacaktır’’ diye konuştu. Açlık grevinde olan bütün arkadaşlarını kutlayan Can sözlerini şöyle tamamladı: “Her ne kadar yanınızda olmasak da sizi unutmuyoruz. Her zaman sizinleyiz. Leyla Güven bu eylemin öncüsü oldu ve bize bir yol gösterdi. Eylemde olan Nasır Yağız ve Avrupa’daki dostlarımızı kutluyor ve saygıyla selamlıyoruz.”
Çözüme kapı aralanabilir
Cezaevlerinde açlık grevindeki tutuklulardan biri olan İzmir Şakran 4 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Yasin Aka 25 Ocak’tan bu yana eylemde. Yaşadıkları ekonomik sıkıntılarından kaynaklı uzun süredir oğlunun görüşüne gidemediğini belirten baba Osman Aka, en son 19 Şubat’ta telefonla görüştüğü açlık grevindeki oğlunun moralli ve eyleminde kararlı olduğunu anlattı. Aka, görüştüğü oğlunun kamuoyuna yönelik şu mesajı yolladığını paylaştı: “Yaşadığımız savaşa ‘dur’ demek için Leyla Güven gibi bizim de talebimiz tecridin kalkmasıdır. Sonucu ne olursa olsun bu tutumda kararlıyız.” Tutuklulara cezaevi idaresi tarafından B1 vitaminin yanı sıra iaşe olarak su-meyve suyu verilmediğini aktaran baba Aka, onlar açlık grevinde olduğu için aile olarak evde boğazlarından ekmek geçmediğini dile getirdi. Aka, tecride karşı açlık grevi eylemlerinin fitilini yakan Güven’i ise, 12 Mayıs 1974 yılında Irak’ta Baas rejimi lideri Saddam Hüseyin’in kararıyla 4 arkadaşı ile birlikte idam edilen Leyla Qasım’a benzetti. Aka, tecridin kırılmasını ile Kürt sorunu ve Ortadoğu’daki sorunların çözülmesine kapı aralanabileceğini söyledi.
Almanya’da kadınlardan eylem
Almanya’nın Mannheim kentinde yaşayan Kürt kadınları ve dostları açlık grevi direnişlerinedikkat çekmekamacıyla bir sivil itaatsizlik eylemiyaptı. Leyla Güven’in posterleriniaçan kadınlar,ağızlarını bantlayarak, CPT veAvrupa Konseyi’ni protesto etti.Açlık grevi direnişlerine dikkatçekmek amacıyla dövizlerinaçıldığı eylemde bildiriler dedağıtıldı. Kadınların eylemi 45dakika sürdü
Tok: İlk günkü gibi kararlıyız
Açlık grevinin 41. gününde olan, Maxmur İştar Meclisi Üyesi Fadile Tok, tecride karşı devam eden eylemlere ilişkin konuştu. Açlık grevinde olan eylemcileri selamlayan Tok, eylemdekilerin sağlık durumlarına dikkat çekti. Tok, başta Leyla Güven, Nasır Yağız, Strasbourg ve zindandaki direnişçilerin gün geçtikçe sağlık durumlarının kötüleştiğini vurguladı. Direnişlerinin başarıya ulaşacağını kaydeden Tok, “Çünkü bizim direnişimiz halkların ve yüzyılın direnişidir. 14 Temmuz ruhu ile Hayri, Kemal, Ali ve Mazlumların direnişi ile eyleme başladık. Biz gücümüzü zindandaki direnişçilerden, Leyla ve Nasır’dan alıyoruz. O yüzden moral ve coşkumuz her zaman yerinde. Eylemimize başladığımız ilk günkü gibi kararlı ve güçlüyüz. Eylemimiz bu kadar değerli ve onurlu olduğu için sağlık anlamında bir sorun çıkmıyor. Sağlık hiçbir zaman mücadelemizin önünde bir engel olmayacaktır” diye konuştu.
HABER MERKEZİ