Yerel seçime giderken gıdadaki fiyat patlamasının yol açtığı kazada kötü incinen Hükümet, güçlü görünmek için peş peşe kararlar ve adımlar atıyor. Oysa AKP iktidarının bugün attığı ve atma kararı aldığı birçok adımı yıllar önce seçim beyannamelerinde vaat olarak dile getirdiği, ancak yapmadığı dikkat çekiyor. Son örneği 24 Haziran seçimleri öncesindeki seçim beyannamesinde, başlıkların önemli bir kısmı 2016 yılında açıklanan “Milli Tarım Projesi”nde de yer alıyor. – 17 milyar dolar seviyelerindeki tarımsal ihracatın 5 yılda 40 milyar dolara çıkarılacak. – Kırsalda genç nüfusun artmasına öncelik veren, kırsal kalkınmayı sağlayacak bir üretim planlaması. – 2018 yılı sonu itibarıyla koruma altına alınan büyük ova sayımızı 265’e, 2023 yılı hedefi olarak ova sayımızı 300’e çıkaracağız. – Kırmızı et tüketiminde kendine yeterli bir ülke konumuna geleceğiz. – Doğu Anadolu Bölgesi’nde hayvancılığa özel önem vererek destekleyeceğiz. 17 yıl sonra gelinen noktaya baktığımızda Türkiye, buğday, kırmızı et, soğan ve patates ihraç eden bir ülke olmaktan çıkıp ithal eder hale geldi. Kırdan kente akın devam ediyor. Son 10 yılda çiftçi sayısı yüzde 38, tarımsal arazi miktarı da 2 milyon 113 bin hektar azaldı. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı çiftçi sayısı 2002 yılından bu yana 700 bin azaldı. Çiftçinin banka, mazot, gübre vs. oluşan borcu aynı dönemde 25 kat arttı. Çiftçiye 2018 yılında verilmesi gereken destek 37 milyar 29 milyon lirayken, sadece 14 milyar 489 milyon lira verildi. Buna son olarak süt üreticilerinin ineklerini satmaya başladığına ilişkin gelişmeler eklendi.
Tanzimli satışta son 15-20 gün!
Bugünlerde hükümet, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birkaç ilde gerçekleştirilen tanzimli satışlardan güç alarak fiyat artışlarının önlendiğini söylüyor. Tarım Bakanı Bekir Pekdemirli, AA’nın programında yaptığı açıklamada, fiyatlarda yüzde 40-50 ucuzlamayı başardıklarını ve fahiş fiyatı kırdıklarını söyledi. Ardından da bu işin 15-20 gün daha süreceğini belirtti. Hükümet “işleri yoluna koyduk, fiyatları önledik” iddiasında. fiyatlar mı gerçekten düştü, yoksa hükümet şubat enflasyonunu düşük gösterecek bir gerekçeye mi kavuştu? Bunu, şubat ve mart enflasyon rakamlarında göreceğiz. Ancak asıl merak edilen, üreticiden alınan 3 liralık domatesi (Bakan söylüyor), tanzim satışta 3 liraya satan AKP hükümetinin giderleri nasıl karşıladığıyla ilgili. Keza İran’dan 3 liraya satın alındığı bildirilen soğanın da 2 liradan tanzim satışlarda satılması da böyle. Örneğin son dönemde fiyat ayarlama baskısı altındaki marketler zinciri, etiketlere maliyet ve satış rakamlarını da yansıtmaya başladı. 2 TL’ye satılan patatesin alış fiyatı 3.30 TL olarak belirtilmiş. Vergi, sevk ve diğer giderlerle fiyat iki katı aşıyor. Mağaza zincirinde maliyet bu kadar ise hükümet nasıl yapıyor? 31 Mart yerine tanzim satışlara erken son verme kararının maliyet yüküyle bir ilgisi var mı? Kaldı ki bu kadar maliyeti karşılarken, neden asgari ücreti artırmıyor?
Emlak Bank’la yeniden
Standard&Poor’s ve Moody’s’in takipteki alacaklarından dolayı risk uyarısında bulunduğu bankalara, Hükümet kredi hedefini genişletmelerini istiyor. Şubat ortalarında ise Merkez Bankası, bankaların zorunlu karşılık oranını bir puan düşürerek, yeni kredi verilmesini esnekleştirmişti. Tüm bunların tartışıldığı bir sırada AKP hükümetinin bir dönemin içinin boşaltılmasıyla ünlü Emlak Bank’ı sahneye koydu. Neden acaba?
Yayla yasak olunca et ithal ettik
Hükümet kırmızı et ihtiyacını ithalat ile karşılama yoluna gitti. Neden? Fiyat artışlarından. Ancak yine sorunun nereden kaynaklandığı üstüne perde çekildi. Hayvan yetiştiriciliğinde ilk akla gelen Kürt illeri. Türkiye’nin et ihtiyacının önemli bir bölümü de buradan karşılanıyor. Ancak gelin görün ki, bu illerde hayvancılık ciddi sorunlarla karşı karşıya. En başta geleni de 2015’in sonundan bu yana devam eden yayla yasakları ve askeri güvenlik bölge uygulaması. Kürt meselesinin güvenlik politikasına teslimi sonucu 13 ilde 228 bölge giriş çıkışlara kapalı. Dönemin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, Ocak 2018’de “Güvenlik nedeniyle uygulanan bu yasak inşallah bu yaz kaldırılmış olacak” demişti. Kaldırılmadı. Sonuç Türkiye Kırmızı et ithal eder oldu.