Amatörlerle çalışma yapmayı tercih ettiğini belirten Nesin, ‘Belki hayatında hiçbir tiyatro oyununu izlememiş ya da hiç tiyatroya gitmemiş insanlarla çalışmak istedim. Sanatın onlara dokunmasını istedim’ dedi
Almanya’nın Bergisch Gladbach kentinde genelde Koçgirililerin yoğun olduğu Bergisch Gladbach Eğitim ve Kültür Merkezi bünyesinde yapılan tiyatro provasına mihman olduk. İçeri girdiğimizde coşkulu bir kadın grubu karşılıyor bizi. Neşeleri bizi de sarıyor. Hummalı bir şekilde 10 Mart tarihinde sergileyecekleri oyuna hazırlanıyorlar. Tiyatro oyununun ismi, “Söylemesi ayıp değil.” Oyunun yönetmeni ise Hilal Nesin. Hilal Nesin Sivas’ın Divriği ilçesi Çamşıhı köyünden bir pir kızı. Antalya Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha Sürarslan Konservatuvarı’nda Türk Halk Müziği Bölümü’nden mezun. Aynı zamanda Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde de tiyatro eğitimi almış.
‘Söylemesi ayıp değil’
Kadın sorunlarını sahneye aktaran Nesin, yazmayı çok sevdiğini söylüyor: “Dilim sivri, hayatın kendisi sivri zaten. Yazarken birçok insan uyardı beni; yazma, konuşma söyleme, işine bak gibi. Bir tiyatrocu gözlemlemeden nasıl oynayabilir. Lay lay lom ile sanat yapamazsınız. Halkın sesini vermeniz için halkla yaşamanız gerekiyor. Ben devletle yaşamıyorum. 551 çeşit yemek yiyen bir insanın nesini anlatayım, zengin olmuş daha çok zengin olmak isteyen insanın nesini anlatayım.”
‘Sanatın dokunması…’
Nesin, Bergisch Gladbach Eğitim ve Kültür Merkezi’nde de aynı amaçla bir süredir tiyatro eğitmenliği yapıyor. Nesin amatörlerle çalışma yapmayı tercih ettiğini belirtiyor ve ekliyor, “Yani yaşamının hiçbir alanında sahneye çıkmamış, belki hayatında hiçbir tiyatro oyununu izlememiş ya da hiç tiyatroya gitmemiş insanlarla çalışmak istedim. Sanatın onlara dokunmasını istedim.”
Sahneye ilk adım atanlar
Bir süredir Fransa’da yaşayan Nesin koşullardan dolayı çalışmalarına ara vermiş. O nedenle böyle bir teklif geldiğinde çok sevindiği dile getiriyor: “Daha okumayı yazmayı sonradan öğrenmiş bir kadın vardı. Bu beni çok duygulandırdı. Gözümün önünde büyüyorlar. Bende bugüne kadar yaptığım çalışmalarda bunu gözlemledim. İçeri çekinerek giren, ondan sonra sahnede devleşenler var. Bunu yaşamayı çok sevdim.”
Sanat kadınlara iyi geliyor
Nesin, sanat ile uğraşmanın özellikle kadınlara iyi geldiğini ifade ediyor ve tiyatronun önemli oranda gözlemleme yeteneğini arttırdığını kaydediyor: “Bakkalı, manavı, kasabı, doktoru insanları gözlemlersiniz onları sahneye taşırsınız. Tiyatro’nun özeti insanı insana anlatma sanatı. Belki bugüne kadar bir otobüs şoförüne dikkat etmedik. Çiçek satan insanın psikolojisini, zengin olanları hep mutlu zannettik, fakir olanları mutsuz. Ama amatör tiyatrocular bu işi öğrenelim dedikleri için duygularını daha çok katıyorlar. Kendine güven bazen tiyatro izleyenleri bağlamıyor. İlk sahneye çıkan insanları ağlayarak ayakta alkışlandığını hatırlıyorum.”
Halk tiyatrosu
Sürekli halkla çalıştığını ve halkın yaptığı işlere saygı duyduğunu belirten Nesin, “Hep halkla çalışmak istedim. Halk tiyatrosu, meddahlık. Bizim insanlarımız zaten kendileri yaşamlarında bir tiyatro sahnesi oluştururlar. Bizim oyuncalara sadece onu sahneye taşımak kalıyor. O amatör ruhu sahneye veren insanların verdiği tad çok farklı” diyor.
Kadınlarla oynamak
Bergisch Gladbach’ta kadınlarla oynamaktan büyük zevk aldığını anlatan Nesin’in 8 Mart vesilesi ile oynayacağı oyun, “Söylemesi ayıp değil” kadın sorunlarına parmak basan bir sürü hikayeden oluşuyor.
Elif Sonzamancı/Köln-PİRHA