Selahattin Demirtaş, HDP’nin 7 büyükşehirde aday çıkarmama stratejisini ‘iktidarı ve devleti zorbalıkla, hukuk dışılıkla elde tutmaya çalışan bir gücü sınırlama, geriletme’ olarak tanımladı ve kararı doğru bir hamle olarak yorumladı. Demirtaş, seçmenlere ”Oyunuzu stratejik bir amaç için kullanın” çağrısında bulundu.
HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla T24’ten Şirin Payzın’ın sorularını cevapladı.
Moralinin gayet iyi olduğunu belirten Demirtaş, ”Psikolojik açıdan güçlü hissediyorum kendimi. Nihayetinde herhangi bir suç işlediğimiz için hapiste değiliz, bu açıdan vicdanım rahattır. Tüm yasalar ve hukuk hiçe sayılarak siyasi amaçlarla hapse konulduk. Burada da siyasi duruşumuzdan taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.
‘HDP’nin bana sahip çıkmadığı iddiası bir tuzak’
HDP’nin kendisine sahip çıkmadığı, serbest kalması için yeterince çaba göstermediği iddialarını bir tuzak olarak yorumlayan Demirtaş, şunları ifade etti: ”Bu biraz da bilerek veya bilmeyerek kaşınan bir meseledir. Partim de, halkımız da dehşet bir adli ve polisiye saldırı altındadır hâlen. Buna bir de ahlaksızca yürütülen psikolojik savaşı eklerseniz, durumun ciddiyeti daha iyi anlaşılır. Son 3,5 yıldır merkez medyada tek bir HDP temsilcisine yer vermeyenler, HDP’nin bize sahip çıkıp çıkmadığını nereden biliyorlar? Bunu kaç canlı yayında, kaç HDP’liye sordular ki? Bu nedenle açık yüreklilikle belirtmeliyim ki, HDP de, tabanı da bu zorbaca baskı sürecinde elinden geleni yaptı. Bu saldırı kasırgasında HDP’nin bize sahip çıkmasından çok bizler HDP’ye ne kadar sahip çıkabildik? Asıl ben dâhil herkesin kendine bu soruyu sorması lazım. HDP’nin beni/bizi tasfiye ettiği söylemi son derece yanılgılı bir yaklaşımdır. AKP ve cenahı bunu çok arzuladı, ama ne HDP, ne de halk bu sinsi, ucuz yaklaşıma izin vermedi. Bizler de bu basit tuzağa düşmedik asla. Bu tartışma AKP’nin bize karşı işlediği, işlemeye devam ettiği suçları örtbas etmeye hizmet eder. Bu çevreler utanmasalar, bizi içeride tutan HDP’dir demeye getirecekler. Ben HDP (ve tabii ki DTP, BDP) ile siyasette var oldum, olacaksam da yine aynı ruhla var olmaya devam edeceğim.”
‘Yüzde 0,01 oy alan ırkçı parti Türkiyeli oluyor da…’
HDP’nin Türkiye partisi olamadığı iddiasını da değerlendiren Demirtaş, ”Türkiye partisi olmak için Kürt halkını yok saymak mecburiyse, HDP öyle bir parti olmayacaktır” dedi.
”Bu konuda herkes elini vicdanına koyup şu soruya adil bir cevap versin lütfen” diyen Demirtaş, şöyle devam etti: ”Yüzde 0,01 oy alan ve ırkçı, faşist, milliyetçi, tekçi, cinsiyetçi, Türkçü, mezhepçi politikaları savunan partiler Türkiye partisi oluyor da, yüzde 12 oy alarak gerek Meclis Grubu’nda, gerekse parti yönetiminde Türkiye halklarının bütün farklılıklarının temsilini sağlayan ve bütün ezilenlerin hak mücadelesini yürütüp Türkiye’nin her yerinden hâlen oy almayı başaran HDP mi Türkiye partisi olamıyor? Türkiye partisi olmakla ırkçı, tekçi, inkârcı rejimin resmi savunucusu olmayı eş anlamlı zannedenler böyle düşünüyor olabilirler. Kendileri bilirler. Ama HDP Türkiye’nin bütün ezilenlerinin ortak partisidir. Bu yönüyle de Türkiye partisidir. Kimse HDP’den resmi ideolojiyi savunarak köhnemiş sistemin partisi olmasını beklemesin. Bize göre Türkiyelilik o değildir. Türkiye’de en az 20 milyon Kürt yaşıyorken, parti programlarında ve söylemlerinde Kürt’ün K’sine bile yer vermeyenler nasıl oluyor da Türkiye partisi oluyorlar? Asıl sorulması gereken soru budur.”
HDP’nin stratejisi doğru
HDP’nin 7 büyükşehir ve bazı bölgelerde aday çıkarmama stratejisini doğru bulduğunu belirten Demirtaş, HDP hamlesini şöyle yorumladı: ”HDP aday çıkarmama karşılığında hiçbir partiyle ne partisel bir çıkar, ne de işbirliği içerisine girdi. Buradaki temel çıkarımız Türkiye demokrasi mücadelesinin genel çıkarıdır. İktidarı ve devleti zorbalıkla, hukuk dışılıkla elde tutmaya çalışan bir gücü sınırlama, geriletme adına sistem içi başka güçlere dolaylı olarak imkân yaratmak bu dönem için doğru ve uygun bir taktik hamledir. Bu hamle ileride yeni ve samimi bir demokrasi bloğunun oluşmasına da zemin yaratabilir. Ama bu yerel seçimlerde faşist bloğun ilerleyişinin durdurulması adına akıllıca ve cesurca verilmiş bir karardır. Eminim ki, HDP tabanı da bu politik hamleyi ve sonuçlarını çok iyi anlıyor ve görüyordur. Bütün tabanımızın bu kararların arkasında tek vücut duracağına inanıyorum. Zaten AKP ve sözcülerinin HDP tabanına yönelik hakarete varan tehdit söylemleri, bu kararın kendilerini ne kadar paniğe sevk ettiğini gösteriyor. Hata üstüne hata yapıyorlar. AKP’nin yerinde olsam HDP’yi ve tabanını el üstünde tutar, toz kondurmazdım. Çünkü siyasi kaderiniz artık HDP’lilerin tavrına göre şekillenecek.”
‘Stratejik oy kullanın’
HDP’li seçmenlerin ”CHP’nin adaylarına nasıl oy vermemiz isteniyor; CHP, Demirtaş’ın cezaevinde olmasının önünü açan dokunulmazlıkların kaldırılmasına oy verdi” şeklindeki eleştirisine de yanıt veren Demirtaş, şunları ifade etti: ”Biz CHP veya başka partiye oy verin demiyoruz, faşist bloğu sınırlamak ve geriletmek için oyunuzu stratejik bir amaç için kullanın veya demokrasinin gelişmesine bir şans tanıyın diyoruz. Hiçbir HDP’li arkadaşım, başka partileri veya partilileri asla düşman olarak görmemelidir. Asgari demokrasi ilkeleri çerçevesinde, birlikte yaşam mücadelesinden vazgeçilmemelidir. AKP ve MHP’yi geriletmek, kullanacağınız oyun etkili bir sonuç doğurmasına bağlıdır. Bu nedenle tüm genç arkadaşlarımı, HDP’nin kararlarının arkasında durmaya davet ediyorum. Bunu da bir yukarıdan gelen talimat gibi anlamak yerine, tüm siyasal gelişmeleri ve olasılıkları göz önünde bulundurarak tartışa tartışa içselleştirmelerini diliyorum.”