Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için 52 gündür açlık grevinde olan Nevin Gökçe, tecridin hepimizin sorunu olduğunu söyledi. Tarsus Cezaevi’nde bulunan 28 yaşındaki Suat Uğur ise, “Su dahi vermeseler bu eylemi bir şekilde devam ettireceğiz. İrademizi kıramazlar” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven’in 8 Kasım 2018’de PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 110’uncu gününde. Aynı taleplerle 5 Ocak’tan bu yana Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevine giren Nevin Gökçe Mezopotamya Ajansı’na (MA) bir mektup gönderdi. Açlık grevini sürdürmekte kararlı olduklarını belirten Gökçe, insanlık dışı tecridi asla kabul etmeyeceklerini ifade etti. Tarsus 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 16 Ocak’tan bu yana açlık grevinde olan 28 yaşındaki Suat Uğur ise, cezaevi yetkililerinin tutumları iradelerini kıramayacaklarını ifade etti.
‘Sessiz kalamazdık’
Son 20 yılda direnişin yarattığı bir bilincin olduğunu belirten Gökçe, “Bunu da bu süreçte Leyla Güven başlattı. Biz bu zulme karşı artık sessiz kalamazdık. Hiçbir güç nefesimizi kesemez. Tecridi uygulamak demek özgürlüğümüzü elimizden almak demektir ve biz kadınlar olarak özgürlüğümüz olmadan yaşayamayız, nefes bile alamayız. Bedenimiz, ruhumuz ve hakikat bilinciyle bu eyleme kilitleniyoruz” diye konuştu.
‘Özgürlük ipini bırakmayacağız’
Kerbela’daki kahramanlardan birinin Hz. Hüseyin’in kız kardeşi Zeynep olduğunu belirten Gökçe, “Zeynep tutsak edilip Şam’a götürülüyor. Yezid’e boyun eğmiyor. Halkın tepkisi sonucu serbest bırakılıyor. Tüm tehditlere ve saldırılara rağmen Kerbela’da yaşananları her gittiği yerde büyük halk kitleleri toplayarak anlatıyor. Yani bugün asırlar önce Kerbela’da yaşananları biliyorsak Zeynep sayesindedir. Leyla Güven de bana göre çağdaş Zeynep’tir. O da insanlık dışı tecride başkaldırdı ve çığlığını bütün dünyaya duyurmak istedi. Şimdiden onun çığlığı her yeri sarmış. Hakikat bizim özgürlük ipimizdir ve biz kadınlar olarak bu özgürlük ipine sıkıca sarılacağız. Bedeli ne olursa olsun asla bu özgürlük ipini bırakmayacağız. Özgürlük için her sürecin bir bedeli de vardır. En büyük bedel de İmralı’da verildi, veriliyor. Biz bunları İmralı hakikatinden öğreniyoruz” dedi.
‘Tecrit hepimizin sorunudur’
“Leyla Güven’i, bu büyük vicdan sahibi direngen kadını yaşatmalıyız” diyen Gökçe, ancak Güven’in talebini ve iradesini sahiplenerek yaşatılabileceğini belirtti. Güven’in talebinin kendilerinin de talebi olduğunu söyleyen Gökçe, “Tecrit hepimizin sorunudur. Tecridin olduğu süreçler korkunun, baskının, zulmün, ölümlerin ve faşizmin baskın geldiği, barışın, özgürlüğün ve tüm güzelliklerin karanlıkta kaldığı süreçlerdir. Yani tecrit hali bir Kerbela halidir. Bu Kerbela’da katledilen ruhlarımızdır. Mehmet Tunç’u yaşatamadık. Ona olan borcumuzu onun büyük yürekli yoldaşı Leyla Güven’i yaşatarak ödeyelim. Bu sizin, bizim elimizdedir. Bugün bizler görevimizi yerine getiremezsek tarih bizi affetmez ve sayfalarına ‘Bir halk yanı başında gün be gün eriyen vicdanlı bir anneye sahip çıkamadı’ diye yazacaktır” diye belirtti.
‘İrademizi kıramazlar’
Tarsus 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 16 Ocak’tan bu yana açlık grevinde olan 28 yaşındaki Suat Uğur ise, 41 gündür açlık grevinde. Uğur’un ablası Gurbet Tekin, tutuklular için kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. En son 15 Şubat’ta kardeşiyle görüşebildiğini aktaran Tekin, tutuklulara su ile limon dışında hiçbir şeyin verilmediğini kaydetti. Tekin, kardeşinin kendisine; “Cezaevi idaresiyle ciddi sorunlar yaşıyoruz. Cezaevi idaresi kantini bize kapattı. Hatta cezaevi müdürü cezaevinde bulunan kantine; ‘bu tutuklulara bir şey vermeyin” dedi. Kantin yetkilileri; ‘bizim elimizden bir şey gelmiyor. İdare ihtiyaçlarını vermeyin. Onlara yasak” dediler. Sadece su ve az biraz limonla eylemimizi sürdürüyoruz. İHD’ye ya da basına bu cezaevi idaresinin yaklaşımlarını anlatın. Bu eylemi sonuna kadar sürdüreceğiz. Su dahi vermeseler bu eylemi bir şekilde devam ettireceğiz. Onlar böyle yaparak, irademizi kıramazlar. Onlar bu şekilde yaklaşarak, irademizi kıracaklarını sanıyorlar ama yanılıyorlar” diye durumlarını paylaştı.
‘Hükümet bir an önce bu talepleri karşılamalı’
Kardeşinin eyleminden kaynaklı çok heyecanlı ve moralli olduğunu belirten Tekin, kardeşiyle gurur duyduklarını ve eylemini sahiplendiklerini kaydetti. Tekin, “Artık bu eylemlere ses verilmesi gerekiyor. Hükümet bir an önce bu talepleri karşılamalı” dedi.