Gezi direnişi sırasında yaralanan Aydın Aydoğan’ın 16 polis hakkında soruşturma açılması için verdiği hukuk mücadelesi 6 yıldır devam ediyor
2013 yılında gerçekleşen Gezi Parkı protestoları sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle ayağından yaralanan Aydın Aydoğan’ın 6 yıldır verdiği hukuk mücadelesi devam ediyor. Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı biber gazı kapsülü nedeniyle ayağından yaralanan Aydoğan, 3 kez ameliyat oldu. Yaralanmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe veren Aydoğan, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Önce İstanbul Valiliği olayın soruşturulmasını izin vermedi, ancak Aydoğan, olayı Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme Aydoğan’ı vuran polislerin soruşturulmasına karar verdi. Bu karara rağmen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Aydoğan’ın dosyasını Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na devretti.
Soruşturmanın genişletilmesi istendi
Aradan yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen soruşturmanın akıbeti hakkında hiçbir bilgi alamayan Aydoğan, dosyanın akıbetini öğrenmek için 23 Kasım 2017’de savcılığa başvuruda bulundu. Ancak dosyanın 12 Temmuz 2017 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Görgülü’nün imzasıyla Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na devredildiğini öğrendi. Bunun üzerine Aydoğan, dosyanın yeniden Memur Suçlarını Soruşturma Bürosu’na gönderilmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Ancak bu talebi ret edildi.
Olay anına ilişkin CD ve kitapçıklar kayboldu
Faili Meçhul Suçlar Bürosu’nda, olay anına ilişkin görüntülerin yer aldığı CD ve kitapçığın kaybolduğunu ifade eden Aydoğan, 15 Kasım 2017’de söz konusu belgelerin bulunması için talepte bulundu. Büro görüntülerin nerede olduğu hakkında bir bilgilerinin olmadığını belirtti.
Tekrar İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne başvuru yapan Aydoğan, polisler hakkında soruşturma açılmasını talep etti. 5 Temmuz 2018 tarihinde karar veren mahkeme, İstanbul Valiliği’nin 16 polis hakkındaki “Soruşturma izni verilmemesi” kararını bozdu. Böylelikle Aydoğan’ı yaralayan polislerin yargılanmasının önü açıldı.
Faili meçhul suçlar bürosuna gönderildi
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin 5 Temmuz 2018 tarihinde verdiği kararda şu ifadeler yer aldı: “Olayda haklarında soruşturma izni istenenlerin, üzerlerine atılan fiilin efrada kötü muamelede bulunmak olmasına göre; memurların görevleri sırasında insanları itip kakması yahut hakaret etmesi gibi eylemleri suni muamele imaline ilişkin olup bu durumda hazırlık soruşturması yapılmasının 4483 sayılı Yasa kapsamında idari izne tabi olmadığı anlaşıldığından itirazın kabulüne karar verilmiştir.”
İstanbul bölge İdare Mahkemesi’nin kararı üzerine Faili Meçhul Suçlar Bürosu, aradan geçen 6 yıllık zaman diliminin ardından dosyayı tekrardan Memur Suçları Soruşturma Bürosuna gönderdi.
‘Dosya tekrar memur suçlar bürosuna gönderildi’
Karara ilişkin değerlendirme yapan Aydoğan, “Dosyamda 6 yıldır yapmadıkları kalmadı. 10 savcı değişti biri öldürüldü. Bin küsur sayfa dosya. Bundan önce öldürülen savcı M. Selim Kiraz dosyayı ulusal kriminal dairesine gönderip dosyada beni vuran polislerin görüntülerine ulaşıp dosyada 5 polise ulaştı. Bu sırada valilik dosyaya müdahale ederek dosyaya şerh koyarak işlemden kaldırılmasını talep etti ve dosyayı faili meçhule attılar. Buna itiraz ederek bölge idare mahkemesinde karar çıkartıp soruşturmanın devamına ve valilik kararının yasal olmadığına dair karar çıkarttık. Dosya tekrar memur suçları bürosuna gönderildi” dedi.
‘Nasıl olur da 6 yılda çözülmez’
“Bundan önce de dosyada polis görev listesinden ve ön inceleme raporlarından vurulduğum yerdeki polis listesi ZET tüfeği kullanan polisler tespit edilmişti” diyen Aydoğan, “Bunları da ölen savcı ifadeye çağırmıştı. Kendisi öldükten sonra savcı Hüseyin Öz’e gelip ifade vermişlerdi. Basma kalıp ifadelerle suçu kabul etmeyip amirinin ismini bilmediklerini ve nerede görev yaptıklarını bilmediklerini söylemişlerdi. Bu arada valilik tekrar olaya müdahale edip dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ederek dosya tekrar faili meçhule gönderildi. Biz buna tekrar bölge idare mahkemesinde itiraz ettik. Dosya 1 buçuk yıl sonra tekrar idare mahkemesi kararı ile valiliğin böyle bir yetkisi olmadığına karar verdi ve doya memur suçlarına gönderildi. 6 yıl geçti dosyada vuran polisler belli ifadeleri var buna rağmen savcılık makamı hiç bir şey yapmıyorlar. Çünkü dosyaya bizatihi Başsavcılık müdahil olmuştur. Saraydan idare edilen yargı bunları bize reva görürken, aynı gün içinde Osman Kavala dosyası altında Gezi’de daha ince beraat eden arkadaşlarımız hakkında bir günde iddianame hazırlayarak dava açabiliyor. Buradan şu anlaşılıyor ki yargı birilerinin siyasi oyuncağı olmuş durumda. Nasıl olur görüntülerin sabit olduğu isimlerin belli olduğu bir dosya 6 yıl gibi bir zaman içinde çözülmez” diye belirtti.
‘Onların korkusu bizim umudumuz olacaktır’
Yargının AİHM sürecinin önünü kesmek istediğini savunan Aydoğan, “Etkin soruşturma yapılmadığı için başvuru sürecimizi etkisiz hale getirmek için oradan oraya dosyayı atıp duruyorlar. Savcılar da dosyadan imtina edip çekiniyorlar ve korkuyorlar. Savcı ile polis nezaretinde en fazla 3 soru sorabiliyoruz yargı şu anda bu halde. Adalet adalet diye geldiler ülkeyi adaletsizliğe hukuksuzluğa mahkum ettiler. Ama unutmasınlar, onların korkusu bizim umudumuz olacaktır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Sadiye Eser/ MA