Yapımı devam eden Ilısu Barajı nedeniyle sular altında bırakılmak istenilen 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf’teki kültürel mirasın korunması AİHM’e yapılan başvuru reddedildi.
Yapımı devam eden Ilısu Barajı nedeniyle sular altında bırakılmak istenilen 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf’teki kültürel mirasın korunması için Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Oluş Arık, Prof. Dr. Metin Ahunbay, Avukat Murat Cano ve Özcan Yüksek’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) 22 Şubat 2006’da yaptığı başvuru reddedildi. Robert Spano (İzlanda), Başkan, Ledi Bianku (Arnavutluk), Işıl Karakaş (Türkiye), Julia Laffranque (Estonya), Valeriu Gritco (Moldova Cumhuriyeti), Jon Fridrik Kjølbro (Danimarka), Stéphanie Mourou-Vikström (Monako) ve Stanley Naismith’in (Tescil görevlisi) bulunduğu heyet, Avrupa Birliği İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ( AİHS) dayandırdığı kararla “başvurunun kabul edilemez” olduğunu duyurdu.
AİHM heyeti, kararını sözleşmenin 35’inci maddesine dayandırdı
AİHM’in ret gerekçesinde, “Beş başvurucunun talebinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre hukuki yönden ‘uyuşmazlık’ gösterdiği” belirtildi. AİHM heyeti, “Tarihi ve kültürel mirasın korunmasının bireysel hak olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer almaması” gerekçe gösterdi. AİHM heyeti, kararını sözleşmenin 35’inci maddesine dayandırdı. Bu maddenin bireysel başvurularla ilgili kısmında, “34’üncü madde uyarınca sunulan bireysel başvuruları aşağıda sayılı hallerde ele almaz: a) Başvuru isimsiz ise; veya b) Başvuru, Mahkemece daha önce incelenmiş ya da uluslararası diğer bir soruşturma veya çözüm merciine daha önceden sunulmuş bir başka başvuruyla esasen aynı olup yeni olgular içermiyorsa” reddedileceği ifadeleri yer alıyor.
Başvuranlar, baraj inşaatının durdurulmasına da talep etmişti
Başvuruyu yapan 3 profesör ve 2 avukat, AİHS’in, “özel yaşama saygıyı” içeren 8’inci maddesini ve eğitim hakkıyla ilgili protokolün 2’nci maddesinin ihlal edildiği yönünde şikayette bulunmuştu. Başvuranlar, baraj inşaatının durdurulmasına da talep etmişti. Şikayette, Hasankeyf’te bulunan tarihi unsurların parça parça, taşınarak başka bir alanda “korunmasının” kültürel mirası koruma açısından bir fayda sağlamayacağı da vurgulanmıştı.
HABER MERKEZİ