Cumhuriyet davasında beş yıla kadar hapis cezası alan sanıkların cezalarının kesinleşmesi sonrası Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde biraraya gelenler kararı protesto etti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin (İstinaf), Cumhuriyet davasının kararını onamasını ardından bugün gazeteciler ve avukatlar Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde buluştu. Avukatlar, Çağlayan’daki Themis Heykeli önünde 6 Temmuz 2017 – 27 Aralık 2018 arasında 85 hafta boyunca her hafta Perşembe günü tutulan “Adalet Nöbeti”ni bugün Cumhuriyet kararı nedeniyle tekrarladı.
Medyanın çizgisi savcının dünya görüşüne emanet
Ardından Adliye önüne çıkan grup adına konuşan Cumhuriyet Davası sanık avukatlarından Tora Pekin özetle şunları söyledi:
“Cumhuriyet Davasının en başında söylediğimizi hatırlamanın tam zamanı: Bu davada verilecek karar, Türkiye’de zaten olmayan basın özgürlüğünün kağıt üzerinde dahi sonu anlamındadır.
“Bu karara göre bundan böyle her yayını, içeriği tümüyle belirsiz, yasa niteliği olmayan ‘örgüte yardım suçlamasıyla’ topyekun suçlayabilir ve mahkum edebilirsiniz.
“Bundan böyle medya kuruluşlarının yayın çizgileri olduğu gibi savcıların dünya görüşüne emanet edilmiştir.
“Sistem adil yargılanma hakkında dair bildiğimiz her şeye aykırı”
“İstinaf mahkemesi kararını verdiğinden beri anlamaya çalışıyorsunuz, farkındayız.
“Soruyorsunuz, aynı dosyada bire bir aynı eylemle ve aynı iddialarla mahkum olanların nasıl bir kısmının temyiz hakkı olur? Bir kısmının nasıl temyiz hakkı olmaz ve cezaevinin yolunu tutar.
“Canla korudukları sistem bu: Mantıksız, hukuka, anayasaya, adil yargılanma hakkına bildiğimiz ne varsa ona aykırı.
“Gelinen nokta ne? 2 yıla kadar ceza alanlar eğer cezalarını ilk kez istinaf mahkemesi verdiyse, temyize gidebilir. 5 yıldan çok ceza alanlar gidebilir.
“Lütfen kararımıza bir bakın, beraat eden arkadaşlarımız, yanlış duymadınız beraat eden arkadaşlarımız temyize gidebilir.
“Bir tek kim gidemez, 5 yılın altında ceza alanlar, yani bu dosyadaki 6 arkadaşımız gidemez.”
Ahmet Şık: Hepsinin yatacak yeri var
Tora Pekin’in ardından söz alanlardan Cumhuriyet Gazetesi Davası sanıklarından HDP İstanbul Milletvekili gazeteci Ahmet Şık ise şunları söyledi:
“Söyleyecek sözüm yok değil elbette ama ben artık söylemeye utanıyorum.
“Bu kararalar kimseye umutsuzluk vermesin. Bakın bu çıkan karar bu ülkenin geleceğidir umududur. Hiç kimse enseyi karartmasın.
“Ben şunu iddia ediyorum: Hani bir söz vardır ya, yatacak yeri bile yok diye, iddia ediyorum hepsinin yatacak yeri var. O hapishaneye en tepeden başlayarak onları da sokmazsam namerdim, eğer yardım etmezseniz siz de namertsiniz.”