Tarsus Cezaevi’nde yaşamını yitiren hasta tutuklu Mehmet Gök’ün çocuklarının özlemiyle veda ettiğini anlatan ağabeyi Nezir Gök, “Kardeşim ömrü boyunca barış için mücadele etti. Barış umuduyla gözlerini yumdu” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu’nun açıkladığı bin 154 hasta tutuklu arasında olan ve 12 Şubat’ta Tarsus 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamlarını yitirin 62 yaşındaki Mehmet Gök, çocuklarının özlemini çektiği öğrenildi.
Çocuklarını göremeden yaşamını yitirdi
Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Kesen’in haberine göre, PKK’li diye 1995’te tutuklanıp, müebbet hapis cezası verilen Gök, 13 Şubat’ta kaldığı koğuşta geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. 1956’da Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı Sincik Köyü’nde dünyaya gelen Gök, 1969’da ailesiyle birlikte maddi sıkıntılardan ötürü Adana’nın Ceyhan ilçesine göç ediyor. 1978’de işçi olarak gittiği Fransa’da hem işçi hem de siyasi faaliyetlerde bulunur. 16 yıllık sürgün yaşamından sonra 1994’te geri dönüş yapan Gök, Kürt siyasi geleneğinden gelen partilerde faaliyetlerini sürdürdü. 1995’te evine yapılan baskınla gözaltına alınıp tutuklanan Gök, müebbet hapis cezası verilir. Fransa’da bıraktığı eşi ve iki çocuğunun özlemini yıllarca duyan Gök, çocuklarını görmeden yaşamını yitirdi. Gök, Görülmüştür ekibine gönderdiği mektupta özlemlerini şu cümlelerle anlatıyor:
‘Hiç aklımdan, hayalimden çıkmadılar’
“Değerli dost, ben doğam gereği fazla duygusalım. En ufak duygusal bir olay karşısında gözlerim sulanır. Ben en son çocuklarımı gördüğümde (Mehmet Gök ülkeye döndüğünde çocukları Fransa’da anneleriyle kalmış b.n.) küçük oğlum Şiyar 3, büyük olan Cumali 6 yaşındaydı. Aradan 26 yıl geçti. Bu 26 yıl boyunca onları hiç göremedim ama hiç aklımdan, hayalimden çıkmadılar. Bir anekdot aktarayım: Geçen yıl aramıza genç bir arkadaş geldi. Onun için dilekçe yazmak gerekiyordu. Kalemi, kâğıdı alıp başladım yazmaya. Arkadaşın doğum tarihine gelince kalem elimden düştü, neye uğradığımı anlayamadım. Duygularımı bastırmak için havalandırmaya çıktım. Arkadaşlar da arkamdan geldiler. Ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Ben de bir yandan dilekçesini yazdığım gencin boyuna posuna bakıyordum. Dayanamadım ve arkadaşlara bu gencin doğum tarihinin, gün, ay, yıl olarak benim küçük oğlumla aynı olduğunu söyledim. O zaman beni anladılar. Bazen ziyarete çıktığımda ya da bazı arkadaşların çocukları ve torunlarıyla fotoğraflarını gördüğümde duygulanırım. Herkes ziyarete gider, çocuklarıyla hasret giderirken ben sabır ve metanetle beklerim. Belki ileride sorun hallolur ben de onları görürüm diye kendimi kandırmaya çalışıyorum. Gerçek bu, çoğu zaman uykularımı kaçırıyor bu sorun. Bu konuyu ileride yazmayı düşünüyorum. (…) Mehmet Gök”
‘Ömrü boyunca barış için mücadele etti’
Gök’ün ağabeyi Nezir Gök, kardeşini, mütevazi, yiğit, yürekli, mücadeleci ve barış savunucusu olarak tanımladı. Savaşın son bulması için kardeşinin ömrünü halkına adadığını dile getiren Gök, “Kardeşim ömrü boyunca barış için mücadele etti. Barış umuduyla gözlerini yumdu” dedi. Kardeşini ölmeden birkaç gün önce ziyaret ettiğini sözlerine ekleyen Gök, Fransa’da ikamet eden yeğenlerine, “Babanızın mezarını ziyaret edin” çağrısında bulundu.