Tarımı şirketlerin belirleyiciliğine vereceğiz diye uygulanan politikalar kırdan kente göçü hızlandırdı. Kent nüfusu sunni olarak şişirildi.
Sunni olarak nüfusu şişirilmiş kent, gelene iş, konut ve refah sağla(ya)madı. Yoksulu bol, yırtık pırtık, üretmeyen şehirlere üreten çiftçiler mecbur edildi.
Geldik bugüne. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Adana, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Artvin, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Çanakkale, Erzurum, Eskişehir, Gümüşhane, Hatay, Iğdır, İzmir, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Konya, Nevşehir, Ordu, Sivas, Tokat, Trabzon gibi illerdeki bazı bölgelerde karantina kararı alındı”ğını açıkladı.
Karantina yasağı nedeniyle 25 ilin toplamında 141 bin 650 dekar alanda patates ekimi yapıl(a)mayacak.
Kamuoyu bunu Bakan Pakdemirli’nin açıklamasından sonra mı öğrendi? Hayır! Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesi sonrasında.
Peki patates neden yasaklandı? Patateslerde oluşan Patates Siğili Hastalığı, Patates ve Domateste Bakteriyel Solgunluk, Patates Kahverengi Çürüklüğü, Patates Halka Çürüklüğü ve Patates Kist Nematodları nedeniyle. Tarım ve Orman Bakanlığı’na soru önergesi verilmeseydi halkın bu durumdan haberi olacak mıydı?
Yanıtını siz düşünedurun(!) Söz konusu karantinaya neden olan hastalığın kimyasal mücadelesi yok. Tek mücadele yöntemi, karantina tedbirlerinin alınması, kültürel tedbirlerin uygulanması ve münavebe yapılmasıdır. Aksi takdirde hastalığın bulaşma ve yayılması sürer ve tüm ekim alanlarına yayılır.
Ürün, verim ve kalite kayıplarına neden olur. Bu nedenle tüm dünyada olduğu gibi hastalığın konukçusu olan bitkilerin yetiştirilmesi yasaklanır.
Bakanlık, patatesi yasakladığı alanlara şimdi alternatif ürün ekilmesini teşvik ediyor.
Niye? Çünkü yasağın kaldırılma süresi bulaşık olan toprağın hastalıktan temizlenmesine bağlı. Bu yasaklama aşamasına gelene kadar, Tarım Bakanlığı var mıydı? Vardı!
Bu hastalığın yaygınlaşmasının nedeni araştırıldı mı? Araştırıldıysa nedir? İthal tohumluğun hastalığın nedeni olduğunu belirtenler var.
Geçmişte ari yerlerde yaylalarda yetiştirilen tohumlarla üretim yapılırdı. Şimdi tohum doğrudan ithal ediliyor. Ovalarda da (ari olmayan) tohum yetiştirme durumundan söz edenler var. İhmal ve kusur var mı, böylesi sorunların en azından bir daha yaşanmaması için araştırılması iyi olur.
Ayrıca Tarım Bakanlığı’na bağlı Türkiye’nin tüm il ve ilçelerinde Tarım Müdürlükleri de bulunmaktadır. Bu olay fark edilemeyecek kadar dar bir bölgede de ortaya çıkmış değil.
Tamı tamına 25 ilde elini kolunu sallayıp yayılmış. Yasaklama aşamasına geldiğinde, Bakanlık yasaklamak üzere ortaya çıkmış. Oysa tarımına ve tarımcısına önem veren ülkeler üretimi yakından izler. Tohumunu önemser, denetler.
Hastalık bu duruma gelmeden/ getirilmeden, üretim planlaması yapar, münavebe uygular, kültürel ve daha pekçok biçimde önlem alır, toprağı ve ürünü korur; yasaklama noktasına vardırmazlar. Görüldüğü ve bilindiği üzere Türkiye’de tarım politikaları yelin önündeki gazel misali.
Tarımını böyle yöneten ülkede, tanzim satış çözüm olabilir mi derseniz? Çoban kulübesinde padişah rüyası görmeyelim, derim!