Kuzey Suriye’ye müdahale için gitmedik kapı bırakmayan Türkiye, Münih Güvenlik Konferansı’ndan da beklediği sonucu alamadı. Analistler, uluslararası aktörlerin Ankara’ya soğuk yaklaştığını belirtiyor.
Dünya siyasetine yön veren ülkelerin katıldığı Münih Güvenlik Konferansı, özellikle IŞİD’le mücadelede büyük kazanımlar elde eden Demokratik Suriye Güçleri’nin başarısı ve bundan sonra Ortadoğu’da nasıl bir yol izleneceği konusunda önemli tartışmalara ev sahipliği yaptı. Önceki yıllarda Türkiye’nin başbakan, dışişleri bakanı ya da AB bakanlarıyla da katıldığı konferansta bu yıl Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilat Başkanı Hakan Fidan tarafından temsil edilmesi dikkat çekti. DW Türkçe’de yer alan habere göre bu durum, son yıllarda hem Batılı müttefikleri, hem bölge ülkeleri ile ilişkilerinde zorlu bir süreçten geçen, AB hedefine uzaklaşan Türkiye’nin dış politikasında güvenlik konularının giderek daha fazla ağırlık kazanmasının bir başka göstergesi olarak yorumlandı. Üç günlük yoğun konferans maratonu boyunca Akar ve Fidan’ın en önemli önceliği Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde ‘güvenli bölge’ kurma talebi oluşturdu. Ancak ABD, Rusya, Avrupa ve bölge ülkelerinden üst düzey katılımcıların konferans boyunca verdikleri mesajlar, bu talebe destek bekleyen Ankara açısından iyimser bir tablo ortaya koymadı. Hulusi Akar, Türkiye’nin Kuzey Suriye’de 440 kilometre uzunluğunda, yaklaşık 40 kilometre derinlikte bir güvenli bölge oluşturmak istediğini anlattı. Akar, buranın Türk askerlerinin denetiminde olması gerektiğini, YPG’den arındırılmasını gerektiğini iddia etti.
ABD ve Avrupa istemiyor
ABD’li yetkililer ise NATO müttefiki Türkiye’nin güvenlik endişelerini anladıklarını, bu kaygıları gidermek için güvenli bölgeye olumlu baktıklarını ifade etmekle birlikte Türkiye’nin koşullarına yeşil ışık yakmadı. ABD’liler, Avrupalı müttefikleriyle yaptıkları görüşmelerde, olası bir güvenli bölgenin, IŞİD ile mücadelede en önemli müttefik olarak görülen DSG’yi Türkiye’nin olası bir harekatına karşı da koruması gerektiğinin altını çizdi.
Müttefiklere asker çağrısı
ABD Başkanı Trump’ın sürpriz kararıyla askerlerini kademeli olarak Suriye’nin kuzeyinden çekmeye hazırlanan Pentagon, bu bölgede oluşturulması düşünülen güvenli bölgede, Avrupalı müttefik ülkelerin askerlerinin görev yapmasını istiyor. Amerikalı yetkililer Münih’te bir araya geldikleri Avrupalı muhataplarına “Siz de elinizi taşın altına koyun” mesajını verdi. Avrupalı devletler, ABD gibi büyük bir gücün çekilmesi sonrasında bölgede siyasi ve askeri belirsizlik ortamının artmasından endişe duyuyor. Diplomatlar, böyle bir askeri angajmanının büyük riskler içerdiğini söylüyor.
Türkiye’nin planı kuşkulu
Suriye’nin kuzeyine asker göndermeye sıcak bakmayan Avrupa, Türkiye’nin de tek taraflı olarak, sınır ötesi bir operasyona girişmesini istemiyor. Bunun bölgedeki ihtilafları daha da derinleştireceği endişesini taşıyan Avrupa, son aylarda Ankara ile temaslarını yoğunlaştırırken, bu konuda telkinde bulunuyor. Bir Alman hükümet yetkilisi, “Öyle bir noktaya gelindi ki son aylarda Türk tarafıyla artık sadece Suriye’yi konuşur olduk” gözlemini aktardı. Almanya’da hakim görüş, güvenli bölge için bir BM Güvenlik Konseyi kararına ihtiyaç duyulduğu, bu koşullar altında ise Rusya’nın bu kararı onaylamaya yanaşmayacağı yönünde. Çünkü Rusya Türkiye’nin bu talebine sıcak bakmıyor. Tüm bu gelişmeler, Suriye’de “güvenli bölge” konusunda küresel ve bölgesel aktörlerin çok farklı gündemleri, güvenlik kaygıları ve öncelikleri olduğunu bir kez daha ortaya koyarken, Münih Güvenlik Konferansı’nda Türkiye’nin taleplerine olumlu bir yanıt çıkmadı.
Rusya Esad’a işaret ediyor
Ankara’nın Astana süreci kapsamında birlikte çalıştığı Rusya hem geçtiğimiz hafta yapılan Soçi Zirvesi’nde hem de Münih GüvenlikKonferansı sırasında, güvenli bölge konusunda Esad yönetimini adres gösterdi.İran da benzer bir mesaj verdi. Her iki ülke Suriyeli Kürtlerin, Suriye halkının bir parçası olduğu, Suriye’nin kuzeyine ilişkin sorunların Şam ile Suriyeli Kürtler arasında başlatılacak diyalog ile çözümlenmesi gerektiğini savunuyor. Suriye’den çıkma kararıyla bölgedeki denklemi değiştiren, yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyen ABD ise tam da bu noktaya itiraz ediyor.
ABD’nin Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, bunu açık bir dille ifade ederek, rejimin tekrar Suriye’nin kuzeydoğusunu kontrol etmesini istemediklerini söyledi. Suriye’de İran’ın etkisine son vermek isteyen ABD yönetimi, DSG’nin elindeki bölgelerin yeniden Esad güçlerinin ve dolaysıyla İran’ın kontrolü altına geçmesini engellemek istiyor.
DIŞ HABERLER