Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevine giren Güven’in eylemi 103. gününde devam ederken Macar filozof, Öcalan’ı tarihin akışını değiştiren 5 isme benzeterek ‘Öcalan artık cezaevinde olmamalı’ dedi.
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde tecritin kaldırılması için Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbeşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevleri yayılarak devam ediyor. Güven’in eylemi 103. gününü geride bırakırken Güven’in ardından bir çok cezaevinde 300’ün üzerinde tutuklunun başlattığı açlık grevi ise 65. gününde. Avrupanın bir çok kentinde açlık grevine girenlerle dayanışmak ve Öcalan üzerindeki tecriti protesto etmek amacıyla eylemler devam ederken Avrupa’nın önde gelen filozoflarından Prof. Gaspar Miklos Tamas Öcalan’ın artık cezaevinde kalmaması çağrısında bulundu.
Prof. Tamas, İmralı’daki ağırlaştırılmış tecrit, Öcalan’ın Ortadoğu barışına sunacağı katkı ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öcalan’ın özgürlüğü için yapılan eylemleri anlamlı bulduğunu belirten Prof. Tamas “Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununu çözebilecekken hala cezaevinde olmasına anlam veremiyorum” diye konuştu. Tamas Öcalan’ın mücadele hayatını ve rolünü tarihin akışını değiştiren Edvard Beneš (Çekoslovakya), Iuliu Maniu (Romanya), Mahatma Gandhi (Hindistan), Nelson Mandela (Güney Afrika) ve Sun Yat-Sen (Çin)’e benzettiğini söyleyerek şunları ekledi: “Modern ulusların doğumuna yardımcı olan bu kişiler de yıllarca cezaevinde kaldılar. Bu önderler cezaevinden çıkartılarak barışçıl yöntemlerle reformların gerçekleşmesi sağlandı. Aynı durum Öcalan için de olmalı, diğeri gibi onun da özgürlüğünün barışa katkısı büyük olacağını düşünüyorum.” Özellikle Federal Alman Hükümeti ve Avrupa Birliği’nin bu sürece müdahil olmasını isteyen Prof. Tamas “Almanya ve AB eşitlik, barış ve demokrasinin gereği olarak harekete geçerek Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamalılar” diye konuştu.
Bu durumun sadece Türkiye’ye değil, Ortadoğu ve Güney Avrupa’ya da katkısı olacağını belirten Prof. Tamas, Alman devletinin Kürt özgürlük mücadelesine yönelik yürüttüğü yasak siyasetini de eleştirdi. Prof. Tamas bu konuda ise başta Almanya ve AB’ye şu çağrıyı yaptı: “Kamu yararına olmalarına rağmen Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde Kürtlerin demokratik organizasyonlarının yasaklanarak dışlanmasına da anlam veremiyorum. Bildiğim kadarıyla Erdoğan Almanya ve AB’yi yönetmiyor. Peki o zaman neden Almanya ve AB Erdoğan’ın talimatlarına göre hareket gediyor?”
Prof. Tamas kimdir?
1948 yılında Macar azınlığın yaşadığı Romanya’nın Kolozsvar kentinde dünyaya gelen Prof. Gaspar Miklos Tamas 1972 yılında felsefe eğitimini Cluj-Babeş Bolyai Üniveristesi’nde tamamladı. 1978 yılında siyasi nedenlerle Macaristan’a göç eden Prof. Tamas, Budapeşte Üniversitesi’nde ders vermeye başladı. 1989-1994 yılları arasında parlamenter olan Prof. Tamas, daha sonraki yıllarda Oxford, Chicago, Colombia, Georgetown ve Yale üniversitelerinde dersler verdi. Bilimsel çalışmalar için bir süre Paris, Viyana, Washington ve Berlin’de yaşayan Prof. Tamas, 2010’da ise Sol-Yeşil Partisi’nin kurucu başkanı oldu. Prof. Tamas, şu anda Budapeşte Avrupa Üniversitesi’nde ders veriyor.
Norveç ve İsveç’e çağrı: Tecride karşı tavır alın
Norveç ve İsveç’te günlük gazetelerde yayımlanan iki makalede Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması için sürdürülen açlık grevlerinin Avrupa’nın pasifliğinin sonucu olduğu belirtildi. Norveç’in en yüksek tirajlı günlük gazetesi Aftenposten’de Norveç Genç Kürt Federasyonu’- nun 15 yaşındaki Yönetim Kurulu Üyesi Beritan Algünerhan’ın ”Parlamento Leyla Güven’i desteklemeli ve barışa bir şans vermeli” başlıklı makalesi yayımlandı. Algünerhan, HDP Milletvekili Leyla Güven’in Abdullah Öcalan’a yönelik tecritin kaldırılması için 103 gündür açlık grevi yaptığını hatırlattıktan sonra Öcalan’a uygulanan tecritin tüm uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna dikkat çekti. Avrupa’nın Kürt sorunu ve Öcalan’a yönelik tecride karşı ilgisizliğinin Türkiye’yi cesaretlendirdiği değerlendirmesinde bulunan Algünerhan, ”Açlık grevleri Avrupa’nın pasifliğinin doğrudan bir sonucudur” dedikten sonra tecridin kaldırılması için Norveç Parlamentosu ve Dışişleri Bakanlığına Türkiye’ye baskı yapması çağrısında bulundu. Şili doğumlu politikacı Valida Cicen de, İsveç’te günlük yayımlanan DalaDemokraten gazetesindeki makalesinde Avrupa ülkeleri ve dış dünyanın AKP hükümetinin Kürtlere yönelik saldırılar karşısındaki sessizliğini sertifadelerle eleştirdi. Yayımlanan makalesinde Cicen, ”Dış dünyanın DAİŞ terörünü durdurmak için çok fedekarlıklarda bulunan Kürtlerle yeterli dayanışma göstermemesi insanlık dışıdır” dedi. AKP hükümetinin gerçekleştirdiği hak ihlalleri ve HDP’ye yönelik saldırıları sıralayan Cicen, olanları görmezden gelen Avrupa Birliği ve İsveç hükümetini eleştirdi. İsveç Dışişleri Bakanı Margot Walsström’e Kürtlerle dayanışması çağrısında bulunan Cicen, ”Birlikte insan hakları ve Kürtlerin barış hakkı ve özgürlükleri için mücadele etmeliyiz” ifadeleriyle makalesini sonlandırdı.
‘Bizim yerimizdirenen Kürt halkının yanıdır!
Tecridi protesto etmek amacıyla ve açlık grevlerine destek vermek amacıyla önceki gün strasbourg’ta bir 10 binlerce kişi yürüyüş düzenledi. Fransız sol-sosyalist kesimlerinde katılarak destek verdiği yürüyüşte aynı zamanda aylardır Fransa sokaklarında olan Sarı Yelekliler adına da bir grup da katılarak, Kürt halkıyla dayanışma içerisinde olduklarının mesajını verdi. Grup adına yapılan konuşmada AKP hükümetinin yaptığı baskılara tepki gösterilerek şunlara yer verildi: “Bizim yerimiz özgürlüğü için direnen Kürt halkının yanıdır. Strasbourg halkı sizlerin yanındadır. Kürt halkı ile dayanışmamız sürecek.”
İlham Ehmed açlık grevindeki Şiş’i ziyaret etti
Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanıİlham Ehmed ve beraberindeki heyet Galler’in Newport kentinde 63 gündür açlık grevinde olan İlhan Şiş’i ziyaret etti.İlham Ehmed devam eden açlık grevlerinin mutlaka tecridi kıracağını belirttiği ziyaretinde İmam Şiş ve orada bulunanlarla uzun süre sohbet etti.
Roma’da binler tecride karşı yürüdü
Roma’da binlerce kişi Güven’in açlık grevi direnişiyle dayanışma amacıyla ve Öcalan üzerindekitecrite tepki göstermek amacıyla dün biraraya geldi. Mitingde konuşan DTKeski eşbaşkanı Hatip Dicle Öcalan’ın şahsında bütün Kürt halkına uygulanan tecridi kınayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan 20 yıl önce kapitalist modernite sistemi uluslararası bir komplo ile Öcalan’ıtutsak etti.İmralıtecrit ve işkence sistemini ortaya çıkardı. Bu sistem giderek faşist bir diktatörlükle tüm toplumu tecrit altına aldı. Artık tüm Avrupa demokratları, sosyalistleri ile Ortadoğu’da Kürtlerin öncülük ettiği demokrasi güçleri arasında güçlü bir birliğin ve dayanışmanın kurulmasının tam da zamanıdır. Bu içten davetitüm Avrupalı dostlara buradan yapıyoruz. Hiç şüpheniz olmasın ki Leyla Güven ve yoldaşları ile mutlak tecridin kalkması gereken Öcalan’ın hedefi de insanlığın bu yüce idealleridir.”
Söderhamn tecride karşı eylem yaptı
İsveç’in orta kesimlerinde küçük bir yerleşim birimi olan Söderhamn’da tecride tepki göstermek amacıyla yürüyüş ve miting düzenledi. İl merkezindeki meydanda bir konuşma yapan Kürdistan ile Dayanışma Komitesi Başkanı Benny Gustafsson, Leyla Güven ve açlık grevcilerinin taleplerini desteklediklerini ve Öcalan’a yönelik tecridin derhal kaldırılması gerektiğini söyledi. Öcalan özgürleşene kadar eylem ve etkinliklerini sürdüreceklerine vurgu yapan Gustafsson, İsveç Hükümeti’ne Türk devletinin gerçekleştirdiği insan hakları ve Öcalan’a yönelik tecride karşı tutum alması çağrısı yaptı.
‘Güven’in direnişini selamlıyoruz’
HDP aday tanıtım ve yerel seçim etkinliğine dayanışma mesajı gönderen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan, Leyla Güven’i selamladı. HDP etkinliğine mesaj gönderen Gülsüm ve Sami Elvan çifti, şunları belirtti: “Bugün aranızda bulunamadığımız için çok üzgünüz ancak kalbimiz hep sizlerle. 31 Mart yerel seçimlerine giderken, bu yolda başkan adayı olan dostlarımıza başarılar diliyoruz. Diyoruz ki; Demirci Kawa’nın ateşi yoldaşınız olsun, Hızır yardımcınız olsun. HDP Eşbaşkanları Sayın Pervin Buldan ve Sayın Sezai Temelli başta olmak üzere bizi hiç yalnız bırakmayan, her zaman destekleyen yoldaşlarımıza sevgilerimizi iletiyoruz. Ayrıca bedenini açlığa yatıran sevgili Leyla Güven’in de yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Dayanışmayla tekrar görüşmek umuduyla.”
5 haftadır oğlumun sesini duymuyorum
Gümüşhane E TipiKapalı Cezaevi’nde kalan ve 27 Ocak’tan bu yana açlık grevinde olan oğlu Hamza Arzuman’dan açlık grevine girdikten sonra bir daha haber alamadıklarını dile getiren Bedriye Arzuman, oğlunun 5 haftadır kendilerini aramadığını söyledi. Arzuman, Silopi’de ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında gözaltına alındıktan sonra günlerce süren işkencenin ardından tutuklanan oğlunun önce Şırnak daha sonra da Gümüşhane Cezaevi’ne sürgün edildiğini ifade etti. Arzuman, “Geçen seneye kadar oğlum Şırnak Cezaevi’nde kalıyordu. Bir yıldır sürgün edilerek Gümüşhane’ye götürüldü. Oğlum 5 haftadır da bizi aramıyor. Onu çok merak ediyoruz” dedi. ‘Talepler kabul edilsin’ Cezaevi üzerinde çok baskı olduğunu ve tutukluların sürekli darp edilip hücrelere atıldığını söyleyen Arzuman “Açlık grevine girmişler. Bir an önce bu tutukluların talebi karşılanmalıdır. Leyla Güven 103 gündür açlık grevinde. Neden bu insanların sesini duymuyorlar. Zaten cezaevlerinde baskılar bir an dinmiyor bir de açlık grevinde çok daha zor koşullar altında kalıyorlar. Talepleri bir an önce yerine getirilsin.Kimse sessiz kalmasın. Onların sesine ses olalım” dedi.