AKP’nin “Aracısız” diyerek kurduğu Tanzim Satış Noktaları’ndaki ürünler de tedarikçi firmalardan alındığı ve faturanın Tarım Kredi Kooperatifleri’ne kesildiği ortaya çıktı. Ayrıca ikidara yakın bazı firmaların bağışta bulunduğu yüklü miktarda domates, satış noktalarında parayla satıldı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Sadiye Eser‘ in ekonomik kriz ve artan sebze fiyatlarına önlem adı altında AKP tarafından kurulan “aracısız” Tanzim Satış Noktaları’nın üretici yerine tedarikçi firmalardan mal aldığı ortaya çıktı. Tedarikçi firmalardan alınan ürünün maliyeti gizlenirken, faturanın Tarım Kredi Kooperatifleri’ne kesildiği öğrenildi. Ayrıca iktidara yakın bazı firmaların destek amaçlı yüklü miktarda ücretsiz verdiği ürünler, tanzim satış noktalarında parayla satıldı.
Tır tır bedelsiz domates
Kınık Tarım Kredi Kooperatifi’nin kesmiş olduğu iki ayrı fatura, TIR dolusu domateslerin karşılıksız verildiği ortaya çıktı. Kooperatifin “02221” seri numarasıyla kesmiş olduğu faturada 18 bin 33 adet domatesin Uçak Kardeşler Gıda Seracılık Uluslararası Nakliye şirketi tarafından bedelsiz kesildiği ve Ankara’daki tanzim noktasına gönderildiği kaydedildi. Yine aynı firmadan “02219” seri numaralı faturada ise 18 bin 493 kilogram domatesin İstanbul’daki tanzim satış notlarına gönderildiği belirtildi.
Fatura sosyal medya da paylaşıldı
Konuyla ilgili Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Fahrettin Poyraz twitter hesabından “@TCTarim Bakanımız Sn.@bekirpakdemirli kanalıyla bizlere ulaşan ortaklarımız Vahit ve Ali Uçak, milletimize ve Sn. Cumhurbaşkanımıza destek olmak adına 2 tır ürünü bedelsiz olarak Antalya Kınık Kooperatifimize teslim ettiler. Ortaklarımıza hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ederim” diyerek paylaştı. Yapılan paylaşımın altında ise, ürünlerin ücretsiz olarak teslim edildiğine dair söz konusu faturalara yer verdi.
Bakan teşekkür etti
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise, Poyraz’ın paylaşımını etiketleyerek twitter hesabından “Milletimiz, ülkemiz üzerinde oynanan oyunun farkında. Uçak Kardeşlere teşekkür ediyorum. Milletimizin mücadelesine destek olduklarını ilettiler. Halkımızın cebine ve mutfağına göz dikenleri boşa çıkarmak için 2 tır ürünü, ‘bedelsiz’ olarak tanzim mağazalarına teslim ettiler” diyerek teşekkürde bulundu.
Paralar nereye gidiyor?
Bağışlanan bu ürünler için kesilen faturalarda “Bedelsiz olarak teslim edilmiştir” ibaresi yer alırken, tanzim satış noktalarında bu ürünlerin ücretli satılması akılara “Bu ürünlerden alınan bedel nereye gidiyor?” sorusunu getirdi.
‘Göz boyamadan öte bir şey değil’
Tanzim satış noktalarına getirilen ürünlerin bedelsiz olarak getirilip para ile satılmasının etik olmadığını dile getiren Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi Sen) Genel Başkanı Abdullah Aysu, “Şimdi hangi taraf doğru ki bu yanlışın üzerinden konuşalım. Doğru bir şey yok. Bir yanıyla oradan bir bağış yapılmış, bir diğer yanıyla da aslında siz onu parayla satıyorsunuz. Şuradan bakmak lazım; bu tanzim mağazaları esasında seçim tanzimi ve seçim öncesi fiyatı aşağı çeken bir görüntü verme amaçlı, bir propaganda amaçlıdır. Buradan böyle bir şey veriliyorsa ve paraya da dönüştürülüyorsa esas itibarıyla, mevcut iktidara yapılan bir parasal destektir. Seçimle ilgilidir. Bu parasal destek anlamına gelir. İşin böyle bir yanı var. Bütün ülkede tarımsal yapı dağıtılmışken, yokmuşçasına davranışlar sergileyip de bu tür şeyler yapmak, meseleyi saptırmaktır. Bu yanlıştır, biz bunu kabul etmiyoruz. Kaldı ki seçim tanzim şeyleri olarak gördüğümüz tanzim satışları esas itibarıyla Türkiye genelinde yaygınlaşmadığı ve her mahalleye kadar kurulamıyorsa bir bakkal şeklinde bunu hiçbir kıymeti yoktur. Sadece bir göz boyamadan öteye bir şey değildir” diye belirtti.
‘Halk hakkını arayacak’
Tanzim satış noktalarıyla Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Hal Yasa Taslağı’nın seçim sonrası Meclis’ten geçirilmesinin de hedeflendiğini vurgulayan Aysu, şöyle devam etti: “Biz buradan fiyatları düşürdük. Hal yasasını çıkaracağız. Daha da düşecek diye Hal yasasını problemsiz ve muhalefetsiz, tepkisiz bir şekilde çıkarmak istiyorlar. Oysaki 175 bölgedeki halin tamamı 30’a indirilecek ve aynı zamanda şirketlere devir edilecek.” Şirketlere devir edilen bir halde yurttaşın hakkını arayamayacağını sözlerine ekleyen Aysu, “Halk kamunun elinde olan bir meselede hakkını arayabilir. Dolayısıyla yaş meyve ve sebze hali olarak kalmıyor, arı ürünleri, süt ürünleri, et, ürünleri, baklagiller, gıdaya konu olan tüm ürünlerin tamamının marketlerde pazarlanacağını ve oradan toplanıp Türkiye’ye dağıtılması planlanıyor. Bu gıda da ciddi bir tekel oluşturmaktadır. Bu da gıdanın tamamen şirketlere devir edilmesi anlamına geliyor. Aynı zamanda bu gıdayı temin ederken de bu şirketler çiftçilerle sözleşmeli üreticilik yapılacak. Bu ne anlama geliyor? Üretimden pazarlamaya zincirleme tüm halkalarına 7-8 tane şirketi hakim kılmak anlamına geliyor. Bu sadece üretimle mi sınırlı kalacak? Elbette ki sınırlı olmayacak. Gıda temin etmekle yükümlü olan bu şirketler doğal olarak Türkiye içerisinde yeterli olmayınca gıdalar dışarıdan ithalatı da bu şirketler yapacaklar. Midemizden bizi bağlıyorlar işin özü bu” diye konuştu.