Maden Kanunu’nda 45. madde geri çekilirken, bu maddenin ‘tavşan’ işlevi gördüğü iddiaları ortaya çıktı. Bu maddeye yoğunlaşan tepkiler sonucu 45. madde geri çekilirken, şirketler doğa yağmasında özgür kılındı
Maden ve enerji şirketlerinin çıkarları için doğanın yağmalanmasının büyütülüp kolaylaştırılmasını sağlayan torba yasa Meclis’ten geçmiş durumda. Yoğun itirazlara yol açan 45. madde ise tüm partilerin ortak kararı ile komisyona geri çekildi. Bu madde ile 2019 yılı sonuna kadar 13 termik santrale sağlanan ‘kirletme ögürlüğü’ 2022 yılına kadar uzaltılmak isteniyordu. Ancak komisyona geri çekilmiş olması bu maddenin Meclis gündemine tekrar gelmeyeceği anlamına gelmiyor. 2019 yılı sonuna kadar özgür olan bu santraller için halen sürenin olması tehdidin sürdüğünü gösteriyor. 45. maddeye yoğunlaşılması sonucunda maddenin geri çekilmiş olması, Maden Kanunu’nda değişiklik içeren diğer maddelerin halk tarafından tartışılmasının üstünü örttü.
AKP-MHP oylarıyla geçti
Mecliste kabul edilen kanuna ‘milli menfaatlere uygunluk’ ibaresi eklenmiş olması ise dikkat çekici. Hükümetin yerli-milli sözleriyle doğa yağmasını ‘sınırladığını’ gördükleri, maden ve enerji piyasası kanunlarında birçok madde değiştirilirken bunlara yenileri eklendi. Tasarının gerekçesinde, ‘Uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumun güçlendirilmesi, maden kaynaklarının etkin kullanılması, madenciliğin verimli noktalara taşınmasının öncelikli hedefler içinde yer alması’ gibi birçok vurgular yer alıyor. HDP ve CHP etkin biçimde yasa tasarısının tamamına yönelik karşı tutum aldığı, İyi Parti’nin de bu tutuma destek verdiği ancak AKP ve MHP oylarıyla kanun tasarısının meclisten geçtiği öğrenildi.
Parayı ver atıktan kurtul
Kanun teklifinde, enerji arz güvenliğini karşılamak, dışa bağımlılığı azaltmak için kurulacağı iddia edilen Nükleer enerji santrallerinin, Türkiye coğrafyası içinde ‘radyoaktif atıkların’ yönetimi ve atıkların işletmeden çıkarılması sürecinde özel hesaplara yapılacak ödemelerin, tahsilat yöntemi ile özel hesaplar adına tahsil edilen gelirlerin amaç dışı kullanılmaması hüküm altına alınacak. Bu düzenleme ile parasını yatıranın atıklardan kurtulması sağlanırken bu atıkların devlet eliyle bertaraf edilmesi sağlandı. Nükleer atıkların nasıl bertaraf edileceği tasarıda yer almıyor. Bu gelirin radyoaktif çöplüklerin oluşumu için kullanılacağına ve nükleer atık merkezlerinin ortaya çıkacağına işaret ediyor. Madenlerin aranması, üretime yönelik hazırlık çalışmaları, üretilmesi, sevkiyatı, cevher hazırlama ve zenginleştirme, atıkların bertarafı, ruhsat sahasındaki stoklama/ depolama işlemleri, maden işletmelerinin kapatılması ve çevre ile uyumlu hale getirilmesi ile ilgili tüm faaliyetler ve bu faaliyetlere yönelik geçici tesislerin yapılması ‘madencilik faaliyetleri’ kapsamına alınıyor. Rezervi bitmiş olan maden alanları atık alanı olabilecek.
Yetkiler devrediliyor
Şirketlere tahsisi yapılmış ve enerji üretmini de içine alan kömür madenlerinde ortaya çıkabilecek fazla kömürün Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) tarafından satın alınması tasarıda yer almakta. Bu madde ile enerji arz fazlasının olduğu Türkiye’de bu santrallerde üretilen elektriğin ticarileştirilemediği koşullarda madendeki kömür, şirketin yararına değerlendiriliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı uhdesinde olan yetkiler, kuruluşunun tamamlandığı açıklanan, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devredilmesi tasarıda yer alıyor. Madenlerde devlet hakkı yeniden düzenlenerek çıkarılan madenlerin şirketlerce ihraç edilebilmesinin önü açılırken, maden istihracı ile sağlanacak gelirden devlet payına düşen ve ödeme yükümlülüğü ruhsat sahibine ait olan kısım, devlet hakkı sayılacak.
Devlet hakkı yalan oldu
Altın, gümüş ve platin madenleri için uygulanan devlet hakkında teşvik indirimi yüzde 40 olarak düzenleniyor. Bu şekilde altın, gümüş ve platin madenlerinden alınacak devlet hakkı oranı azaltılıyor. Altın, gümüş ve platin hariç bakır, kurşun, çinko, demir, krom, civa, kalay, kobalt, nikel, alüminyum grubundaki madenlerin yurt içindeki entegre tesislerde metal hale getirilmesi durumunda ise devlet hakkının yüzde 75’i alınmayacak.
Parayı öde ormanı yok et
Madde 43’te yer alan iddiaya göre 2020 yılına kadar 100 milyar liralık enerji yatırımının yapılması gerektiği belirtiliyor. Buna göre enerji yatırımlarının önündeki engellerin kaldırılması hedeflenirken; yenilenebilir olduğu iddia edilen rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle vb. enerji sermaye yatırımlarında kapasite artışlarının önündeki engelde kaldırılmak isteniyor. Bu santrallerin bulunduğu bölgede alınan ÇED raporları yeterli bulunup sınırsızca santrallerini büyütülmelerinin önü açılıyor. Ayrıca her türden enerji tesisinin ormanlık alan üzerinde kurulmak istenen santraller için ödenmesi gereken ücretin (orman kesimi vb. amaçlı) yarısının ödenmesi halinde santral inşasının başlaması sağlanıyor.
Kapasite artışında ÇED yok
Tasarının 4. maddesi ile Maden Kanunu’na “milli menfaatlere uygunluk” ibaresi ekleniyor. 7. madde ile maden şirketlerinin kuruluş sözleşmelerinde yer alması gereken ‘madencilik statüsü’ kaldırılarak tüm şirketlerin madencilik faaliyetlerine girebilmesi sağlanıyor. Maden sahalarında verilmiş olan ruhsatlar kapasite arttırımı veya aynı havzada yeni maden ocağı açılması halinde aynı ruhsatın yeni alanı da içine alması sağlanıp, yeni bir ruhsat ve dolasıyla yeni bir ÇED işlem süreci kaldırılıyor.
Şirket yararı kamu yararı oldu
Madencilik faaliyetleri ile devlet ve il yolları, otoyollar, demir yolları, havaalanı, liman, baraj, enerji tesisleri, petrol, doğalgaz, jeotermal boru hatları, su isale hatları gibi kamu yararı niteliği taşıyan ya da gerçek veya tüzel kişilere ait diğer yatırımların birbirlerini engellemesi, maden işletme faaliyetinin yapılamaz hale gelmesi, yatırım için başka alternatif alanların bulunamaması durumunda, madencilik faaliyeti ve yatırımla ilgili karar, kamu yararı açısından yatırımların önceliği ve önemini tespit etmek üzere, ilgili bakanlığın uygun görüşü alınarak bakanlık tarafından verilecek. Bakanlık tarafından alınan bu kararlar, kamu yararı kararı yerine geçecek.
EKOLOJİ SERVİSİ