İHD İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu, Esenyurt’ta Suriyelilere yönelik ırkçı saldırıya ilişkin gözlem raporu hazırladı. Komisyon Üyesi Meral Çıldır, “Irkçı saldırıların önlenmesi için saldırıyı gerçekleştiren gruplara karşı ağır yaptırımlar uygulanmalı” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 9 Şubat günü İstanbul’un Esenyurt ilçesi Bağlarçeşme mahallesinde yaşayan Suriyelilere yönelik saldırılara ilişkin hazırladıkları gözlem raporunu açıklamak üzere şube binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi.
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, olayın gerginliğini koruduğu için yeterince veriye ulaşılamadıklarını söyleyerek, “Resmi makamlarla görüşme gerçekleştiremedik. Ulaşabildiğimiz ve görüş sağladığımız yerlerden bir izlenim raporu hazırladık. Bu olayı ırkçı bir saldırı olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Toplantıda basın metnini, İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon Üyesi Meral Çıldır okudu.
‘Suriyeli Arapların iş yerlerine saldırı olmuş’
Olayla ilgili mahalle sakinleriyle görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyleyen Çıldır, olayın daha çok “Sinoplular” ve “Suriyeli Araplar” ile ilişkilendirildiğini belirtti. Çıldır, anlatılanlara göre akşam saatlerinde mahallede Suriyelilerin bir düğünü sırasında düğünden çıkan genç bir kadının sözlü tacize maruz kalması sonrasında Suriyeli ve Sinoplu genç erkekler arasında kavga çıktığını söyledi ve ekledi: “Kavgaya birden fazla kişi karışmıştır. Kavgada yaralananlar olmuş. Olayın ardından Sinoplu Türklerin ağırlıklı olduğu bir grup, olay mahalline kalabalık bir biçimde gelerek Suriyeli Arapların işyerlerine saldırıda bulunmuş. 15-20 arasında işyerinin saldırıya uğradığı dile getirilmiştir. Bu saldırılara sadece Sinoplu Türkler değil, Suriyelilere karşı nefret duyguları besleyen Türkiyeliler de katılmıştır. Saldırılar sırasında ‘Burası Türkiye, Suriye değil’ sloganı atılmış ve ‘Allahuekber’ şeklinde tekbir getirilmiş.”
‘Her an yeni bir gerilim yaşana bilir’
Olayda yaralananlar hakkında hastanenin kendilerine bilgi vermediğini aktaran Çıldır, “Yaptığımız görüşmelerde her iki taraftan kişilerin hastane önünde beklemekte olduğu, her an yeni bir gerilimin yaşanabileceğinden endişe duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Çıldır, hazırladıkları raporda ortaya çıkan sonuçları şöyle sıraladı:
“* Suriyeli Arap ve Sinoplu Türk genç erkekler arasında başlayan bir kavganın, kavgaya hiç karışmamış Suriyelilerin işyerlerine saldırılarla sonuçlanması ve saldırılar sırasında ‘Burası Türkiye Suriye değil’ sloganlarının atılması saldırıların ırkçı yanını ortaya koymaktadır.
* İki taraftan da yaralanmalar olmasına ve Suriyeli Arap sığınmacıların işyerleri tahrip edilmesi ve kendilerine karşı ırkçı küfürler edilmesine rağmen, yaşananların ardından sadece Suriyeli Arap sığınmacıların gözaltına alınması, bu ırkçı saldırının cezasız kaldığını ve dolayısıyla yeni saldırılara zemin açıldığını göstermektedir.
* Irkçı saldırıların önlenmesi için saldırıyı gerçekleştiren gruplara karşı ağır yaptırımlar uygulanması ve yasalarda gerekli değişikliklerin yapılması gerekmektedir.
* Yaptığımız görüşmelerde Suriyelilerin yaşadıkları mağduriyeti anlatmakta çok çekindikleri gözlemlenmiştir. Suriyeli sığınmacılar kanuni olarak Türkiye vatandaşı olan ve bu tarz ırkçı saldırılara maruz kalan bireylerden ve gruplardan (Kürtler, Ermeniler vb.) farklı olarak bu tip durumlarda kendilerini ifade edebilecekleri, yardım isteyebilecekleri yasal statüden, kendilerine ait medya organlarından, kurumlardan ve siyasi partilerden yoksundurlar. Az sayıda olan yardım kurumlarına da ulaşım imkânları sınırlıdır.
* Suriyeli sığınmacıların ‘geçici koruma’ statüsü altında yaşamaları hem kendilerine dönük ırkçı saldırılara zemin sağlamakta, hem de yaşadıkları mağduriyetleri kamusal alanda ifade edebilecekleri bir biçimde tartışılmasını engellemektedir. Suriyeliler bir yandan ırkçı saldırılara maruz kalmakta, bir yandan da bu saldırıları dile getiremeyecek konumda bırakılarak, sessizleştirilmektedir.”
HABER MERKEZİ