33 gencin hayatını kaybettiği Suruç katliamı davasındaki tek sanığın duruşmada hazır edilmek yerine SEGBİS ile bağlanmasına mağdur aileleri tepki gösterdi. Katliamda babasını yitiren Dilek Kaya, heyete “Ben 7 aylık bebeğimi bırakıp, geldim. O katil bombacı neden burada değil?” sözleriyle isyan etti.
Urfa’nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi’nde bir araya gelenlere yönelik 20 Temmuz 2015 tarihinde DAİŞ tarafından gerçekleştirilip, 33 kişinin hayatını kaybetttiği, 104 kişinin de yaralandığı canlı bombalı saldırısına ilişkin açılan davanın 8’nci duruşması, Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Urfa T Tipi Cezaevi Kampüsü içerisinde bulunan mahkeme salonunda görülen duruşmayı, yaşamını yitirenlerin aileleri ve Suruç Gazileri’nin yanı sıra HDP Urfa milletvekilleri Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan, Nusrettin Maçin ve parti yöneticileri, Urfa ve Diyarbakır baroları, ESP MYK üyesi Deniz Aktaş ve Fransa Anti-Kapitalist Parti Temsilcisi izledi. Duruşma öncesinde mahkeme salonunun etrafında askerler tarafından abluka kuruldu. Salona gireceklerin üzerlerini didik didik arayan askerler, yine cep telefonlarını kapattırmak istese de, aileler ve izleyicilerin tepkisi ile karşılaştı. Davanın tek sanığı Yakup Şahin’in bulunduğu cezaevinde Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldığı duruşmada, taraf avukatları hazır bulundu.
‘Artık sorumluları yargılayalım’
Kimlik tespitlerinin yapılması ile başlanan duruşmada, mahkeme heyeti ilk olarak saldırıda oğlu Uğur Özkan’ı kaybeden Mehmet Özkan’a söz verdi. Baba Mehmet Özkan, konuştuğu sırada sanık Yakup Şahin’e dönerek, “Neye hizmet edip, yaptın bu katliamı? Seni kullandılar ve içeri attılar. Seni bitirecekler. O nedenle artık konuş, sana bu katliamı kim yaptırdı?” diye sordu. Ardından katliamdan yaralı kurtulan Yasin Can’a söz verildi. Can, mahkeye heyetine “Söyleyin bu katliamı devlet yaptıysa bilelim. Eğer yapmadı ise, kim yaptı bulun. Artık sorumluları yargılayalım” dedi.
‘Bu acı ile nasıl yaşayacağız’
Katliamda yaşamını yitiren İsmet Şeker’in kızı Dilek Kaya da, sanığın duruşmada hazır edilmemesi nedeniyle “Ben 7 aylık bebeğimi bırakıp, geldim. O katil bombacı neden burada değil” sözleriyle heyete tepki gösterdi. Suruç Gazisi olan Çağla Seven ise, heyete yönelik “Ben genç bir hekimim ve 32 ameliyat geçirdim. Ben giydiğim önlüğün hakkını veremediğim zaman, o önlüğü çıkarırım. İşinizi layıkıyla yapamıyorsanız, bu dosya bu hali ile kapanırsa, bu acı ile nasıl yaşayacağız” ifadelerini kullandı.
‘Ömer Aslan hakkında etkili araştırma yapılmadı’
Aileler ve mağdurların ardından avukatlara söz verildi. Taraf avukatları adına ortak savunma yapan Urfa Barosu Başkanı Avukat Abdullah Öncel, saldırı günü olay yeri yakınında yurttaşlar tarafından yakalanıp, sırt çantasında siyah bez üzerine Arapça yazılı bir bayrak çıkan imam olduğunu belirten Abdullah Ömer Arslan’ın üzerinde durdu. Davada “tanık” olarak dinlenen Arslan’ın, “şüpheli” olarak ifadesinin alınması için mahkemeden hakkında suç duyurusunda bulunması yönündeki taleplerini yineleyen Baro Başkanı, Ömer Arslan’ın olay günü kullandığı motosikletin daha sonra çalındığını söylediğini, motosikleti bulunduktan sonra da Gölbaşı’na gidip, bir polise vekâletname vererek sattığını hatırlattı. Baro Başkanı Öncel, “Tarihi bir sorumluluk ile karşı karşıyayız. Bunun sorumluluğunu yerine getireceğinize inanıyorum. Olay yaşanmadan önce ve sonrasındaki aşamada kolluk birçok ihmalde bulunmuş, ancak bu dizinde aynı ihmallerde bulunmanız gerektiği anlamına gelmez. Ömer Arslan mahkemede bizimle ve sizinle dalga geçen ifadelerde bulundu. Kim bu Ömer Arslan? Gerçekten imam mı, etkili bir araştırma dahi yapılmadı. Neden Ömer Arslan hakkında suç duyurusu talebimiz reddedildi? Buradaki insanların sizden beklentisi var, lütfen bunları boşa çıkarmayın” dedi.
Sanık: Söyleyeceğim bir şey yok
Avukatların dinlenmesinin ardından davanın heyet, tek sanığı olan Yakup Şahin’e bir diyeceği olup olmadığını sordu. Şahin, “Söyleyeceğim bir şey yok. Ama buradaki avukatların bu yaşlı insanları bana düşman ederek ellerine bir şey geçmez. Ben yaptıysam eğer bana torpil geçecek değilsiniz, cezamı verin ama benim bir ilgim yok. Beraatımı istiyorum” dedi.
Duruşma 9 Mayıs’a ertelendi
Bunun üzerine duruşmaya kısa bir ara veren heyet, sonrasında ara kararlarını açıkladı. Avukatların, İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı’nın Suriye’den Türkiye’ye geliş aşaması ve sonrasının araştırılması talebi dışındaki tüm talepleri ret eden heyet, bir sonraki duruşmayı 9 Mayıs’a erteledi.
Basın açıklamasına izin verilmedi
Duruşmanın ardından Suruç aileleri, HDP’li vekiller ile birlikte mahkeme önünde basın açıklaması yapmak istedi, ancak askerler izin vermeyince milletvekilleri ile Jandarma komutanı arasında tartışma yaşandı. Milletvekillerinden Ömer Öcalan, açıklama yapmalarına kanunları gerekçe göstererek izin vermeyen Jandarma komutanına “Kanun, düşünce özgürlüğünden üstün değildir. O kolladığınız DAİŞ şuan Suriye’de can çekişiyor. Bu yaklaşımlarınız bir kara leke olarak kalacak” smzleriyle tepki gösterdi.
Fransa Yeni Anti Kapitalist Partisi’nden davayı izledi
Suruç Katliam Davasının 8’inci duruşmasını, Fransa Yeni Anti Kapitalist Partisi’nden Ruis Emialano Roynaldo ve İsviçre’de insan hakları kuruluşunda görev yapan Annick Marmy de izledi. Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin T Tipi Cezaevi Kampusu içerisinde bulunan salonda görülen duruşmadan sonra katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerinin yapmak istediği açıklamaya, asker “Valiliğin talimatı var” diyerek engel oldu.
‘Türkiye’nin adaletten korkması için bir sebep yok’
Duruşma sonrası konuşan Ruis Emialano Roynaldo, avukatların savunma yapmalarına dahi engel olunduğuna şahit olduklarını ifade etti. Roynaldo, “Yargılama sürecinde etkili olacak, önemli bir takım konulara erişmek için talepleri oluyor, fakat buna izin vermiyorlar. Bana göre Türkiye’nin adaletten korkması için bir sebep yok. Adaletten korkmaması lazım. Avukatların hakimlerin işlerini yapmalarına izin verilmediğini düşünüyorum. Buna bir şekilde izin verilmesi lazım. Sadece bizim için, sizin için, herkes için adaletin gerçekleşmesi lazım” ifadesinde bulundu. Bundan sonraki duruşmalara daha tanınmış kişilerle, insan hakları konusunda çeşitli faaliyetler yürüten delegasyonla gelmeyi planladıklarını belirten Roynaldo, Türkiye’de bu ve buna benzer bir çok olayın yaşandığını, ancak yargı sürecinin insanları tatmin etmediğini söyledi. İsviçre’de insan hakları kuruluşunda görev yapan Annick Marmy ise, “Burada pek çok insan adaletin olmadığı konusunda hemfikir. Devlet insanların üzerinde adaletin gerçekleşmemesi için açık bir terör uyguluyor. Hiç olmazsa biz İsviçre’de bir takım konular hakkında konuşabiliyoruz. Bu konuları da ülkemizde konuşup tartışacağız” dedi.
Kaynak: MA