Tecride karşı dün yapmak istediği yürüyüşün İçişleri Bakanı’nın emriyle engellenmesine tepki gösteren HDP’li vekiller, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘yürütürsem adam değilim’ diyerek bizi tehdit etti. Bu uygulama ülkenin geldiği ağır tecrit koşullarını ortaya koymaya yetiyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları ve milletvekilleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 97 gündür açlık grevi eylemini sürdüren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve 291 tutukluyla dayanışma amacıyla dün Taksim Meydanı’ndan Galatasaray’a yürüyüş gerçekleştirmek istedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla yürüyüşün engellenmesi üzerine Taksim Hill Otel önünde basın açıklaması yapan HDP’liler, burada oturma eylemi gerçekleştirdi. Yürüyüşü engellenen vekiller daha sonra, “Tecrit kalksın Leyla yaşasın” yazılı tişörtleri giyerek İstiklal Caddesi’nde yürüyüş gerçekleştirdi. HDP İstanbul İl Binasına kadar yürüyen HDP’liler, burada eylemlerini sonlandırdı. Milletvekilleri Dilan Dirayet Taşdemir ve Rıdvan Turan, Öcalan üzerindeki tecrit ve yürüyüş engelline ilişkin Mezopotamya Ajansı’na konuştu konuştu.
‘Ülke ağır tecrit koşulları altında’
Yürüyüşlerinin engellenmesinin baştan sona anti demokratik olduğunu hatırlatan Turan, “Leyla Güven bu ülkenin yasalarının içerisinde var olan, herkese uygulanan, bütün tutuklu ve hükümlülere uygulanan neyse Öcalan’a da uygulanmasını istiyor. Öcalan’ın ailesiyle ve avukatlarıyla özgürce görüşmesini istiyor. Bizde buna destek olmak için demokratik bir yürüyüş yapmak istedik. Yalnız İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘yürütürsem adam değilim’ diyerek bizi tehdit etti. Bu uygulama ülkenin geldiği ağır tecrit koşullarını ortaya koymaya yetiyor” diye konuştu.
‘Mafyavari ülke yönetimi söz konusu’
Dirayet Taşdemir ise, “Biz 3 yıla yakındır AKP-MHP faşizminin ülkeyi hukuk dışı yöntemlerle yönetmeye çalıştığını ifade ediyoruz. İmralı’daki tecridin kendisi de hukuksuzluğun başladığı noktadır. Aslında biz devlete kendi hukukunu, anayasasını ve yasalarını uygula çağrısında bulunuyoruz. Kendi hukukunu ayaklar altına alan kendi yasasını tanımayan, aslında mafyavari tehditlerle bir ülke yönetimi söz konusu” diye belirtti.
‘Hak hukuk tanımaz bir iktidarla karşı karşıyayız’
Güven’in 97 gündür açlık grevinde olduğuna dikkat çeken Taşdemir, “Yine cezaevlerinde, yurtdışında, Hewler’de yüzlerce kişi aynı taleplerle açlık grevindeler. Talebin özü ise Türkiye hükümetine kendi hukukunu uy, sen hukuk dışına çıkmışsın diyor. Bu hukuksuzluk aslında Kürtlerle başladı, İmralı ile başladı. Bugün tüm ülkeyi işgal etmiş durumda” diye konuştu. Yürüyüşlerinin engellenmesinin hukuksuzluğun fotoğrafının ortaya koyduğunu vurgulayan Taşdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “Aynı zamanda faşizan yönetim anlayışının fotoğrafını da açığa çıkardı. Biz 60’a yakın vekil Taksim Meydanı’ndan yürüyüp aslında açlık grevlerine dikkat çekmek, bu konuda bir duyarlılık yaratmak için bir araya geldik. Ama sabahın erken saatlerinden itibaren her taraf kuşatıldı. Hukuk dışına çıkarak bizlerin yürüyüşüne izin verilmedi. Bu aslında faşizmin fotoğrafıdır. Faşizmin deşifresyonudur. Bu ülkede tecrit kırılmadığı müddetçe ülkenin yarını da çok daha riskli, çok daha tehlikeli bir süreci beraberinde getiriyor. Hak hukuk tanımaz bir iktidarla karşı karşıyayız.”