Tecride karşı 93 gündür açlık grevinde olan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven hakkında “örgüt propagandası” iddiasıyla Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Av. Yalçındağ, Güven hakkında ayrıca zorla getirme kararının da bulunduğunu söyledi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle süresiz- dönüşümsüz açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven hakkında Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeni bir dava açıldı. Güven’in 2017 yılında Abdullah Öcalan’ın doğum günü dolayısıyla Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli (Amara) köyünde gerçekleştirilen etkinlikte yaptığı konuşmada “örgüt propagandası” suçu işlediği iddiasıyla hakkında iddianame hazırlandı.
Abisinin fotoğraflarını bulundurmak suç!
İddianamede Güven’in, “Sayın Öcalan özgür olana kadar biz mücadelemize devam edeceğiz, hepinize başarılar” şeklinde yaptığı konuşma ve Mehmet Öcalan’ın evinde yapılan arama esnasında Abdullah Öcalan’ın posterlerinin bulunması örgüt propagandasına gerekçe gösterildi.
‘Hala yasama dokunulmazlığı var’
Avukat Yalçındağ, müvekkili Güven’in milletvekili olduğunu ve dokunulmazlığı olduğunu hatırlatarak, savcılıkların herhangi bir soruşturmayı iddianameye dönüştürmeyeceklerini ancak fezleke hazırlanarak Meclis’e gönderilebileceğini belirtti.
Dokunulmazlıkla ilgili süreç tamamlanmadan hiçbir şekilde iddianame tanzim edilemeyeceğinin altını çizen Yalçındağ, “Bu sebeple bir önceki dönem milletvekilleri, Anayasaya aykırı bir şekilde yapılan yasal değişiklik sonucu dokunulmazlıkları bir kereye mahsus kaldırılmış, yargılanıp tutuklanmışlardı. Bahsettiğimiz yasal düzenleme Güven için geçerli değil. Güven sonuçta 27’inci dönem seçilmiş biridir. Hala yasama dokunulmazlığı var” dedi.
‘Talimat tensip zaptı düzenlemiş’
Yalçındağ, e-devlet sisteminden Urfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bir dava açıldığını ve Güven ile birlikte Mehmet ve Fatma Öcalan hakkında da iddianame hazırlandığını gördüklerini söyledi. Urfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tensip tutanağının da düzenlediğini belirten Yalçındağ, “Bunu görmemiz üzerine hemen itiraz dilekçesi yazdık. Müvekkilimiz hakkındaki davanın derhal düşürülmesi gerektiğini bildirdik. Şu ana kadar talebimize gelen bir yanıt yok. Bir de müvekkilimiz ikamet yeri Diyarbakır olduğu için Diyarbakır Emniyeti’ne bir müzekkere yazılmış. Emniyet de müzekkereyi Diyarbakır Adliyesi’ne sununca Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi müvekkilimizin talimatla ifadesinin alması için bir talimat tensip zaptı düzenlemiş” diye belirtti.
Zorla getirme kararı!
Urfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Mart’ta ifade vermemesi halinde zorla getirme kararı da verdiğini belirten Yalçındağ, “Müvekkilimin vekil olduğunun göz ardı edilmesi, iddianameyi kabul eden Urfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı, sonrasında müvekkilin ikamet yeri Diyarbakır’dır diye yazı buraya gönderilmesi, emniyetin hemen aynı gün Diyarbakır’a bildirim yapması ile birlikte 5. Ağız Ceza Mahkemesi tarafından bir tensip zaptının düzenlenmesi skandal ve onun içerisinde zorla getirme ihtarı da ayrıca skandaldır” diyerek tepki gösterdi.
‘Kaygı verici’
Tüm bu hukuksuzlukların Leyla’nın politik kimliğinden kaynaklı olduğuna dikkat çeken Yalçındağ “Bilindiği üzere müvekkilim bugün 93 gündür açlık grevinde. Kendisinin tanınmış bir Kürt kadın siyasetçi, uzun yıllardır gerek belediye başkanlığı yapmış, 25’inci dönem Urfa milletvekilliği yapmış ve DTK Eşbaşkanı iken tutuklandı. Kendi Anayasası’nı tanımayan, Anayasası’ndan bi haber adalet sistemini görüyoruz. Bunu düşünmek bile gerçekten kaygı vericidir” şeklinde konuştu.
Kaynak: JINNEWS