Hülya Osmanağaoğlu
Oy hakkı için mücadele eden birinci dalga feminist hareketin eylemcileri, yani süfrajetler, açlık grevleriyle erkek devlete karşı mücadele ediyorlardı. Cezaevlerinde kimi zaman doğrudan oy hakkı talebiyle açlık grevi yapıyorlardı. Cezaevinde siyasal mücadeleyi sürdürme araçlarından yoksun kaldıklarında açlık grevini bir mücadele yöntemi olarak hayata geçiriyorlardı. Kimi zaman ise feminist hareketi bir siyasal hareket olarak kabul ettirmek ve cezaevlerinde siyasal tutuklu ve mahkumlara tanınan haklardan yararlanmak için açlık grevi yapıyorlardı. Yani tüm dünyada feminist mücadelenin tarihi açlık grevlerine aşina. Leyla Güven de çözüm sürecinin sona erdiği 2015 Nisan’ından beri İmralı’da süren tecride karşı açlık grevine başladı. Çözüm sürecinin sona ermesi savaş politikalarına geri dönüş, artan baskı ve şiddet politikaları, kadınların özgürlük mücadelesi önünde de ciddi engeller oluşturuyor.
Kayyum atanan belediyelerde ilk olarak kadın merkezleri, erkek şiddetiyle mücadele örgütlenmeleri lağvedildi, seçilmiş kadın belediye eşbaşkanları tutuklandı, hüküm giydi. Erkek devletin aynı politikaları sonucu olarak 2018 25 Kasım’ında, on yıldır İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen kadın yürüyüşü engellendi. Bu süreçte savaş politikalarının simgesi haline gelen tecridi kırmak erkek devletin baskı ve şiddet politikalarına geri adım attırmak anlamına geliyor. Bugün kadınların mücadelesi açısından direnişin adı Leyla… Leyla kazanacak Leyla yaşayacak…
Gültan Kışanak’ın kadınlara selamı var…
Kürt kadın hareketinden, feminist mücadeleden yol arkadaşlarımız Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel on beşer yıl ceza aldılar. Kadınları 25 Kasım’da erkek devlet şiddetine karşı yürüyüşe çağırdıkları için ceza aldılar. “Kadına yönelik şiddet ideolojiktir, öz savunma haktır” yazan 25 Kasım pankartının ardında yürüdükleri için ceza aldılar. 2016 yılında 6 Şubat’ta “barışa bin kadın” kampanyasıyla, Türkiye’nin dört bir yanından barış sesini yükseltmek için gelen kadınlarla Amed’de Sümerpark’ta buluştukları için ceza aldılar. Biz biliyoruz ki Gültan ile Sebahat aslında bizzat verdikleri kadın özgürlük mücadelesi için ceza aldılar. Sebahat Tuncel’in açlık grevi nedeniyle katılamadığı mahkemede savunma hakkı dahi yok sayılarak ceza verileceği belli olduğu saatlerde Gültan Kışanak mahkemeden çıkarken sıcacık gülümsemesiyle seslendi: “Özellikle kadınlara selamlarımı iletin…” Üstümüzde kalmasın iletmiş olalım…