Ankara Katliamı’na ilişkin davanın duruşmasında, mütalaa aşamasına gelinmesine avukatlar ve aileler tepki gösterdi. Mahkeme heyetinin başkanı cübbesini çıkararak duruşmayı terk etti
Arkara’da 10 Ekim 2015 tarihinde “Barış Mitingi”ne yönelik DAİŞ tarafından düzenlenen ve 103 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara Katliamı’na dair davanın 9. tur duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Kimlik tespiti ardından duruşma mahkemenin gelen belgelerle ilgili bilgileri okumasıyla başladı. Müşteki vekillerinden avukat İlke Işık, davanın mütalaa aşamasına gelemeyeceğini belirterek, dava dosyasındaki eksikleri teker teker anlattı. 7 Kasım 2016’dan bu yana her celsede soruşturmanın genişletilmesini talep ettiklerini kaydeden Işık, “Maddi gerçeğe ulaşmak için tüm delillerin toplanması ve tartışması gerekir. İletişim tespiti dosyaları hâlâ gelmedi. Yargılamanın başından beri Antep’ten istediğimiz dosyalar gelmedi. Mülkiye Müfettişleri kararlarının 8 klasörü hâlâ eksik. İki bilimsel mütalaa sunduk adını bile anmadınız. Derneklerle ilgili belgeler istedik hâlâ cevap gelmedi. Katliam planına ilişkin mailler incelenmedi. Toplanmamış deliller var. Bu deliller toplanmadan ne mütalaa verilir ne de karar çıkabilir” ifadelerinde bulundu.
Gerçek adalet talebi
Antep Valiliği’nin IŞİD dernekleriyle ilgili işlem yapmadığını kaydeden Işık, “IŞİD’li Ahmet Güneş aranıyor ama Antep’in göbeğindeki derneğe gelip, genel kurula katılıyor” dedi.
Işık, şöyle devam etti: “Dosyada 18 Aralık 2015 tarihli Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı raporunda Yunus Durmaz, Nusret Yılmaz ve Deniz Dündar’a iletişim ve müdahale tedbiri uygulanmıştır deniliyor. Ayrıca 3 şahıs ile ilgili başlatılan iletişime müdahale tedbirinin halen devam ettiği önleyici amaçlı olan dinlemenin gizlilik kararı olduğu ve istendiğinde paylaşılabilir notu yer alıyor. Bu 3 kişiyle ilgili dinleme kayıtlarının Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan istenmesi gerekir.
Antep’ten gelen 5 dosya ve diğer dosyalar bizim konumuz.”
IŞİD sanığı Yakup Şahin’in ifadesinden alıntılarla savunmasını sürdüren Işık, gerçek bir adalet beklediklerini söyledi.
Müşteki avukatı Tonguç Cankurt ise, “Bunun sadece bir IŞİD katliamı olmadığını hep söylüyorduk. Bunun siyasal atmosfer içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Türkiye’nin pek çok yerinde kovuşturma ve soruşturmanın akıbetlerinin aynı olduğu yönünde bilgilere sahibiz, bu duruşmada ona doğru gidiyor. Kilis Ağır Ceza Mahkemesi karar verirken, sınır geçişlerinin önlenmesi için yapıldığı yer alıyor ama işlem yapılmıyor” dedi.
‘Vicdanınız nasıl dayanıyor?’
Avukatın savunmaya devamı sırasında mahkeme salonunda bulunan ve yakınlarını katliamda kaybeden aileler davanın mütalaa aşamasına getirilmesine tepki gösterdi. Çocuğunu katliamda kaybeden bir anne, “103 annenin yüreğini yakanları böyle yargılayarak, vicdanınız nasıl dayanıyor? Bizi yeniden mi katletmeye çalışıyorsunuz? Böyle bir şey olamaz. Ben de mitingdeydim” diye tepki gösterdi.
Mahkeme başkanı, “Ben anlamadım herkes bizi yargılıyor. Size söz hakkı vermeden konuşmayın. Siz beni yargılayamazsınız” diyerek, cüppesini çıkarttı ve salonu terk etti. Bu sırada salonda ailelerden fenalaşanlar oldu. Gazetemiz baskıya gittiğinde duruşma devam ediyordu.
Aileler: Sorumlu sadece IŞİD değil
Duruşma öncesi 10 Ekim Dayanışması İnisiyatifi açıklama yaptı. Aileler adına konuşan Mehtap Sakinci, bugüne kadar yapılan tüm duruşmalarda bir adım ileri gidilmediğini belirterek, şöyle devam etti: “Taleplerimiz yok sayıldı, etkili bir soruşturmanın yapılmaması ile birlikte başlayan talihsiz süreçlerde; yargılamanın sonuna geldiğimizi görüyoruz. Ama biz katliamda bugüne kadar katliamın unutulmaması için var gücümüz ile mücadele ettik. Önümüze konan 19 IŞİD’li sanıktan başka da dosyada ilerleyebildiğimiz hiçbir şey yok. Biz de biliyoruz ki, bu kadar büyük maliyeti olan bu katliamda sadece 19 tane IŞİD’li sanık sorumlu değildir. Biz katilleri tanıyoruz ve biliyoruz.” Daha sonra kısa bir konuşma yapan HDP Ankara Milletvekili adayı ve aynı zamanda 10 Ekim Katliamı yaralılarından Nazım Kurt, şunları söyledi: “Biz katilleri tanıyoruz. Biz bu İŞİD ile hareket edenleri Suruç’ta, Diyarbakır’da ve diğer katliamlarda tanıyoruz.”
ANKARA