PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine başlayan Leyla Güven’in 92’nci gününde sürüyor. Leyla Güven ve arkadaşlarının bedenlerini halkların özgürlüğü için ölüme yatırdıklarını söyleyen HDP’li Ömer Öcalan, “Leyla Güven ve zindanlara ses vermeliyiz. Geç olmadan bu direnişi ve mücadeleyi sahiplenmeliyiz.” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018 tarihinde başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 92 gündür devam ediyor. Güven’in ardından Türkiye ve bölgedeki cezaevlerinde, Hewlêr, Galler ve Strasburg’da başlatılan açıklık grevleri de sürüyor. HDP’nin açlık grevi eylemlerine destek olmak amacıyla DTK’de başlattığı nöbet eylemi de 8’inci gününde devam ediyor. Nöbet eyleminde yer alan HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve açlık grevi eylemlerine ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Özgür Paksoy ve Mehmet Şah Oruç’a değerlendirmelerde bulundu.
‘Son 3 yıldır tecrit ağırlaştı’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı Adası’nda 20 yıldır tecrit altında olduğunu ifade eden Öcalan, son 3 yılda tecrit sisteminin ağırlaştırıldığını söyledi. Öcalan ile aile ve avukat görüşünün engellenmesine dikkat çeken Öcalan, kendisinin Adalet Bakanlığı’na yaptığı görüş başvurusunun da cevapsız bırakıldığını belirtti. Öcalan, aile ve avukatların yaptığı görüş başvurularının da sürekli ret edildiğini ancak Öcalan’ın görüş hakkının anayasal hak olduğunu ve engellenmesinin yasalara aykırı olduğunu hatırlattı. Tecridin kaldırılması için halkın demokratik tepki göstermesi gerektiğinin altını çizen Öcalan, “Bu tecrit sadece Sayın Öcalan üzerinde değil, Kürt halkının tamamına uygulanıyor. Devletin Kürt halkının statü sahibi olmaması için yürüttüğü politikadır. Sayın Öcalan sadece Kürt halkı nezdinde değil, Ortadoğu’da etkisi olan bir insan. Sayın Öcalan sıradan biri değil. Devlet sıradan bir yaklaşım sergileyemez” diye konuştu.
‘Mücadeleyi yükseltmemiz gerekir’
DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in öncülüğündeki açlık grevi eyleminin Öcalan’ın anayasal haklarının karşılanması talebiyle başlatıldığını dile getiren Öcalan, “Devlet Kürt siyasetini boşa çıkarmaya çalışıyor. Kürtler statü sahibi olmak için mücadele ediyor. Açlık grevi eylemleri statü mücadelesidir. Bu çok güçlü bir mücadeledir. Kürt özgürlük mücadelesinde cezaevleri her dönem tarihi rolünü oynamıştır. Cezaevlerinde bir kez daha tarihi bir dönem yaşanıyor. Bizim yapmamız gereken bu mücadeleyi yükseltmektir” dedi.
‘Leyla Güven’in eylemi bir kıvılcımdır’
Leyla Güven’in milletvekili olduğuna, Meclis’in bir üyesi olduğuna işaret eden Öcalan, devletin Güven’in eylemine karşı sessizliğine tepki gösterdi. Öcalan, “Leyla Güven’in eylemi bir kıvılcımdır. Devletin inkar ve imha politikalarına karşı bir cevaptır. Bu saatten sonra bizler de Leyla Güven ve cezaevlerinde bulunan arkadaşlarımıza cevap vermeliyiz. Onlar bedenlerini bu halkın özgürlüğü için ölüme yatırdılar. Bu yapılacak en onurlu eylemdir. Bu nedenle bu eylemi sahiplenmemiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘Direnişe sahip çıkmalıyız’
Kürt halkının statü sahibi olması için açlık grevi eylemlerine ses verilmesi gerektiği çağrısında bulunan Öcalan, şunları söyledi: “Kürt halkının 100 yıllık mücadelesinin yok edilmemesi için, Leyla Güven ve zindanlara ses vermeliyiz. Bu direnişe sahip çıkmalıyız. Zindan direnişi, devrim direnişidir. Büyük bedeller ödeniyor. Geç olmadan bu direnişi ve mücadeleyi sahiplenmeliyiz. Kürt halkının mücadelesi başarıya ulaşacaktır ve Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kırılacaktır.”