Dünyanın şekli, iklim değişiklikleri, evrim, küresel ısınma gibi bazı konularda bilimin ortaya koyduğu gerçeklerin reddedilmesinin sebepleri araştırıldı. Bir grup psikolog tarafından yapılan araştırma, bilimin reddedilmesinin bilgi ve eğitim seviyesiyle hiçbir alakasının olmadığını ortaya çıkardı. Buna karşın; evrim, aşı güvenliği, dünyanın şekli ile ilgili en basit açıklamaları bile reddeden insanların, en az diğerleri kadar bilimle ilgili olduğunu ve eğitim seviyesinin de yeterli olduğunu ortaya çıkardı. Elbette ön yargı kadar insanların ‘bilme’ konusundaki tembelliği de bu savaşta dikkat çeken unsurlardan biri. Marjinal gibi gözükerek, toplumda var olma ve kendini kabul ettirme çabası da işin içine giriyor. Dünyanın şekliyle ilgili 2 saatlik ciddi bir araştırma yaparak işin gerçeğini öğrenebilecekken, 2 saniyede ‘dünya düzdür’ demek ve kendini bir anda ‘marjinal azınlık’ içerisine atmak, hem kolay hem de çekici gelebiliyor. Özetle bir konuda bir şey bilmekle, bildiğinin sanılması arasındaki fark ‘bazı’ insanların çok da umurunda olmuyor. Bilgi daha erişilebilir oldukça, bu insanların üşengeçliği ve ‘kendini değerli hissedememesi’ sorunu da beraberinde geliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ