Bugün “asılma” sonucu gerçekleşen iki ölümden ve arkalarında bıraktıkları “hikaye”den söz etmek istiyorum.
Biri kendi isteği ile yaşamına son veren, diğeri Askeri Darbe yargısı tarafından idam edilen iki genç insan!
Geçtiğimiz hafta, insan hakları savunucuları ve Kürt hukukçular açısından çok ACILI idi.
Çok sevdiğimiz, İHD MYK üyesi, Diyarbakır Şube yöneticisi olan arkadaşımız, Av. Muhterem Süren hayatına son verdi.
Doğumundan itibaren savaş koşullarında yaşayan, her türlü travma ile baş etmeye çalışan, bu amaçla hukukçu olan ve meslek yaşamı boyunca hakikat savaşı veren, genç, neşeli, yakışıklı Muhterem, bu hayatı terk etmeyi tercih etti. Eğer yaşamı seçseydi, eminim ki, insan hakları mücadelesinde çok önemli işler yapacaktı.
Genç yaşına rağmen 90’lı yılların savaş acılarının peşinde koşmaya, davalara girmeye devam ediyordu. Mücadeleci idi, her türlü hak ihlaline karşı severek işini yapıyordu.
Ancak, bu sevgili çocuk hayatı terk etti. Hiçbir zaman bilemeyeceğiz, O’nu bu kadar acıtan ne idi?
Tabiri caiz ise “yakıp geçti içimizi”.
Söz etmek istediğim ikinci genç insan Levon Ekmekçiyan…
1982 yılında, Ankara’da “Esenboğa saldırısı” olarak bilinen olayda yaralı yakalandı.
Bir ay gibi bir sürede yargılanıp, idama mahkûm edildi.
Kendisine avukat verilmedi, temyiz hakkını kullanamadı. Ve 1983 yılında idam edildi.
Cenazesi aileye teslim edilmedi, 12 Eylül Darbe yetkilileri tarafından gömüldü.
Levon’un ailesi 2012 yılına kadar bekledi. Artık anneleri çok hastaydı ve tek isteği, oğlunun mezarına sahip olmaktı.
Aile İHD’ye başvurdu ve bana vekalet verdi. 2 yıl boyunca uğraştık, sonunda Levon’un cenazesinin, Cebeci Asri Mezarlığı’nda gömülü olduğu, mezarın ada ve parsel numarası, bize bildirildi.
Devletin sarı renkli defterlerinde, mezarın gömülü olduğu sayfayı kendi gözlerimizle gördük.
Ve mezar bizlerin de bulunduğu bir ortamda açıldı, Levon’a ait olduğu söylenen kemikleri ellerimiz ile topladık. Ve cenazeyi, ailenin yaşadığı Fransa’ya gönderdik.
Aile Fransa’da savcılık kanalı ile, Adli Tıp incelemesi ve testi istedi.
Anneden DNA örnekleri alındı. 15 gün sonra anne vefat etti.
Ve geçtiğimiz günlerde, Paris Adli Tıp Merkezi raporu açıkladı.
Kemikler Levon Ekmekçiyan’a ait değildi!
55 yaşlarında bir kadın ve köpekgillerden hayvanlara aitti.
Bu gerçekten korkunç bir durumdu.
Aile şaşkın ve perişandı.
Biz ise, devletin hep dile getirdiği “arşivler açılsın” sözünü hatırladık.
Evet biz bir arşivi açtırdık. Arşivden YALAN ÇIKTI.
İşte geçen hafta bu iki benzer VEDA, bana bunları yazdırdı.