Öyle anlaşılıyor ki, AKP’nin de artık miadı doldu. 16 yılı aşkın bir zamandır AKP eliyle yönetilen ülkenin içine düştüğü duruma bakıldığında bu halkın artık Erdoğan ve AKP’yi daha fazla taşıyamayacağını söylemek yanlış olmaz.
Toplumsal, siyasi,ekonomik,askeri,diplomatik tüm göstergeler bunu fazlasıyla gösteriyor.
Erdoğan artık eskisi gibi halktan destek alamıyor. Bırakalım destek almayı, bugün halk başına gelen her şeyin sorumlusu olarak Erdoğan’ı görüyor.
Anti demokratik olan ve ‘mutlu’bir azınlığın dışında herkese çok çektiren bu cumhuriyette yönetime talip olduğunda Erdoğan, herkese göreydi. Öyle bir dil tutturmuştu ki, herkes geleceğe dönük umutlarını Erdoğan’da görüyordu. Onunla bu anti demokratik cumhuriyetin görece ‘demokratik’bir karakter kazanacağına inanılıyordu.O nedenle de uzunca bir süre Erdoğan’ın devletin içindeki güç odaklarına karşı yürüttüğü mücadelede sonuna kadar yanında oldu. Erdoğan da halktan aldığı bu desteğe dayanarak bu yenilmez gibi görünen güç odaklarına karşı ayakta kalmayı başardı.
Zamanla Erdoğan’ın gerçek bir demokrat olmadığı, her şeyi sadece kendisi için istediği daha iyi görüldü. Devletleştikçe, gücü kendisinde biriktirdikçe o da kitleleri karşısına almaktan, herkesi azarlamaktan, ötekileştirmekten geri durmadı. Kendisine destek veren yeni mutlu azınlığın dışındaki herkesi kendisine küstürmekte, karşısına almakta hiç tereddüt etmedi. Teklikte öyle bir noktaya geldi ki, ilk dönem yoldaşlarından tek birini bile yanında tutamadı. Yapayalnız kaldı. ‘Metal yorgunluğu’ diyerek, kendisine bağlı toplumsallığı yeniden canlandırmaya çalışsa da bunda pek başarılı olamadı. Çünkü sorun etraftakilerde değil, bizzat kendisindeydi. O çok kabarmış, güçlenmişti.O güçlendikçe, etrafı cüceleşmişti ve cüceleşenlerle bir şeylerin kurtarılması mümkün değildi. Şimdilerde çok düşünceli, sıkıntılı ve kaygılı görünüyor.
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra kaybettiği iktidarı alnının akıyla tekrardan elde etmesi mümkün görünmüyor. Herkese çektirmesinden dolayı iktidarda kalmaktan başka çaresi olmayan Erdoğanlı AKP, gelinen aşamada MHP olmadan ayakta kalamaz halde. Onsuz, her şeyini borçlu olduğu iktidarını yitireceğini çok iyi bildiğinden her geçen gün daha fazla tavizkar olmak zorunda. AKP-MHP birlikteliğiyle geçen her gün, MHP daha fazla güçlenecek, AKP ise daha fazla eriyecektir. Bu da devletin nimetlerine iyiden iyiye alışmış olan AKP tabanını ,AKP’nin mutlu azınlığını her geçen gün daha fazla rahatsız edecek ve Erdoğan’dan uzaklaştıracaktır.
AKP-MHP birlikteliğinin bu iktidarı ayakta tutma şansı ise hiç yoktur. Çünkü MHP en eski partilerden olmasına karşın, sahip olduğu kafa yapısı nedeniyle daha fazla gelişme kapasitesi olmayan bir partidir. Gelişme, büyüme esnekliğini gösteremeyecek kadar dar ve serttir.
AKP-MHP iktidarı, beka sorununa dönüştürdükleri yerel yönetim seçimlerinde başarılı olsalar da olmasalar da kaçınılmaz bir şekilde böylesi bir sonuçla karşılaşacaklardır. Çünkü toplumun eşitlikçi, özgürlükçü doğası bu kadar hakareti, haksızlığı, yolsuzluğu, baskıyı kaldırmaz.Hak ve özgürlükler bakımından Türkiye ile kıyaslanamayacak denli ileride olan Avrupa ülkelerindeki özgürlük, eşitlik, adalet talepli toplumsal kalkışmalara bakıldığında bunu anlamak mümkün. Yanlış olan toplumu bir şeyden sanmamaktı. Salt kandırmalarla,tehditlerle, baskıyla, zulümle sonuç alınacağı sanıldı. Gerçekten de faşizm halini alan saldırılara rağmen elde edilene bakıldığında ne kadar başarısız kalındığı hemencecik anlaşılır.
Evet, yolun sonuna gelindi. Şimdi herkes soruyor, neden böyle oldu diye. Güçlü Erdoğan nerede yanlış yaptı, başına ne geldi de bunlar oldu?
Aslında Erdoğan’ın başına gelen yeni bir şey yok. Gerçekleşen bir tekrar. Çözülmeyen Kürt sorunu, bir iktidarı daha tarihin çöp sepetine yollamak üzere. On milyonları bulan özgürlük talepli bir halkı yok etmek için bu kadar didinirsen, işte böyle düşersin, belanı bulursun. Evet, gerçekleşen tam da budur. Erdoğan’ı Kürtler bu duruma getirdi ve halbuki Kürtler ona herkesten daha fazla şans vermişlerdi. Ama o bu şansı kullanmasını bilmedi.Kürtleri sadece araçsallaştırdı. O nedenle şimdi yaptığı gibi,Kürtleri suçlamasına gerek yok. Erdoğan’ın başına ne geldiyse, kendi etti kendi buldu…