Erdoğan, Ürdün Kralı II. Abdullah, Mesud Barzani ve Suriyeli muhaliflerin temsilcisi Hariri arasında dikkat çekici görüşme trafiği var. Bu görüşmeler, 2014’te IŞİD’i palazlandıran Amman toplantısı ve yıkıcı sonuçlarını akıllara getirdi. Erdoğan ise Esad yönetimiyle görüştüklerini açıkladı
Son bir haftada AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ürdün KralıII. Abdullah ile KDP Genel Başkanı Mesud Barzani arasında yoğun bir diplomasi trafiği dikkat çekiyor. Bu ekip 1 Haziran 2014 tarihinde Ürdün’ün başkenti Amman’da birçok ülke ve oluşumun katılımıyla gerçekleştirilen ve IŞİD’in Musul’u işgal etmesinin planlandığı bir toplantıyla anılıyordu.İlk önce 27 Ocak günü Mesud Barzani Amman’da Kral Abdullah ile bir araya geldi. KralII. Abdullah’ın Basın Ofisi’nden yapılan açıklamada, ilişkilerin farklı alanlarda geliştirilmesi konusunda hemfikir olunduğu duyuruldu. Yine bölgedeki son siyasi gelişmeler ile terörle mücadelenin masaya yatırıldığı kaydedildi. Hemen ardından 2-3 Şubat günlerinde Ürdün Kralı,İstanbul’da Erdoğan ile görüştü.İkili Vahdettin Köşkü’nde kahvaltı yaptıktan sonra 2 saat baş başa görüştü. Görüşme sonrası herhangi bir açıklama yapılmazken, Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, çeşitli alanlarda işbirliğinin güçlendirilmesi için atılabilecek adımlar ile uluslararası gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduğu belirtildi. Kral Abdullah ile Erdoğan’ın görüştüğü gün Hewler’de Mesut Barzani dikkat çekici bir ismi kabul etti. Barzani, kendilerine Suriye Muhalefeti Müzakere Yüksek Komitesi adı veren oluşumun Başkanı Nasır Hariri ile görüştü. Görüşme sonrası Mesud Barzani’nin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, Suriye krizi ve geleceğinin ele alındığı belirtildi. Heyetin ise Barzani’den Suriye krizinin çözümü ve Kürtlerin geleceği için verilen çabanın başarıya ulaşması konusunda rol üstlenmesini istediği kaydedildi.
Dikkat çekici bir isim
Nasır Hariri ismi Suriye iç savaşı döneminde dikkat çeken bir profil oluşturuyor. 2011’de Dera’da başlayan protestolarla siyasete giren Hariri, rejimi güçleri tarafından tutuklandı. Ekim 2012’de Ürdün’e sığınan Hariri, 4 Temmuz 2013 tarihinden itibaren SMDK’nın (Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu) siyasi komisyonunda yer aldı. Temmuz 2014’te ise SMDK genel sekreteri seçildi. Hariri, Ocak 2017’de düzenlenen 1. Astana konferansında askeri grupların temsilcileri ile beraber muhalefetin delegasyonunda tek siyasi figür olarak yer aldı. 4. Cenevre müzakerelerinin başladığı Şubat 2017’de, Suriye muhalefeti delegasyonunun başkanlığını yaptı. Suudi Arabistan tarafından desteklenen Hariri’nin Ürdün ile iyi ilişkilere sahip olduğu ve ayrıca BAE tarafından kabul görüldüğü iddia ediliyor.
Yeni senaryolar olabilir
2014 yılındaki toplantıda Irak ve Suriye’de binlerce katliama imza atacak IŞİD’in önünü açmakla suçlanan bu ekibin, görüşmelerinin aynı tarih aralığına denk gelmesinin tesadüf olmadığı konuşuluyor. Suriye ve Irak’taki planları özellikle Kuzey ve Doğu Suriye ile Şengal-Kerkük hattında Kürt güçlerin IŞİD’e karşı verdiği büyük direnişle suya düşen Amman grubunun değişen dengeler içinde yeni bir pozisyon almaya çalıştığı da iddia ediliyor. Şimdi Türkiye, Ürdün ve KDP’nin Suriye’deki bir takım silahlı grupları nüfuzuna almaya çalıştığı, Kuzey ve Doğu Suriye ile ÖSO’nun kaybettiği şehirleri yeniden toparlama arayışında olduğu da iddialar arasında.
El birliğiyle IŞİD’i palazlandırdılar
IŞİD’in Musul’u ele geçirme ve Bağdat’a doğru ilerleme planının Ürdün’ün başkenti Amman’da 1 Haziran 2014’te düzenlenen üst düzey bir toplantıda yapıldığı ortaya çıkmıştı. ABD, İsrail, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı devletlerin bilgisi dahilinde yapılan toplantıya Ortadoğu siyasetinde etkin olan çok sayıda örgüt ve kişinin katıldığı, Saddam sonrası Irak’taki gelişmeler uluslararası güçlerin istediği gibi gitmeyince ve istenilen düzeyde yürütülemez hale gelince IŞİD eliyle yeni bir müdahale kararı alındığı ileri sürülmüştü. Zaten bu toplantıdan 9 gün sonra IŞİD tereyağından kıl çeker gibi birkaç gün içinde Irak’ın en büyük ikinci şehri olan Musul’a girmiş, yüzlerce tank, askeri araç ve sayısı halen tespit edilemeyen bir orduya yetecek kadar mühimmatın yanı sıra merkez bankasındaki yüz milyonlarca dolar paraya el koymuştu. Burada ele geçirilen silahlarla da başta Suriye olmak üzere birçok noktaya IŞİD saldırıları başlamıştı. Planın içeriği ve orijinal belgesi, toplantıya katılan biri tarafından 4 milyon dolar para karşılığında Iraklı yetkililere satılınca plan temmuz ayında deşifre olmuştu. O gün toplantıya Ürdün istihbarat sorumlusu ve Kral Abdullah’ın temsilcisi Salih Kelob, KDP adına Azad Berwari ve İstihbarat sorumlusu Mesrur Barzani’nin yardımcısı Cuma adında bir kişi, Baas Partisi’nin birçok seksiyon örgütü, Nakşibendi Hareketi adına İzzetin El Duri (Saddam’ın ikinci adamı) ile çok sayıda silahlı örgütün temsilcisi katılmıştı. O dönem yayınlanan haberde, Mesut Barzani’nin toplantıdan 4 gün önce Amman’da olduğu ve toplantının yapılması için ön ayak olduğu belirtilmişti. Bundan haberdar olan İran’ın ise Barzani’yi uyardığı ancak KDP’nin bu uyarıyı dikkate almadığı da haberde yer almıştı. Tüm bu planın içinde Türkiye’nin konumuna da dikkat çekilen haberde, bilgileri sızdıran yetkilinin ağzından şu bilgilere yer verilmişti: “Türkiye ve Suudi Arabistan’ın ise hem mezhepsel bakış açılarıyla hem de politik bakış açılarıyla Ortadoğu’da var olan bütün ilişkileri sürecin içerisine çekerek, kendi Ortadoğu mücadelelerini Suriye sınırı dışına çıkarıp, Ortadoğu geneline mal etme gibi bir yaklaşımı var.”
‘Kardeşim Esad’ demesine az kaldı
TRT ortak yayınına katılan Erdoğan, Suriye ile görüşmelere ilişkin yaptığı açıklamada, Suriye ile alt düzeyde bir dış politika yürütüldüğünü söyledi.İstihbarat örgütlerinin “İlla liderler ne yapıyorsa biz de onu yaparız” havasında olamayacağını belirten Erdoğan, Suriye ile başlaması muhtemel bir müzakere sürecini ima etti. Suriye görüşmeleri kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 14 Şubat’ta Soçi’de bir araya geleceklerini de belirten Erdoğan, Putin ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin, “Sayın Putin’le İstanbul zirvesini andık. Sayın Putin ile ayın 14’ünde Soçi’de bir araya geleceğiz. Temenni ediyorum ki bu güzel bir işe yeni bir anlam kazandıracak. Suriye’deki malum bu süreç, Cerablus, Afrin,İdlib her geçen gün daha iyiye gidiyor” dedi. Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir heyet de 3 gün önce sessiz sedasız Rusya’ya gidip görüşmeler gerçekleştirmişti. Temaslarda Ankara’nın kimi planları için Moskova’dan destek almaya çalıştığı, ancak başta İdlib olmak üzere Türkiye destekli ÖSO gruplarının durumunun Rus yönetimi tarafından kabul edilmediği belirtildi.
DIŞ HABERLER