Türkiye ve bölge cezaevlerinde bulunan tutukluların başlattığı açlık grevlerine devletin kulak vermesi gerektiğini söyleyen Viranşehirliler, “Leyla Güven ve tutuklular hukuksuzluğa karşı anlamlı bir direniş sergiliyorlar” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım’da başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 85’inci gününe gidi. Aynı taleple Türkiye cezaevlerindeki eylemler de yayılarak devam ediyor. Eylemlere destek veren Urfa’nın Viranşehir ilçesindeki yurttaşlar, ülkenin demokratikleşmesi için tecridin kaldırılması gerektiğini ifade etti.
‘Toplumsal sorunlar gizlenerek çözülemez’
İlçe sakinlerinden emekli öğretmen Mehmet Ali Hançer, 3 yıldır Türkiye’de temel insan haklarının ayaklar altına alındığını, hak ihlallerinin sıradan bir hal aldığını ifade etti. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası işbirliği ile Türkiye’ye getirilmesinin üzerinden 20 yıl geçtiğini ve o tarihten bu yana İmralı Adası’nda büyük bir tecrit uygulandığını sözlerine ekleyen Hançer, bunun zamanla tüm Türkiye’ye yayıldığını söyledi. Tecridin toplumsal barışı da bozduğunu dile getiren Hançer, “Geçmişte bir çözüm süreci yaşandı. Bu sürecin en önemli aktörlerinden biri Sayın Öcalan’dı. Toplumsal sorunlar gizlenerek çözülemez. Sayın Öcalan sorunun nasıl çözüleceğini tüm dünyaya defalarca gösterdi. Ancak savaştan medet umanlar bu süreci bozmakla kalmadı. Öcalan üzerindeki tecridi ağırlaştırarak ülkeyi büyük bir kaosun içine sürükledi. Şimdi de bu kaostan çıkması için zindanlarda bulunan tutsaklar bedenlerini ölüme yatırdılar. Süreç kritik bir evrededir” diye konuştu. Hançer, dışarıdaki herkesin cezaevlerindeki direnişe ses vermesi gerektiğini söyledi.
‘Cezaevlerinden cenazeler çıkmadan herkes sorumluluğu yerine getirmeli’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin insanlık suçu olduğunu söyleyen Binevş Tanboğa da tecridin bir an önce kalkmasını istedi. Leyla Güven’in başlattığı direnişi sahiplendiklerini dile getiren Tanboğa, Güven’in ve cezaevlerindeki tutukluların talebinin kendi talepleri olduğunu ifade etti. Onurlu bir barış istediklerini ve bunun için mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini söyleyen Tanboğa, “Cezaevlerindeki tutuklular ülkede devam eden çatışmalı sürecin son bulması ve diyalog sürecinin başlaması için bedenlerini ölüme yatırdı. Cezaevlerinden cenazeler çıkmadan herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli” dedi. Leyla Güven’i Viranşehir ilçesinde belediye başkanı olduğu dönemde tanıdığını dile getiren Gezo Erdem, Güven’in o dönemde de mücadeleci bir kişiliğe sahip olduğunu, şimdi de o kişiliğinden ödün vermeden mücadele ettiğini söyledi. Açlık grevlerinin haklı talep etrafında gerçekleştiğini dile getiren Erdem, Güven ve tutukluların taleplerinin bir an önce karşılanması gerektiğini ifade etti.
‘Direnişi sonuna kadar destekliyoruz’
Son 3 yıldır AKP-MHP iktidar bloğunun ülkede bulunan bütün demokratik değerlere saldırdığını dile getiren Seydi Turgut da şunları söyledi: “Bu saldırıların sonucunda ekonomik ve siyasi kriz oluştu. İçerde ve dışarıda Türkiye kaosa sürüklendi. Bunların hepsinin sebebi ise tecrit politikasıdır. Leyla Güven ve tutuklular hukuksuzluğa karşı anlamlı bir direniş sergiliyorlar. Bu direnişi sonuna kadar destekliyoruz.”
‘Devlet kulak vermeli’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Viranşehir İlçe Eşbaşkanı Halil Orhan, Türkiye ve bölge cezaevlerinde bulunan tutukluların başlattığı açlık grevlerine devletin kulak vermesi gerektiğini söyledi. Leyla Güven’in 85 cezaevlerinin ise 45’inci gününe girdiğini ve yaşanacak ölümlerin tek sorumlusunun devlet olacağını ifade Orhan, tecridin sadece İmralı Adası’nda değil tüm Türkiye’de uygulandığını belirtti. Orhan, tecridin kırılmasının tek yolunun topyekün mücadele olduğunu ifade etti.
‘Açlık grevi eylemcilerinin sesi olacağız’
Öte yandan, HDP Adana Gençlik Meclisi üyeleri de, açlık grevindekilerin direnişini sahiplendiklerini belirterek, “Onların sesi olacağız” dedi. Güven ve tutukluların eylemlerinin medya tarafından görülmediğini ve ana akım medyanın buna karşı sağır ve dilsiz olduğunu belirten meclis üyesi Mihraban Kılıç, direnişi gündemleştirip, sahipleneceklerini kaydetti. Kılıç, “Zindanlarda bedenini açlığa yatırmaktan başka alternatif bırakılmayan tutsakların sesine biz de dışarıdan ses olacağız. Bizler Adana’da ses çıkarma eylemleriyle dışarı da ses olmaya çalışıyoruz” dedi. Tüm kesimin bu direnişe ses verip, haklı talepleri sahiplenme çağrısı yapan Kılıç, gençlik olarak “Serî Hilde” şiarıyla tüm gençleri eylemelere katılma çağrısı yaptı. AKP’nin bu ülkede barış istemediği için toplumun her alanında tecridi derinleştirdiğinin altını çizen HDP Adana Gençlik Meclisi Üyesi Selman Şen, Öcalan şahsında uygulanan tecridin Kürt halkına uygulandığını söyledi. Tecridin gençlere yansımasının ise baskı, saldırı, gözaltı, tutuklama olduğunu söyleyen Şen, gençleri tecridi kırmak için bu direnişi sahiplenmeye çağırdı.
Kaynak: MA