Tabi ki hemen söylemeliyim sanki bir oyla dünyaları veriyormuş gibi, şu 4-5 yılda bir içine girdiğimiz hava var ya, çok komik. Kendimizi bir şey zannediyoruz ve sanki bir demokrasi varmış hissi uyanıyor insanda. ‘Oy kağıdını aman mühür, bulaşmasın diye itinayla katlayıp sandığa at 4-5 yılda bir demokrasisi’ ya da benim klasikleşmiş tanımımla ‘Japon kağıt katlama sanatı Origami’ mış ve miş yapmanın zirvesini yaşatıyor insana. Fakat oyun bu şu an için ve bunu değiştiremediğimiz için yenimizi genişletelim o zaman.
Allah’a çok şükür şu aday belirleme işleri bitti sanırım ve artık yerel yönetimlerde, nasıl bir program olacağına dair konuşulabilir herhalde…
Öyle değil mi?
HDP madem 3 büyükşehirde aday çıkarmıyor ve hiç kimse de sanki onun yanında görünmek istemiyor ama herkes onunla birlikte olmak istiyor. -Komik Freudvari bir politik ilişki.- Bu durumdan yararlanarak, gerçekten muhalif olmanın, sahici bir muhalefet olmanın dayanılmaz ağırlığına oynayalım.
Nasıl mı? Açıkça, mesela 3 temel öneri ileri sürer HDP. (Bence bunlar üzerinde yoğunlaşılması için çok fazla sayıda olmaması gerekir.) Bunları kim uygulayacağım sözü veriyorsa, oyumuz ona olsun diyebilir. Kimsenin, HDP’nin adını anması gerekmez, uzun uzun masalarda oturup, gizli ya da açık pazarlık yapması da gerekmez. Benim programımdan şunları yapıyorsan, oyumu sana veriyorum denir. Öte yandan, zaten bu taleplerle HDP adı öne çıkacaktır. İsteseler de istemeseler de.
Bu seçimlerde özellikle iki büyükşehirde anahtar olmanın gücüyle, sadece bir adayı değil, bütün adayları ‘Toplumsal, Ekolojik, Kadın’a yönelik özel talepleri, en azından dile getirilmeleri sağlanır ya da zorlanır.
Bazen muhalefet, iktidarda olmaktan daha fazla iktidarı yönlendirir.
Yine madem ki HDP, temel olarak, ‘Ekolojik Belediyecilik’ ilkesini savunuyor o zaman mesela bunlardan birisi ‘Bedava Toplu Taşıma’ olabilir. Özellikle büyük kentlerde, ‘Bedava toplu taşıma’, trafik sorununu hafifleten, doğrudan yakıt tasarrufu sağlayan, halkın temel ihtiyaçlarından ulaşımı ücretsiz hale getiren bir ekolojik yerel yönetim ilkesidir.
Her şey bir yana ‘Otobüsleri, metroları bedava yapın’ diyen bir parti, iktidarın ‘şanlı, yüce, kutsal güç, erkek ve ‘Teoliberal’ yani üstüne inanç bulaştırılmış kar hırsına tapan hegemonyasını şöyle bir sarsmaz mı?
Bilmiyorum HDP’den hiçbir arkadaş okuyor mu bu yazıyı?
Var mı okuyan? Ne dersiniz?