Kaldığı cezaevlerinde dönemsel olarak açlık grevine giren ve 60 gün ölüm orucu eylemi yapan İzmir 78’liler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Temur Taşdemir, açlık grevlerinin önemine dikkat çekti. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ruken Demir’e konuşan Taşdemir, Leyla Güven’in açlık grevi eyleminde kararlı olduğunu vurgulayarak, 78’lilerden bu yana cezaevi direnişlerinin birbirine benzer olduğunu söyledi.
Mazlum Doğan’dan Dörtler’in cezaevi direnişine kadar tarihin yeniden yazıldığını belirten Taşdemir, günümüzde de direnişin sembolünü Leyla Güven’in üstlendiğini söyledi. Cezaevlerinin geçmişten bu yana Türkiye’nin kanayan yarası olduğunu dile getiren Taşdemir, “Türkiye’de her dönem şartlar biraz daha ağırlaştırılıyor. Ben de cezaevine giren bir insan olarak biliyorum ki cezaevindeki tutsaklar sadece talepleri karşılansın istiyor ve bu nedenle bedenlerini açlık grevine yatırıyorlar. Çünkü kendilerini başka şekilde savunamıyorlar” ifadelerini kullandı.
Taşdemir, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kabul edilemez ve onur kırıcı olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Leyla Güven şahsında ve açlık grevindeki tutukluların talebi derhal karşılanmalıdır. Türkiye, geçmişteki hatalarını ve suçlarını masaya yatırıp bunun öz eleştirisini verip kendisine yeni bir sayfa açmak zorundadır” diye konuştu. Toplumun direnişe sahip çıktığı takdirde zaferle sonuçlanacağını söyleyen Taşdemir, “Açlık grevlerinin dışarıya yansımaları olursa daha fazla direniş olur.
Tutsak daha fazla cesaret alarak direnişine devam eder. Çünkü açlık grevine giren bir kişi, yaptığı grevi bilinçli yapar” dedi. Hükümetin artık gözünü kulağını açıp tutukluların talebine ilişkin adım atması gerektiğine vurgu yapan Taşdemir, şöyle dedi: “İmralı’da başlayan tecrit, Türkiye’deki bütün toplumda uygulanmak isteniyor. Türkiye, bu süreci ve bu koşulları da fazla taşıyamaz. Leyla Güven bunu iyi gördü ve dayanamayarak açlık grevine başladı. Leyla Güven’in bu talebi haklı bir taleptir. AKP ve MHP hükümeti tarafından Türkiye’nin geleceği karartılıyor. Yarın tarihe karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Leyla Güven ve tutukluların açlık grevlerine karşı sessiz kalmamalıyız. Tecridin kaldırılması toplumun önünü açacaktır. Dolayısıyla, talep bir an önce kabul edilmeli.”