Aram Yayınevi’nden çıkan Lênûska Leyla kitabı, Sema Yüce’nin yaşamına odaklanıyor. Eser, karakterin yaşamındaki ilk dönemler hakkında belli bir çerçeve sunarken, Kürt edebiyatına da bir katkı niteliğinde.
Rıdvan Çelik *
Aram Yayınevi’nden çıkan Lênûska Leyla (Leyla’nın Defteri), biyografik bir roman. Roman, Çanakkale Cezaevi’nde 1998’de bedenini ateşe veren Sema Yüce’nin yaşamını anlatırken, 1990’lı yıllar boyunca yaşanan siyasi gelişmelere değiniyor. Kimileri Kürtçe yayınlanan eserleri okumakta zorlansa da, Lênûska Leyla rahat okunan bir kitap olmuş. Nitekim okurken, akıp gidiyor. Dil konusunda da hayli yetkin olan bu eserle, Kürt edebiyatına bir katkı söz konusu. Leyla’nın (Sema Yüce’nin) Ağrı Tutak’ta başlayan, sonra Ankara’da üniversite okurken devam eden yaşamı, Suriye’de Şam’a kadar uzanıyor. Ancak bu gelişmeleri anlatırken, yeterli bir olay örgüsü kurulabildiği söylenemez. Yani olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkisi kurulmamış. Böylece bir yaşam parçası adeta bir düz çizgi şeklinde akıp gitmiş. Biyografik bir roman olmasına rağmen, Lênûska Leyla romanı, ana karakterinin dünya görüşü, zihniyeti ve psikolojisinin ayırt edici özellikleri hakkında yeterli bilgi veremiyor.
Bunun nedeni ise, 25 yıldır cezaevinde olan birinin, bu konularda derinlemesine, araştırma yapamaması ve bu konuda yazılanlara ulaşamaması olsa gerek. Dahası bunlara mahrem olduğunu düşündüğü olaylara yer vermemesini ve işlediği kimi olayları kimi kaygılardan dolayı oto-sansürden geçirerek kaleme almasını da ekleyebiliriz. Yani yazar toplumsal gerçekçi bir pencereden biyografik bir çalışma yaparken, birey olarak Leyla’yı sosyo-psikolojik açıdan incelemekte zayıf kalıyor. Roman karakterin yaşamındaki ilk dönemleri hakkında belli bir çerçeve sunuyor. Ne var ki, karakter mücadele saflarına katıldıktan sonra, karakterin kendisinden çok, çevresinde gelişen olaylar veriliyor ve roman karakteri silikleşiyor. Nitekim romanda Sema Yüce’nin ilk gençliğine, üniversite ve aktif siyasi yaşamına, gözaltında ve hapishanede karşılaştığı sorunlara tanık oluyoruz. Yaşamının daha sonraki safhaları ise yetersiz kalıyor. Ancak özgürlük mücadelesinde yer alan Kürt kadınının ulusal ve sınıfsal sorunların yanında hem içte hem dışta yaşadığı toplumsal cinsiyet sorunlarına karşı da nasıl bir mücadele verdiğini gözler önüne seriyor roman. Aslında tüm bu boyutların tümünün bir olduğunu, hakikatin bütün olduğunu en iyi Sema Yüce gibi güçlü kişiliklerin yaşamından öğreniyoruz. Bunu edebi bir eserde görünür kılmayı başaran Menaf Osman’a teşekkürler.
Menaf Osman Lênûska Leyla’nın yazarı Menaf Osman, Rojava’nın Haseke bölgesinde 1965 yılında doğdu. İlk, orta ve liseyi Haseke’de; üniversitenin Jeoloji bölümünü ise Şam’da okudu. Şam’da okurken, özgürlük mücaledelesi ile tanıştı ve siyasi çalışmalara katıldı. Son 25 yılını ise Türkiye’deki cezaevlerinde geçirmekte olan Menaf Osman aynı zamanda ressam. Kürtçe, Arapça ve Fransa biliyor ve bu dillere şimdi de Türkçe’yi ilave etmiş durumda. Bugüne kadar iki öykü ve iki romanı yayınlanmıştı. Beşinci kitabı ise Lênûska Leyla oldu.
* Akhisar T Tipi Cezaevi