İranlı sanatçı Sami Hosseini, Sümer ve Hititlere kadar uzanan bir geçmişe sahip olan defi anlattı
Tarihi çok eskilere dayanan def (erbane) müzik aleti, özellikle de Mezopotamya’da yaşamış Sümer ve Hititlere kadar uzanan bir geçmişe sahip. Yine Mısır, Fenike, Hindistan’ın orta kesimleri ile Kuzey Asya ve Amerika kıtasında yaşayan topluluklarca da tören ve eğlencelerde çalınan bir enstrüman olan def, seyahatleri ile ünlü olan Evliya Çelebi’nin eserinde de deften sıkça bahsedilmekte. Parmaklarıyla dokunduğu deriden yaydığı ritimle defin ustaları arasında yer alan İranlı def eğitmeni Sami Hosseini, defin tarihini ve nasıl bir anlam yüklendiğini anlattı.
İsyanı ve coşkunun sesi
Ortadoğu halkları tarafından kullanılıp, sahiplenilen defin eğlence ve taziyelerde çalındığını söyleyen Hosseini, “Sümer uygarlığı zamanında belki de öncesinde def keşfedilmiş. Zaman içerisinde çok değişikliğe uğramış olmasına rağmen, ritim aynen devam eder” dedi. Hosseini, bu ritmin ise sevgiyi, barışı, isyanı ve aynı zamanda coşkuyu akıllara getirdiğini vurguladı. Defin bir diğer adı olan erbanenin ne anlama geldiği üzerinde de duran Hosseini, kelimenin Kürtçe ve Arapça bir kelime olduğunu belirterek devamla şunları aktardı: “Biz sanatçılar erbaneyi akademik anlamda doğru bulmuyoruz. Bu kavram, enstrümanın yeni adıdır. Ama asıl ismi İbrani bir kelime olan def kelimesidir. Def kelimesi de enstrümana vurulduğunda çıkarılan sesin karşılığıdır. Bundan dolayı ismi def. Erbane ise biraz daha yeni bir kavramdır.”
Eskiden kare şeklindeydi
Hosseini, ağaçlardan yapılan defin eskiden kare şeklinde yapılırken, zamanla yuvarlak bir yapıya dönüştüğünü de paylaştı. Hosseini, frekansı çok yüksek olduğundan kaynaklı birçok insanı rahatlıkla etkileyip, müthiş bir motivasyon doğuran def için şunları belirtti: “İran’da defi kullananlar ilk önce ellerini yıkayıp, dua ediyorlar. Sonra defi kullanırlar. Bu enstrüman kutsaldır”
Hamdullah Kesen/Adana-MA