Batman’da kayıp yakınları, haftalar sonra çıkabildikleri İnsan Hakları Anıtı önünde Mehmet Şirin Maltu’nun akıbetini sordu. Diyarbakır’da ise, kayıp yakınları izin verilmediği için eylemlerini yine İHD binasında yapmak zorunda kaldı.
Batman’da kayıp yakınları, 426’ıncı haftasına ulaşan eylemlerini bu kez yasaklı olan Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirebildi. Kayıp yakınlarının 405’inci haftadan bu yana bu alanda bir araya gelmelerine izin verilmiyordu. Anıt önünde gerçekleştirilen eyleme, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar ve insan hakkı savunucuları katıldı. Bu haftaki açıklamayı yapan İHD Şube Yöneticilerinden Abdurrezak Kapmaz, öncesinde tecride karşı açlık grevinin 80’inci gününde olan DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tahliye eddilmesine dair duyduklaru mutluluğu dile getirdi.
Başvurulardan bir sonuç alınmadı
Ardından 1995 Ocak’tan beri kayıp olan Mehmet Şirin Maltu’nun akıbetini soran Kapmaz, şunları söyledği: “Askerler, korucular ve özel timler tarafından iki askeri panzer eşliğinde Kozluk ilçesine bağlı Zediya mezrasına gece saatlerinde baskın düzenlenir. Bu baskında Mehmet Şirin Maltu gözaltına alınır. Ailesine, ertesi gün PKK sığınaklarını ve silahlarının göstermesi gerekçesi ile köye getirdiklerinde kendisine işkence yapıldığını bundan dolayı ayakta duramayacak durumda olduğunu, hiçbir sığınak gösteremediğini ve PKK ile ilgisinin olmadığını söyler. Aynı gün tekrar karakola götürülür. Ailesi götürülürken (Cengiz adlı) Bekirhan Jandarma Karakol Komutanı ve Kozluk Jandarma Bölük Komutanı olay yerinde olduğunu belirtir. Daha sonra M. Şirin Maltu’dan bir daha haber alınamaz. Ailesinin yetkili makamlara yaptığı başvurulardan bir sonuç alınamaz.” Kapmaz, Maltu’nun bir an önce akıbetinin açıklanmasını ve sorumluların yargılanmasını istedilerini dile getirdi.
Diyarbakır
Diyarbakır’da da kayıp yakınlarının İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri ile birlikte “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganı ile gerçekleştirdikleri oturma eylemi, süren yasak nedeniyle 520’inci haftasında yine İHD Şube binasında yapılmak zorunda kalındı. Gerçekleştirilen eyleme, kentteki kimi sivil toplum örgütleri de katılarak destek verdi.
Bu haftaki eylemde, 25 Ocak 1995’te Diyarbakır merkez Sur ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Bedri Alagam’ın akıbeti soruldu. Eylemde konuşan Şube Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, bir kayıp yakını olarak bu mücadeleye çok küçük yaşlarda Galatasaray Meydanı’nda giderek başladığını ve hala da bu mücadelesini sürdürdüğünü dile getirdi. Ailelerin yıllardır kaybedilen yakınlarının akıbetini sormasına tanıklık ettiğini dile getiren Örhan, “Söylediğimiz çok kısa ve net bir şey var; Kayıplarımızın akıbeti açıklansın! Biz nasıl katledildiklerini biliyoruz ve belgeliyoruz, ancak bunu mahkemelere sunmamıza rağmen yıllardan beri hiçbir fail yargılanmadı. Biz bu davanın haklı neferleri olarak, yıllardan beri verdiğimiz bu mücadelede bir sonuç alınıncaya kadar kayıp yakınları ve hak savunucuları bu mücadelenin takipçisi olacağız” diye konuştu.
‘İşkence ettiler’
Ardından Bedri Alağam’ın kaybedilme hikayesini Şube Yöneticisi İrfan Ekinci paylaştı. Ekinci, şunları söyledi: “1969 doğumlu Bedri Alagam, Diyarbakır’daki Yoğurt Pazarı’na yakın bir yerde kıraathane işletiyordu. 25 Ocak 1995 günü sabahında işlettiği kıraathanesini açtığı esnada Olcay adlı bir kişinin silahlı saldırı sonucu yaralandığına tanık oldu. Olay yerine gelen polisler Ali Günbey, Seyfettin Günbey ve Mesut adlı kişileri gözaltına aldı. Saat 10.00 sıralarında ise Bedri Alagam’ı gözaltına aldılar ve bir süre sonra serbest bıraktılar. Akşam saatlerinde yeniden iş yerine gelen polisler, bu sefer birkaç soru sorup ayrıldı. Olayın görgü tanığı olduğu için bu durum Bedri’yi endişelendirmedi, ancak aynı günün akşamında saat 22.30 sıralarında polisler Bedri’yi yeniden gözaltına aldı. Bunu gören köylüsü Abdurrezak Güngörmüş ailesine bilgi verdi. Aynı gün olayla ilgili olarak Hazro ilçesine bağlı Ormankaya köyüne baskın düzenlendi ve Ferit Akçe ile Garip Eker gözaltına alındı. Ferit Akçe, korucu olduğu için aynı akşam serbest bırakıldı. Bedri’nin ailesinin Emniyet Müdürlüğü’ne yaptığı dilekçeli başvuruya ‘Bedri’yi saldık’ cevabı verildi ve dilekçe işleme konulmadan geri çevrildi. Olayın altıncı günü Bedri dışındaki 4 kişi savcılığa çıkarıldı. Seyfettin Günbey ve Mesut adlı kişiler tutuklandı. Ailesi serbest bırakılan Ali Günbey ve Garip Eker ile görüştü. İkisi de Bedri ile aynı yerde tutulduklarını, gördüğü işkencelerden dolayı durumunun ciddi olduğunu ve serbest bırakıldıklarında da yanlarında olduğunu belirttiler.”
‘Bedri Alağam’dan hiçbir haber alınamadı’
Bedri’den haber alamayan aile bireylerinin hukuki yardım talebinde bulunmak amacıyla İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvuruda bulunduğunu anlatan Ekinci, “Şubemiz konuyu, uluslararası Af Örgütü ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na bildirmiştir. Şubemiz avukatları tarafından, tutuklanan şahısların dava dosyaları üzerinde yapılan incelemelerde Bedri’nin gözaltına alındığına dair tutanak bulunmasına rağmen salıverilmesine ait tutanak bulunamadı. Ayrıca incelemenin yapıldığı tarihlerde, DGM kalemi hazırlık soruşturması fihristinde de Bedri’nin adı geçmesine rağmen, daha sonraki süreçte silindiği (üzerinin karalandığı) görüldü. Bu gelişmeler üzerine Algan ailesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurarak dava açtı. Gözaltına alındığı tarihten bu yana Bedri Alağam’dan hiçbir haber alınamadı” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ