Sultangazi’de ikamet eden yurttaşlar, ekonomik krizinden dolayı ucu ucuna yaşadıklarını söyleyen yurttaşlar, “Her şeyi tane ve gramla alıyoruz. Bulgur ve makarna ağırlıklı gıdalarla yetinmeye çalışıyoruz” dedi.
Mezopotamya Ajansı’dan Sadiye Eser’in haberine göre, Sultangazi’de ikamet eden yurttaşlar, ekonomik krizin etkilerine dikkat çekerek, daha önce kilo ile aldıkları mutfak eşyalarını şimdi taneyle aldıklarını dile getirdi. Eşinin ve kendisinin emekli olduğunu ve emekli maaşlarıyla geçinmeye çalıştıklarını belirten Yahya Göktuna, “Bizim kira derdimiz yok. Ona rağmen istediğimiz gibi yiyemiyor, içemiyor ve giyinemiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Her şeyi tane ve gramla alıyoruz’
Kültürel faaliyetlere hiçbir şekilde gidemediklerini ifade eden Göktuna, “Ne sinemaya ne tiyatroya gidebiliyoruz, ne de tatil yapabiliyoruz. Ancak ucu ucuna yaşıyoruz. Hasta olsak ekstra bir harcama yapıyoruz, bu harcamayı da kredi kartı ile yapıyoruz. Bu sefer de borçlanıyoruz. Sonra bu borcu kapatmayla uğraşıyoruz” diye belirtti. Eşiyle pazara gittiklerini dile getiren Göktuna, “Ne alırsan 10 lira yapmışlar. Her şeyi tane ve gramla alıyoruz. Bulgur ve makarna ağırlıklı gıdalarla yetinmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
‘Her şeyden kısıyoruz’
2 çocuğu olan Zeynep Ocak, “Kızımı evlendirdim. Oğlumda okuyor. İster istemez her şeye yansıyor. Çocukları dershaneye de göndermek zorundayız. O yüzden ekonomik kriz bizleri fazlasıyla etkiledi. Et alamıyoruz mesela. Çocuğun kıyafetleri eksik kalıyor. Gezmeye gitmek istiyoruz, yapamıyoruz. Her şeyden kısıyoruz. Çocuklarımızı bir yere götüremediğimizden mecburen eve hapsoluyorlar” diye ifade etti. Mutfakta birçok şeyden kıstıklarını sözlerine ekleyen Ocak, “Mutfakta gerekli şeyler alamıyoruz. Bir balık bile alamıyorsun? Şuan balık bile başını almış gidiyor. Bakliyatları alsan en az 15 lira” dedi.
‘Emekliyim ama ek iş yapmak zorundayım’
Emekli maaşıyla geçinen Hasan Ergöl (62) de, maaşı yetmediği için farklı işlerde çalıştığını söyledi. Bütün kriz dönemlerini yaşadığını sözlerine ekleyen Ergöl, şöyle devam etti: “Ama bu kriz biraz farklıdır. Hep kemer sıktık emekçiler emekliler olarak. Ama bu kemer sıkmakla düzelecek bir durum değil. Kemerde son delik bitti. Emekliyim ama ek iş yapmak zorundayım. Çünkü asgari ücret son olarak 2 bin 20 TL olarak açıklandı. Bu asgari ücretten çok daha düşük emekli maaşları var. Kimi emekliler ortalama eski asgari ücret düzeyinde maaşlar alıyor. En son da 190 TL civarında bir zam geldi. Bu rakamda çok komik. Haziran ayından bu yana ekonomik kayıplarımızın yüzde 20’si bile değil. Yani ikiye bile katlansa bizim maaşımız, bizi ancak açlık sınırında yaşamaya götürür. Şimdi açlık sınırının da altına düştük.”
‘Sistem bizim gibi emeklilere istidam yaratmıyor’
2008’de emekli olduktan sonra çay ocaklarında garsonluk, seyyar satıcılık, kitap satıcılığı gibi işlerde çalışmak zorunda kaldığını anlatan Ergöl, şunları dile getirdi: “Arkada birde işsiz milyonlarca genç var. Tabii ki sistem bizim gibi emeklilere istidam yaratmıyor. Tabii ben gençleri düşünüyorum hiç olmazsa diyorum, açlık sınırında olsa, kuru ekmek soğanda yesek de ayakta kalırız diye düşünüyorum.” Eskiden pazarda 1 kilo sebze meyve verilmediğini diyen Ergöl, “5 kilo 1 TL’ydi. 5 kilo 50 kuruş domatesi böyle almak zorundaydık. İhtiyacımızdan fazlasını alıyorduk. Hepsi çürüyordu dolapta. 2019 yıllında 2 tane soğan alıyorum, 3 domates, 2 biber alıyoruz. Böyle olacağı hiç aklıma gelmezdi” dedi.