İklim değişiminin sonuçları artık gözle görülebilir hale geldi. Yer altı suları iklim değişimi ile birlikte tükenirken, iklim değişimini yaratanlar aynı zamanda yer altı sularını aşırı kullananlardı
Yusuf Gürsucu/İstanbul
İklim çalışmaları yapan bilim insanları, küresel ısınmanın etkileri konusunda, yer altı sularının karşı karşıya olduğu tehlikelerin göz ardı edildiğini açıkladı. Üstelik bugün gerçekleşen her ihmalin, yüzlerce yıl sonrasında bile etkisini göstermeye devam edeceğinin de altını çizdi. Şimdiye kadar küresel ısınma ve iklim değişikliğinin, yeryüzündeki okyanus, deniz, göl gibi su kaynaklarına nasıl zarar verdiği hakkında birçok çalışma yapıldı. Yer altı suları ise aslında çok büyük bir öneme sahip olmasına rağmen geniş çaplı araştırmalara tabi tutulmadı. Yer altı suları aslında gezegendeki temiz içme suyu ve tarım için en önemli ve en güvenilir kaynak niteliğinde. Yer altı kaynaklarından sağlanan su, direkt olarak 2 milyardan fazla insanın hayatlarını etkiliyor.
Gezegenin dengesi bozuldu
Yağmur ve kar, yer altı suları için en önemli besleyici olarak biliniyor. Alınan yağış sayesinde, topraklar suyu emiyor, fazla olan sular da akarsulara karışarak denizlere, okyanuslara akıyor. Mevcut kaynaklar incelendiğinde ise yer altı sularında büyük bir azalma, topraklarda ciddi bir kuraklık olduğu saptandı. Bugün araştırmalarda ortaya çıkan tablonun, onlarca yıl öncesinde yapılan ihmallerin sonucu olduğu anlaşıldı. Yani iklim değişikliğinin etkileri, sadece sizleri değil çocuklarınızı ve hatta torunlarınızı bile daha kötü senaryolarla boğuşmak zorunda bırakacak. Araştırmacılar, kuraklık veya aşırı yağışın bir dengeye oturması gerektiğini, aynı zamanda kurak olan bölgelere yağmur yağmasının durumu kurtaramayacağını belirttiyor. Verimli ve temiz su kaynağına erişebilmemiz için yağışın miktarından çok, niteliğinin önemli olduğunun özellikle altı çiziliyor. Gezegenin bir döngü içinde olduğunu ve verilen her hasarın ve bugün önemsemediğimiz iklim değişikliğinin, gelecekte Dünya’ya geri dönüşü olmayan zararlar vereceğini söylüyorlar.
Sular çalındı!
Bursa’da kurulu bulunan sanayi tesislerinin bacalarından çıkan gazlar Uludağ’da asit yağmurlarını ortaya çıkardı. Ormanların varlığı yavaş yavaş azalırken Uludağ tam bir sermaye yağması altına alındı. Oteller, kayak merkezleri ve maden ocakları ile işgal edilen Uludağ’ın tüm su varlığı ise şişe suyu satan şirketlerin emrine verildi. Nerede akan su var ise orayı çevreleyip boru hatları ile Uludağ eteklerindeki su fabrikalarına taşındı. Sular doğadan çalınarak yüzlerce tür canlı susuzlukla tanıştı. Bursa’yı besleyen bu suların oluşturduğu tüm dereler kurudu. Suların birleşerek oluşturduğu büyük su kütlelerinin önüne barajlar inşa edip suyu ovaya ve oradan denize ulaşması engellendi. İklim değişimi sonucu karların hızla erimesiyle yeraltı bu kar sularından mahrum bırakıldı. Bursa’da geçmişte günlerce yerde kalan kar yağışları artık bitti. Bugün hızla yağan yağmurlar hızla denize kadar akmaya başladı ve ova bundan da mahrum bırakıldı.
Bursa’nın suları
Evliya Çelebi seyahatnamesinde Bursa için sudan ibaret sözleri biliniyor. Daha 20-30 yıl önce Bursa’nın ova kesmini bugün işgal etmiş binalara bodrum katları yapılamazdı. Çünkü birkaç metre kazıldığında yeraltından su çıkardı. Bugün ise Bursa’da yeraltı suları 400- 500 metrelere geriledi. Bu durumun en belirgin nedeni Bursa Ovasın’da inşa edilen sanayi bölgeleridir. En az 1 metre derinlikte 1. sınıf tarım toprağına sahip Bursa ovası sanayi bölgeleri ve sanayi tesisleri ile yok edildi. Bu yok oluşa aldıkları kararlarla destek veren bugüne kadarki yerel yönetimlerin tamamı ovayı hem sanayiye hem de yerleşime açan imar planlarını gerçekleştirdi ve onadı. Ovaya kurulan sanayi tesisleri fabrika sahası içine onlarca sondaj yapıp suyu sınırsızca kullandı. Kuruyan sondaj kuyularına fabrika atıklarını enjekte ederek yeraltı sularını zehirlediler. Bugün bu gidişe dur diyebilecek herhangi bir irade ise henüz ortaya çıkmış değil.