Tarım bir kültürdür. Binlerce yıldır ekolojinin parçası olan insanlar tarım kültürünü var ettiler. Uygulanan serbest piyasa politikalarıyla bu kültür tahrip edildi. Üreticiler ve tüketiciler gıda egemenliğini yitirdi, şirketler kontrolü ele aldı. Ekolojik yıkım yaşatılıyor. Yeni bir seçim arifesindeyiz, partilerin Tarım Bildirgelerini bu bağlamda ele alıyoruz. AKP ile devam edeceğiz.
AKP, iktidarda 16 yılını devirdi, 17’nci yılına girdi. Bu süre içinde tarım politikalarına tek başına yön verdi, yönetti. Dolayısıyla vaatlerine geçmeden önce yaptıklarını süzgeçten geçirmemiz, hakkaniyetli olur diye düşünüyorum.
Çiftçi Borcu arttı: 2005 yılında bankalar tarım sektörüne 6,8 milyar TL kredi verirken, hükümet çiftçilere 3,7 milyar TL destek verdi. 2017’ye gelindiğinde bankaların çiftçiye verdiği kredi miktarı 70 milyar TL’ye yükselirken tarımsal desteklemeler 12,7 milyar TL’de kaldı. Fark 5,5 kat oldu. Çiftçinin kullanıp ödeyemediği ve takibe düşen kredi miktarı 149 milyon TL’den 2,4 milyar TL’ye ulaştı. Yani 16 kat arttı. Sonuç: 2 milyon 721 çiftçi icralık durumda.
Tarım alanları daraldı: 2005 yılında 41,2 milyar hektar toplam tarım alanımız 2016 yılında 38,3 milyon hektara düştü. Başka bir deyişle tarım alanları 2,9 milyon hektar, yaklaşık Belçika yüzölçümü kadar küçüldü.
Tahıl üretim alanımız: 14,2 milyon hektardan 11,5 milyon hektara daraldı, yani 2,7 milyon hektar küçüldü. Buğdayda yeterli iken ithalatçı olduk. Buğday ithalatına AKP döneminde 11,3 milyar dolar ödedik. Aynı dönemde kuru baklagil ithalatına ise 3,4 milyar dolar ödemek zorunda kaldık.
Hayvancılık: Hayvancılıkta ihracatçı konumdayken, ithalatçı kılındık. 2010-2017 hayvan ithalatına toplam 4 milyar 433 milyon dolar öder olduk.
Saman ithalatı: 2012 de saman ithalat etmeye başladık. 2017’ye geldiğimizde saman ithalatına 18,5 milyar dolar ödedik.
Sonuç: AKP döneminin tarım politikaları; bizi önce ihracatçı yaptı, sonra yeterlilik kaybına uğrattı, ardından ithalatçı konuma taşıdı. Gelin şimdi tarımı tahrip eden ve ciddi bir girdaba taşıyan AKP seçim bildirgesinde ne diyor? Bakalım.
AKP, “ 2023 yılında tarımsal Gayrisafi Yurtiçi Hasılamızı 150 milyar dolara çıkaracağız” diyor. 2023 yılına kala kala 5 yıl kaldı. Kalan sürenin üç katı kadar bir zamanda 17 yıllık hükümetlik sürecinizde tarımda samanı, buğdayı, hayvanı ve daha pek çok şeyi dışarıdan alır bir ülke konumuna geldik/getirildik.
AKP “Tarımsal ihracatımızı 40 milyar dolara çıkaracağız” Fındık gibi ana kalem ihraç ürünlerimizin ihracatı ve fiyat belirleme inisiyatifi çokuluslu şirketlerdeyken, hangi organizasyonla söyledikleriniz gerçekleştirilecek?
İthalatta şirketler lehine vergi muafiyeti ve gümrük indirimleriyle ithalat kapısı ardına kadar açıldı. İthalatla rekabet edemeyen çiftçiler 3,5 milyon hektar araziyi terk etti, üretmekten vazgeçti. Kendine yeterlilik yer ile yeksan olurken ithalatçı konuma taşındık. Üretim hangi politikalarla başarılacak, yeterlik sağlanacak, sonrasında ihracata yönelik üretimi özendirilecek ve ihracat 40 milyar dolara çıkarılabilecek?
AKP, “2018 yılında 14,5 milyar TL destekleme ödemesi yapacağız”, diyor. Önce 2007’den bu yana verilmeyen, “gasp” edilmiş olan 100 milyar dolarlık destek parasını ödenecek mi, ödenmeyecek mi, bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Ayrıca bugüne kadar tam ödenmeyen destekler nedeniyle bankalar nezdinde icralık duruma düşen 2 milyon 721 bin çiftçinin sorununu nasıl çözüleceğine dair bir açıklama yok.
AKP vaatlerinde,
* “Sertifikalı tohum üretimini 2 milyon tona çıkaracağız, sertifikalı tohum kullanımına destek vereceğiz.
* Tarıma dayalı İhtisas organize sanayi Bölgesini hayata geçireceğiz.
* Lisanslı depoculuk sisteminin yaygınlaşması ve gelişmesini sağlayacağız. Uzun süreli kiralama garantisi kapsamında özel sektöre lisanslı depo yaptıracağız.
* Ülkemizin hayvan varlığını artırmak amacıyla Ziraat bankası kredi olanaklarıyla şartları uygun olan yetiştiricilere 250 bin damızlık gebe düve, 300 başa kadar olmak üzere toplamda 500 bin baş damızlık koyun vereceğiz…”
Sıralanan bu vaatlerin tamamı, şirketler yararına çiftçiler aleyhine. Çiftçi ile hiç alakası yok ki.AKP; “nüfusun yeterli, kalite ve güvenilir gıda ile beslemeye devam eden bir ülke olacağız” diyor. Gıdada yeterli değiliz. Kalite ve güvenilir gıda konusunda en çok AKP döneminde panik yaşandı/yaşatıldı. At, eşek, kanguru eti satışları AKP dönemin yapıldı. Deli dana hastalıklı etlerin satıldığı daha yeni ortaya çıktı. İhraç edilip gümrükten dönen gıdaların iç piyasaya sürüldüğü kaygısını insanlar yaşarken bu konularda açıklama yapılmazken, AKP hala sessizliğini koruyor. GDO’lu yemlere AKP döneminde izin verildi.
Evet, AKP, tarımın tahribatına devam edeceğine dair “yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” diyor.