Eleştirmenlerin yüzde 95’inin erkek olduğunu söyleyen Ayşegül Tözeren, kadınlara yazmaları için cesaret vererek, ‘İçinizdeki babaları öldürerek başlayın söze. Pervasız ve cüretkâr olun’ diyor
Hem edebiyatçı, hem şair, hem doktor, hem insan hakları savunucusu, hem de feminist bir kadın Ayşegül Tözeren. Akademisyenler tutuklandığında Bakırköy Kadın Cezaevi önündeki özgürlük nöbetlerinde karşımıza çıkarken, tutuklu gazetecilere ilişkin yapılan sokak yürüyüşlerinde de kararlı adımları ile biliniyor. Kadınlara, “Yazılamayacak ne varsa yazalım, eleştirilemez ne varsa eleştirelim” diyen Tözeren, son yazdığı “Edebiyatta eleştirinin özeleştirisi” isimli kitabı ile dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Kitabı cezaevindeki kadın siyasetçilere gönderen Ayşegül Tözeren ile kadın olmak ve edebiyat üzerine konuştuk.
‘Pervasız olun’
Sanki edebiyata bir üst bakışı ancak bir erkek atabilir düşüncesi var diyen Tözeren, bunun böyle olmadığını tarihin göstereceğini düşünüyor ve sessiz devrimin olduğu bir çağda, kadınların eleştirisinin de sessiz devrim yapacağını vurguluyor. “Bizim gibi toplumlarda kadının kendisi ile yüzleşmesi çok zor” diyerek, şöyle devam ediyor sözlerine Tözeren, “Kadın manifestosu yazmıştım ben, ‘kendi içinizdeki babaları öldürün’ diyordum. Sadece biyolojik babanız değil sevgiliniz de baba oluyor. Toplumda sizi yöneten kimse o da baba oluyor. İçinizde baba kimse onu öldürerek başlıyorsunuz işe, ondan sonra başlıyorsunuz söze.” Son olarak kadınlara şöyle sesleniyor yazar: “Yazmak isteyen kadınlara bir çağrı olarak algılansın lütfen. Kadınlar pervasız davransın, yazılamayacak şeyi yazalım, eleştirilemeyecek ne varsa onu eleştirelim. Bu kitap kadınlara ‘pervasız ve cüretkâr olun’ çağrısı yapıyor.”
Evrim Kepenek/İstanbul-JİNNEWS