Tecridin kaldırılması için süresiz dönüşümsüz açlık grevine giren Leyla Güven ve 250’yi aşkın tutuklunun eylemine destek için Diyarbakır İstasyon Meydanında bir araya gelen Kürt halkı, “Güven, bir zihniyeti protesto ediyor. Bu direnişi sahiplenmeli ve seslerini daha fazla duyurmalıyız” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve 250’yi aşkın tutuklunun, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 74’üncü gününde devam ediyor. Tecridin sonlandırılmasını isteyen Diyarbakır halkı, açlık grevlerine destek çağrısında bulundu. Mezopotamya Ajansı’na konuşan halk, taleplerim haklı olduğunu ve biran önce karşılanması gerektiğini ifade ettti.
‘Mutlaka kazanacağız’
Dün “Demokrasi, özgürlük ve adalet” şiarıyla İstasyon Meydanında yapılan kitlesel mitinge katılan Sedat Türlü, Leyla Güven’in bütün halkların özgürlüğü için zindanda açlık grevine yattığını belirterek, “Bir halkın değil bütün Türkiye ve Kürdistan halklarının özgürlüğü için orada yatıyor. Bize düşen de özgürlük için başlattığı bu direnişi desteklemektir. Leyla Güven’in dediği gibi bu eylem meşrudur. Mutlaka ama mutlaka kazanacağız” dedi.
Fatma Timur, “Leyla Güven’in talebi talebimizdir” diyerek, Güven’in iradesini sahiplendiklerini belirtti. Biran evvel bu açlık grevlerine çözüm bulunması gerektiğine dikkat çeken Mehmet Göktekin, de “Tecridin kalkmasını istiyoruz” diye konuştu. Muharrem Çelik, Leyla Güven’le birlikte olduklarını vurgulayarak, halkın harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
‘Güven, bir zihniyeti protesto ediyor’
“Leyla Güven bir zihniyeti protesto etmek için bedenini ölüme yatırmış” diyen Aydın Erdem, konuşmasını şöyle sürdürdü: “21’inci yüzyılda da insanlar bedenlerini ölüme yatırıyorsa eğer, bu sistemin ne kadar barbar olduğunu, toplumu ne kadar cendereye aldığının göstergesidir. Leyla Güven şahsında açlık grevine giren herkesi takip etmeye devam edeceğiz. Ve onların arkasında duracağımızın sözünü veriyoruz.”
Miting için Mardin’den gelen Metin Aslan, açlık grevindekilere ses olmak için buraya geldiklerini belirterek, “Direnişçilerden kötü haberler gelmeden sokaklarda bu direnişi sahiplenmeliyiz. Talepleri meşrudur ve bu talepleri biz de istiyoruz” dedi.
‘Başaracağız’
Leyla Güven ve açlık grevine giren herkesin eyleme kendileri için değil halkı için başladıklarını söyleyen Şefika Alkan, “Canımız ruhumuz Leyla Güven ile birlikte. Başaracağız başaracağız” ifadelerini kullandı.
Tecridin kalkması için Leyla Güven’in açlık grevi eylemini başlattığını hatırlatan Mekiye Güzel, “Bu tecrit sadece Sayın Abdullah Öcalan üzerinde değil bu tecrit bütün Ortadoğu halkları üzerinde bir tecrittir” diye konuştu. Tecridin ortadan kalkmasıyla Türkiye’de adalet ve demokrasinin sağlanabileceğini söyleyen Güzel, “Leyla Güven haklıdır. Leyla Güven’in talebi bütün halkın talebidir. Bütün Kürdistan halkının, bütün Türkiye halkının, bütün Ortadoğu halkının talebidir. Bu talebin karşılanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Van
Tecridin sonlandırılmasını isteyen Van halkı da açlık grevlerine de destek çağrısında bulundu.
‘Talebi talebimizdir’
Açlık grevlerin kritik bir aşamaya geldiğini hatırlatan Azime Komi, “Açlık grevine giren Leyla Güven’in talebi bizim talebimizdir. Tecridi kınıyorum, açlık grevine giren tutsakları selamlıyorum. Leyla Güven’in talebi bizim talebimizdir” dedi.
Eylemi sahiplenen ve bu iradeyi yalnız bırakmayacaklarına dikkat çeken Rojbin Bor da, “Leyla Güven’in talebi bizim talebimiz. Her ne kadar üzülsek çığlık atsak da buna tepkimiz az olur. Bu duruma derhal müdahale edilmesi gerekiyor. Bu açlık grevlerinde farklı bir sonuç çıkarsa devlet tarihinde bir kara leke daha olacaktır. Kaybedecek bir canımız daha yoktur. Bu yönüyle çözüme sağlanması gerektiğine umuyoruz. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırması lazım. Leyla Güven’in talebi bizim ve Kürt halkının talebidir” diye konuştu.
‘Devlet adım atmalı’
Öcalan üzerindeki tecridi kınadığını dile getiren Mahmut İnal de, “Dünyada böyle bir adalet yok. Biz sonuna kadar Leyla Güven’in taleplerinin arkasındayız. Açlık grevine giren bütün tutukluları selamlıyorum. Leyla Güven’in talebi bizim talebimizdir. Vicdanı olan her kimse bu eylemi desteklemeli. Devlet yetkilileri derhal açlık grevleri ile ilgili bir adım atmalıdır” diye belirtti.
‘Kürtler uzayda çadır açsa gider yakarlar’
Öcalan üzerindeki tecridin yıllardır devam ettiğini hatırlatan yurttaşlardan Ali Beyaz da, şunları dile getirdi: “Kürt halkı üzerinde yüz yıllardır bir tecrit var. Kürtlerin bir çadırı uzayda olsa, bunlar gidip yıkar. Artık Kürtler kendilerine sahip çıkmalı. Sayın Leyla Güven’in durumu artık kritik bir duruma gidiyor. Sayın Leyla Güven’in talepleri hükümet yetkilileri tarafından yerine getirilmelidir.” Nihat Yiğit adlı yurttaş da, Güven’in sesini her kesimin duyması gerektiğini belirterek, Güven’in talebinin yerine getirilerek açlık grevlerinin sonlanması için adım atması gerektiğini söyledi.
‘Toplum sahip çıkarsa tecrit kırılır’
Leyla Güven’in açlık grevinin kritik bir aşamaya geldiğine dikkat çeken Savaş Abi ise, şunları ifade etti: “Leyla Güven arkadaşın tecridin kırılması için başlattığı açlık grevi kritik bir aşamaya geldi ve bundan büyük bir kaygı duyuyoruz. Bu eylem hepimiz için çok kutsal ve anlamlıdır. Bu süreçte herkesin buna sahip çıkması lazım. Toplum sahip çıkarsa tecrit mutlaka kırılır. Bu halkın üzerindeki baskı ve tecridin kaldırılmasını istiyoruz.”
‘Duyarlılık çağrıları değil pratik adımlar atılmalı’
Leyla Güven ve açlık grevinde olan tutuklular için duyarlılık çağrılarının pratik adımlara dönüşmesi gerektiğini dile getiren Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi Sözcüsü Bekir Sıtkı Keçeci, haklı taleplerin karşılanmasını istedi.
‘Eylem biçimi doğru’
Tutukluların elindeki tek pasif direnişin açlık grevi olduğuna ve bu şekilde bedenlerini açlığa, ölüme yatırdığını ifade eden Keçeci, “Mahpusların cezaevinde iki seçenekleri var. Bir fiili direniş; ikincisi bedeni açlığa ve ölüme yatırmaktır. Cezaevinde bu iki direniş dışında hak almanın seçenekleri yok. Şimdi Leyla Güven ve mahpuslar, hak alma seçeneklerini açlık grevi eylemiyle kullanıyor” dedi. Tecridin hem cezaevlerinde hem de toplumsal yaşamın her alanında kaldırılması gerektiğini dile getiren Keçeci, “Bu eylem biçimi doğrudur. Başka yapabilecekleri bir şey yok” diye konuştu.
‘Düzenlemeler yapılmazsa…’
Keçeci, sözlerine şöyle devam etti: “Tam da bugünlerde ölüm sınırına yaklaşan açlık grevleri gerekli düzenlemeler yapılmazsa yani tecridin kaldırılması, mahpusların bir arada daha fazla toplu zaman geçirmesi, el işi becerilerinin gelişme ortamının hazırlanması, avukat ve aile görüşmelerinin üzerindeki baskıların kaldırılması, hasta mahpusların serbest bırakılması ve çocuklu annelerin çocuklarıyla dışarı ortamında birlikte olabilme zemini hazırlanmazsa her an ölümler çıkabilir. Bu talepler insani ve doğal haklı taleplerdir. Bunların kabul edilmemesi için de hiçbir neden yoktur. Ancak baskı politikasını esas alan ve her seçim öncesinde askeri seferleri gündeme getiren zihniyetin, mahpusların haklı taleplerini görmezden geleceği açıktır.”