Bursa’nın Müşküle köyünde içme suyunun kahverengi renkte akması yurttaşları isyan ettirdi. Yurttaşlar, arıtma suyu kullanmalarının çare olmadığını, yetkililerin bir an önce su sorununu çözmesini istiyor
Bursa’nın İznik ilçesinin kırsal Müşküle köyünde içme suyunun kokması ve kahverengi renkte akması, tedirgin ediyor. 4 yıldır sorunun devam ettiğini belirten mahalle sakinleri, yetkililerden çözüm istiyor. Bursa büyükşehir olmadan önce köy olan ve çeşmelerinden tertemiz su akan Müşküle köyü, mahalleye dönüştürüldükten sonra Büyükşehir’e bağlı su ve kanalizasyon idaresi (BUSKİ) tarafında köye su sayaçları takılmış ve sular BUSKi tarafından köye verilmeye başlamıştı. Özellikle son 4 yıldır kirli sularla boğuşan yurttaşlar, adeta isyan ediyor.
Çeşmeden yılan çıkıyor
Nazım Hikmet’in ölümünden sonra anısına dikilen çınarla bilinen Müşküle köyünde, 4 yıldır sular kahverengi ve sarı renkte akıyor. Mahalle sakinlerinin bu konudaki şikâyetleri artarken, geçtiğimiz günlerde su borusundan yılan çıktığı belirtildi. Mahalle sakinlerinden Kader Köroğlu, “Ben bu köye gelin geldiğimden beri buranın suları çok pis. Çok çamurlu akıyor. Çocuklarıma banyo bile yaptıramıyorum. Çaydanlıklarımızın içi hep kireç. Sularımızın temiz olmasını istiyoruz, borudan çamur akmasın artık” dedi. Kafiye Talan ise, “Sular bataklık suyu gibi akıyor, küf kokuyor. Bu su, ne banyo yapılacak, ne de yemeğe konulacak gibi. Ne olacak bu halimiz” diyerek adeta isyan ediyor. Su borusundan 2 metrelik yılan çıktığını ifade eden Nezaket Aydın da, “Geçen gün su borusu patladı. Gittik, baktık, içinde ölü yılan gördük, şok olduk. Koku yaptı. Arıtma suyu kullanıyoruz, o bile fayda etmiyor” diye konuştu.
Köydeki çınarın hikayesi
Müşküle köyünde her yıl Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümünde adına dikilen çınarın başında anma gerçekleştiriliyor. Tarihi Müşküle köyü ve Nazım Çınarı’nın hikayesi ise Nazım Hikmet’in 1940-50 yılları arasında Bursa Cezaevi’nde yatmasıyla başlıyor. Cinayetten hükümlü Müşküleli İsmail Başaran cezaevinde Nazım’la tanışıyor. Nazım’ın yönlendirmesiyle şiir yazmaya başlayan İsmail Başaran, cezaevinden çıktıktan sonra herkese Nazım Hikmet’i anlatır. 60 ve 80 yılları arasında köyde muhtarlık yapan ve Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) kurucuları içinde bulunan Fevzi Kavuk ise 20’li yaşlarında İsmail Başaran’ın tesiriyle siyasete atılıyor ve dünya görüşü şekillenmeye başlıyor. Nazım Hikmet’in, bir şiirinde “Tepemde bir de çınar olursa, taş maş da istemez hani…” dizelerindeki vasiyeti İsmail Başaran ve Fevzi Kavuk tarafından yerine getirilmek için 1964 yılında yani Nazım Hikmet’in ölümünün birinci yıldönümünde bir çınar ağacı dikiyorlar. Nazım Hikmet’in cenazesi bir gün Türkiye’ye getirilirse, Vasiyet şiirinde bahsettiği gibi bu dikilen çınar ağacının altına gömülmesi bekleniyor.
BURSA