PKK Lideri Abdullah Öcalan ile aile ve avukat görüşmelerinin rutin hale getirilmesi ve hükümetin bu konuda açıklama yapması gerektiğini söyleyen İHD EŞ Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Hukuk garabetine son verilmeli. Bu ada hapishanesi kapatılmalı” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in 8 Kasım 2018 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi eylemi 69’uncu gününde. Tüm Türkiye cezaevlerinde başlayan süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine giren tutukluların sayısı da her geçen gün artarken, hükümetin sessizliği de devam ediyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi ve hükümetin sessizliğini Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Altan’a değerlendirdi.
İnsan hakları savunucuları olarak İmralı Cezaevi açıldığı günden bu yana cezaevinin statüsü ve tecride dair eleştiriler yaptıklarını söyleyen Türkdoğan, “Tecridin kaldırılması talebiyle hem ulusal hem de uluslararasına başvurularda bulunduk. Bizim için öncelikli konu mahpusların kanuni haklarından yararlandırılmasıdır. Bu durumda Öcalan ve beraberindeki diğer kişilerin aileleri ve avukatlarıyla düzenli olarak görüştürülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Bu tarz hapishane olmaz’
11 Eylül 2016’dan beri Öcalan’dan hiçbir haber alınamadığını anımsatan Türkdoğan, Öcalan ve beraberindekiler için hükümetin mutlaka bir şeyler söylemesi gerektiğini belirtti. Öcalan’ın aile ve avukat görüşlerinin mutlaka gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulayan Türkdoğan, şunları ekledi: ”Bunlar yapılmadığı için bugün tecrit sorunu mahpuslar bakımından öncelikli gündem oluyor. Aslında askeri anlamda yalıtılmış bir ada hapishanesinden bahsediyoruz. İnsan Hakları Derneği olarak açıldığından bu yana kapatılmasını savunuyoruz. Bu tarz bir hapishane modeli olmaz”
‘Tecrit sadece İmralı’da değil’
Tecridin sadece İmralı hapishanesinde uygulanmadığını belirten Türkdoğan, “İmralı hapishanesinde başlatılan birçok uygulama zamanla Türkiye’nin diğer cezaevlerinde de uygulamaya başlıyor. F Tipi hapishanelerinde birçok kişi tek başına tutuluyor birçok kişi ortak alanlardan yararlandırılmıyor. Mahpuslarla görüşmelerine izin verilmiyor ancak onlar bile hiç değilse avukatları ve aileleriyle görüşebiliyorlar. Tecrit değişik boyutlarda birçok yerde uygulanıyor. İmralı söz konusu olduğunda bunu göremiyoruz ve bu doğal olarak çok ciddi tepkilere neden oluyor” diye konuştu.
‘Görüşmelerin rutinleşmesi gerekiyor’
12 Ocak tarihinde Öcalan’ın kardeşiyle görüştürülmesini de değerlendiren Türkdoğan, şu sözleri kaydetti: “Umuyorum ki yapılan görüşme bundan sonra rutin hale getirilsin. Abdullah Öcalan’ın yakınlarıyla 15 günde bir görüşme hakkı varsa bu görüşmenin sağlanması gerekir. Avukatların kendisini ziyaretleri sağlanmalıdır. Umarım bu şekilde rutine biner ve açlık grevindeki mahpuslarda bu eylemi sonlandırır. Ziyaretlerin rutin hal alması halinde bu tür eylemlere gerek kalmayacak sonlandırılması noktasında gerekli inisiyatifi de alırız.”
Adalet Bakanı ile görüşme
Türkdoğan, İnsan Hakları Derneği olarak bir heyetle birlikte cezaevlerinde başlayan süresiz dönüşümsüz açlık grevleriyle ilgili Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile görüştüklerini belirtti. Görüşmede hem açlık grevlerinin hem de Öcalan üzerindeki tecridin Adalet Bakanı’na anlatıldığını belirten Türkdoğan, şunları aktardı: “Taleplerimizi yazılı bir dosya halinde verdik. Taleplerimiz sadece devam eden açlık grevleri ve tecrit değildi. Diğer insan hakları konuları ve bakanlıkta devam eden ifade özgürlüğü ağırlıklı olan çeşitli yasa çalışmaları, insan hakları reform çalışmaları, adalet stratejileri gibi bizim de katkı sunacağımız çeşitli konular ve insan haklarının durumunu görüştük. Süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri ile tecrit uygulanması noktasındaki bütün talepleri sayın Bakan’a aktardık. Bizi dinledi, haberdar olduklarını söyledi. İHD Diyarbakır Şube Başkanımız Abdullah Zeytun arkadaşımız da görüşmedeydi. Kendisi aynı zamanda Leyla Güven’in avukatıdır. Görüşmeden bir gün önceki izlenimlerini sayın Bakan’a anlattı. İmralı Hapishanesindeki tecridin yasalara aykırı olduğunu ve sonlandırılması gerektiğini aile ve avukat hakkının verilmesini tekrar tekrar ifade ettik. Adalet Bakanlığı ile diyalog yolları açık, kapılar kapalı değil. Sorunlar olduğunda bu sorunları iletme şansımız var. Sorunların çözümü noktasında da siyasi iktidarın belirlediği politika çerçevesinde zorlamaya devam edeceğiz.”