Halkların Demokratik Partisi (HDP), 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. 12 Aralık’ta aday adaylık başvurularını tamamlayan HDP Diyarbakır İl Örgütü’ne bin 170 kişi aday adaylık başvurusu yaptı, başvuruların 600’ü kadınlardan oluştu. 30 Aralık’ta ön seçim gerçekleştiren HDP, halk oylamasında en çok oy alanları aday gösterdi. Eşbaşkanlık sistemini yeni dönemde de uygulayacak olan HDP, kadın çalışmalarına ağırlık vermeyi hedefliyor. HDP Diyarbakır İl Yöneticisi Suzan İşbilen, yerelden yapacakları çalışmaları ve eşbaşkanlık sisteminin önemini Jinnews’e değerlendirdi. Seçime halkla birlikte hazırlandıklarını söyleyen İşbilen, HDP’nin yaklaşık 4 aydır bu sürece hazırlandığına işaret etti. Seçimlere artık hazır olduklarını ve tüm çalışmalarını en aktif şekilde yürüteceklerini kaydeden İşbilen, “Kayyum yerel çalışmalarda sınıfta kaldı. Biz DBP’li belediyeler olarak halkçı belediyeler olmayı hedefimize koymuş ve bunu henüz ilk zamanlarda başarmıştık. Eksik kaldığımız yanlarımız olsa da halkın belediyeleri olarak hizmet verdik” diyerek kayyumın belediyeleri devlet şirketi olarak kullandığını ifade etti.
Halkın taleplerinin kendileri için önemli olduğunu vurgulayan İşbilen, HADEP ile beraber 34 belediye ile başlayan bir yerel yönetim kazanımlarının olduğunu ve 20 yıldır halkçı belediye iddiasıyla yerelden örgütlendiklerinin altını çizdi. İşbilen, “O gün başladığımızda da şartlar çok zordu ve bugün de çok zor. O günden bugüne değişen bir şey varsa o da artan inancımız ve mücadelemizdir. 1999’da AKP yoktu fakat o yıl da üzerimizde yoğun baskılar vardı, bugün AKP var ve üzerimizdeki baskı aynı. HADEP sürecinde onlarca il ve ilçe yöneticilerimiz tutuklanmış, belediyelerimizin çalışmaları baltalanmaya çalışılmıştı. Zihniyet değişmediği sürece demokrasinin inşası zordur. 2014 yılında ise ilk kez 104 belediye alarak yerelde büyük bir başarı elde ettik ve henüz 2 yıl geçmeden AKP kayyumlar atayarak kazanımlarımıza saldırdı” diye belirtti. Baskı ve saldırıların “terör” ile mücadele adı altında yapıldığını fakat yaşananların bu durumun çok ötesinde olduğunu söyleyen İşbilen, “Bugüne kadar tüm dertleri Kürtlerin statü kazanması oldu. Sırf Kürtler kazanımlarıyla ilişkilerini büyütmesin diye,Kürtler bir statü sahibi olmasın diye,Kürdün diline, kültürüne, doğasına saldırıp durdular. Tek amaçları Kürtlerin her zaman piramidin en altında olmasıdır. Çünkü Kürtler bir şey kazanmaya başlayınca korkuyorlar.Korkularının sebebi de Rojava’da gözler önündedir. Yani aslında söylemek istediğimiz şey şu; Kürtlerin yerelden örgütlenmesi AKP’nin hedefine koydu ve AKP, KHK’lerle kayyumlar atayarak hem belediyelerimizi bizden aldı hem de belediyelerimizin yaptığı tüm çalışmaları durdurdu” ifadelerini kullandı.
‘Belediyeler halkındır’
İşbilen, daha önce olduğu gibi yine çalışmalarını sürdüreceklerini ifade ederek, şöyle dedi: “DBP’li belediyelerin yapmaya çalıştığı fakat engellenen çalışmalarını yeniden yapacağız. Örneğin; köylerde komün tarlalar, mandıralar, kadınların çalışabileceği alanlar, kadınların ev ekonomisine katkılar, kadınların evde yaptığı el emeklerini satabilecekleri Mor Market’ler çok sayıda çalışma vardı ve biz de hem bunları hem de çok daha fazlasını yeniden gündeme getirmeyi amaçlıyoruz. O kulübeleri belediyelerimizin önünden göndereceğiz, kapıları halkımıza sonuna kadar açacağız. Belediyeler halkındır, kimsenin özel mülkiyeti değildir. O belediyeler halka hizmet için kuruluyor oraya.”
‘Halkın betona ihtiyacı yok’
Halkın ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarını sürdüreceklerini ifade eden İşbilen, “Gençlerimize, kadınlarımıza, yaşlılarımıza alanlar oluşturup, engelli yurttaşlarımıza da yaşam kolaylığı sağlayacağız. Halkçı belediyecilik iddiamızı daha da büyüterek bu yola çıkıyoruz. Kayyumların kadın düşmanlığını, gençlere ve kültüre düşmanlığını tüm halkımız gördü. Kültür çalışmalarını bile durdurarak yalnızca bir beton çalışması yürüttü 2 senedir. Biz betondan daha fazlasını önümüze koyuyoruz. Bu halkın elbette düzgün bir caddeye, düzgün bir köy yoluna, parklara da ihtiyacı var fakat bu halkın eğitim alanlarına, kurslara, kültür çalışmalarına, kadın kurumlarına, gençlik meclislerine, çocuklar için kurslara da ihtiyacı var ve bu süreçte halkımızın taleplerini dinleyerek daha fazlasını yapmaya çalışacağız” dedi.
Fermuar sistemi
İşbilen, yerel yönetim seçimlerine hazırlanırken eşbaşkanlık sistemini uygulayacaklarını dile getirdi.İşbilen, eşbaşkanlık sisteminde eşittemsiliyeti önemsediklerini ve kotaları da buna göre oluşturduklarını belirtti. Belirli bir kotanın olmadığına işaret eden İşbilen, “Her belediyeye bir kadın bir de erkek eşbaşkan olacağından dolayı ‘şu kadar kadın şu kadar erkek olsun’ diye bir kota belirlemedik. Fermuar sistemi olacak. Hala tartışılan isimler var fakat netleşince tüm adaylarımızı basın yoluyla kamuoyu ile paylaşacağız. Tek amaç ve isteğimiz var o da halkımızın hak ettiği bir yerinden yönetimi sağlamak” diye konuştu.
Eşbaşkanlık batıda da olur
Yaklaşan yerel seçimler, kadınların önemli gündemlerinden biri. Buna bağlı olarak siyaset alanında eşittemsiliyet ve eşbaşkanlığı da tartışan kadınlar, bunun Türkiye’nin her tarafında hayata geçirilmesini istiyor. Kangal Dernekler Federasyonu Başkan Yardımcısı Hacer Elçin, yerel seçimler ve PKKLideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı eyleme ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Necla Demir’e konuştu. Hayatın ve toplumun yarısı olan kadınların yerel yönetimlerde de eşit temsil edilmesi gerektiğini belirten Elçin, hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de eşit temsiliyet istediklerini dile getirdi.
31 Mart’ta yapılacak seçimlerde kadın adayların kadın aday sayısına dair endişelerini aktaran Elçin, “Özellikle bugün ittifak yapan iki sağ ittifak Cumhur ve Milletittifakı denen partilerde kadın adaylar yok denecek kadar az. Bunları reddediyoruz” dedi. AKP-MHP ittifakında yer alan kadınların dahi erkek ağzıyla konuştuklarını ifade eden Elçin şunları söyledi: “Ben 60 yaşındayım.İYİ Parti’nin başkanı Meral Akşener’in komando halini hatırlıyorum. 1980 öncesinde çok kötü şeyler yapmış bir isim. Kullandığı üslup,tavrı mahalle kabadayısı gibi. Biz kadınlara bu yakışmaz. Bu iki ittifakı da desteklemiyorum. Bunların karşısında bir kadın partisi olan HDP’yi destekleyeceğim.”
Eşbaşkanlık sisteminin Diyarbakır’da hayata geçirildiği gibi İstanbul’da da uygulanabileceğini söyleyen Elçin şöyle devam etti: “Bunu biz batıdaki kadınlar da gerçekleştirebiliriz. İstanbul’un bir ilçesinde kadın eşbaşkanlığı alınsa Diyarbakır’da Şırnak’ta yapılan şeyleri biz burada da yapabiliriz. Bu imkansız değil. Yeter ki bize fırsat tanınsın. Kadının elinin değdiği her şeyin güzel olduğunu HDP’de gördük. Kadınların yönetime geçtiğinde iyi şeyler başardığını gördük. AKP saray faşizmine rağmen kadınlar yeni bir yol açacak. Hiçbir partinin başaramadığını belki kadınlar başaracak. Bu yüzden kadınların iradesi önemlidir. Çünkü, kadınlar mutfaktan çıkıp siyasetin merkezine yürüdü. Kadınları kurtaracak olanların da yine kadınlar olduğunu düşünüyorum.”
Dünyayı kurtaracak olanın kadınlar olduğunu söyleyen Elçin, buna en büyük örneğin Rojava Devrimi ile görüldüğünü dile getirerek, “Bunu laf olsun diye demiyorum. Rojava’da devam eden bir kadın devrimi var. Batıdaki kadınları da etkileyecek” dedi. Elçin, kadınların direniş ve mücadelesinin ortak olması gerektiğini söyledi.
‘Sadece Kürtlerin sorunu değil’
Leyla Güven’in eylemine ilişkin de konuşan Elçin, “Kadınların iradesi bize yol gösteriyor. Sankitecrit meselesi Kürtlerin sorunuymuş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ben Türk bir Alevi kadınım. Tecrit benim de sorunum, o yüzden Güven’in bu eylemini yürekten destekliyorum ve bize de iyi bir yol açacağına inanıyorum” dedi
DİYARBAKIR